Alpay meselesini çözmek için dönemi iyi okumak araştırmak lazım.
Ben, Güven ve Koral yapmış olduğumuz sözlü tarih çalışmalarından konuyla ilgili edindiğimiz bilgileri aynen aktarıyorum.
TMT yeryüzüne çıktıkdan sonra eski TMT mensublarının pek çoğu üniformalı asker, yani kurulan mücahit güçlerine dahil olmuşlardı. Bayraktarlığa bağlı olan özel gruplar Y1, Y2, Y3, Çalgıcılar( Türkiyedeki Seferberlik Tetkik Kurululu merkeziyle irtibat sağlayan telsizciler) ve Bozoymak grubu üniformaya girmeyip sadece Bayraktardan emir alıyorlardı.
Bayraktarlığa bağlı özel gruplar ile Sancaktarlığa bağlı üniformalı eski TMTC’ciler arasında ikilik oluşmuş ve bu durum o dönemin(1964-1967) üniformalı grupları ile üniformaya girmeyen sivil gruplar arasında kıskançlık, çekememezlik, birbirlerine karşı düşmanca tavırlar içeren ciddi sorunların oluşmasına neden olmuştu.
Bahsettiğim olumsuzlukların nedeni de üniformalı TMT’ciler görevleri olan bölgelerde askeri disiplin ve hiyerarşi altında görev yapmak zorunda kalmışlardı. Lakin Özel Gruplara bağlı sivil TMT mensubları diğerlerine nazaran daha serbest hareket eden, sadece Bayraktarın verdiği emirleri uygulamakta, görevlerini de mesai gibi kısıtlamalar olmadan ifa etmekteydiler.
Sancaktarlığa bağlı üniformalı eski TMT’ciler bu durumdan rahatsız olmaktaydılar-Düşünsenize bir grup kışlalarında eğitim yapıyor, nöbet tutuyor. askeri hiyerarşi içinde alışa gelmedikleri bir düzene adapte olmaya çalışırken, bir diğer grup ise sivil kıyafetli ve Bayraktardan başka kimseden emir almıyor, askeri disiplin ve hiyerarşinin gereğini uygulamak zorunda kalmadan günlük hayatlarına devam etmekteydi- Mücahitler ve Özel Gruplar arasındaki bu gergin ortam dönemin otoritesini (Bayraktar) de devamlı rahatsız etmekde ve gruplar arası çekişmelere engel olmakda zorluk yaşıyordu.
Sancaktar Kale Bey, Bayraktar Kenan Coşkun’dan özel grupların kendisine bağlanmasını istemiş, durumun daha vahim olacağı uyarısını yapmıştı. Lakin Coygun bunu uygun görmemiş, benim komutam altında kardeş kardeşe kurşun sıkamaz deyip konuyu kapatmıştı.
Alpay’ın vurulmasının esas nedeni de gruplar arası kıskançlık ,çekememezlik gibi sıkıntılardı. Hatta olayın olduğu gece Kenan Coygun bir öğretmenin (ismini şuan hatırlayamadım) evinde misafirdi. Kale bey oraya gitmiş ve Kenan Coygun’a hani sizin komutanız altında kardeş kardeşe kurşun sıkmazdı efendim diyerek olanları anlatmış, Kale beyin bu kışkırtıcı cümlesi Alpay’ın vurulması gibi istenmeyen bu talihsiz olaya neden olmuştu da diyebiliriz.
Tabi hücredeki Alpay’ın Kenan Coygun’un ”kardeş kardeşe kurşun atarmı” söylemi karşısında Alpay’ın keşke öldürmek için sıksaydım çıkışı da deyim yerisindeyse tuz biber oldu ve maalesef bu üzücü olay yaşandı…
Bu yazı ilk olarak Şenet Levent’in Alpay cinayetiyle ilgili yazı dizisine cevaben Osman Yağız Kırmızı tarafından sosyal medyada paylaşılmıştır
Foto: Arşiv