• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Salı, Mart 21, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Okan Dağlı

Adanın istilası 15 Temmuz 1974’te Yunanistan’la mı başladı? – Okan Dağlı

Okan Dağlı Okan Dağlı
15 Temmuz 2019
Okuma Süresi: 5 dk
A A

Kıbrıs müzakereleri başladığı günden beridir yarım asırı geçti. Sorun ise neredeyse asrı buluyor. Fakat Kıbrıs sorununun başlangıcı konusunda her iki taraf başlangıç noktasına farklı referanslar veriyor. Kıbrıs Rum tarafı sorunun Türk işgaliyle 20 Temmuz’da başladığını, Kıbrıs Türk tarafı ise 1963’e vurgu yaparak Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyetinden dışlandıkları tarihi referans olarak gösterme eğilimindedirler. İşte tam da bu noktada bu başlangıç tarihleri sorgulanırken, Kıbrıs Rum tarafının resmi politikanın ötesinde toplumsal bir inanışa dönüşen “20 Temmuz Türk işgaliyle başlayan sorun” vurgusunun üzerinde durmak gerekmektedir.

Askeri darbelere baktığımızda, bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin zorla ve güç kullanarak iktidarı ele geçirdiğini ve askerlerden oluşan cunta yönetimleriyle o ülkenin yönetildiğini görüyoruz. 

Darbelerin geçmiş yüzyılda fazlaca görüldüğü Latin Amerika’dan Uzak Doğu’ya, hatta Avrupa’dan Afrika’ya kadar uzanan birçok ülkede askeri darbelerle iktidarlar ele geçirilmiştir. Uzun yıllar o ülkelerde askeri rejimlerin yani cuntaların yarattıkları anayasal düzenin etkileri, devletlerin içlerinde kurdukları örgütlenmelerle kendileri iktidardan gittikten sonra da devam etmiştir. 

Bu darbeler dış destekler görseler de darbelerde hep yapılan ülkelerin silahlı kuvvetleri kullanılmıştır. Darbeye destek veren ülkeler hiçbir zaman kendi silahlı kuvvetlerini darbeye direk bulaştırmamışlardır. Şili’de faşist Pinochet’in yaptığı darbeyi buna örnek olarak gösterebiliriz. ABD’nin organizasyonuyla ama Şili’li general ve silahlı kuvvetleriyle yapılan darbede demokratik yollarla iktidarı ele geçiren marksist Allende devrilmiş ve ülke yıllarca cunta tarafından yönetilmiştir.

Kıbrıs’ta Yunanistanlı subayların yaptığı darbe mi, istila mı?

Darbe denilen olguda darbeyi yapan o ülkenin silahlı kuvvetleridir! Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974’te yapılan “darbe” hariç… Darbe olmayan, aslında bir Yunanistan istilası olan bu olgu nasıl gerçekleşir?

Kıbrıs’ta 1974 yılındaki istilanın lideri Kıbrıslı faşist Nikos Sampson olarak görülse de yapılan askeri harekat yani istila adada yasa dışı bulunan Yunanistan’ın silahlı kuvvetleri tarafından yapılmıştır. Gerek Milli Muhafız ordusu içindeki Yunanistanlı subaylar, gerekse adada yasadışı konuşlandırılan Yunan silahlı kuvvetleri mevcut Cumhurbaşkanı Makarios’u silah zoru ile iktidardan devirip yerine kukla olarak Nikos Sampson’u getirmişler ve Yunanistan istilasını yani işgalini adına “darbe” diyerek örtmeye çalışmışlardır.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’un 2 Temmuz 1974’te Yunanistan’a yazdığı mektup…

Makarios, 1974 Temmuz’u yaklaştığında 1964 sonrası Kıbrıslı Rumların kurduğu Milli Muhafız Ordusu içindeki Yunanistanlı subayların hükümetin onayı dışında örgütlendiğinden ve “EOKA B” içinde yer alıp, katliam ve cinayetlere karıştığından bilgisine ulaşır. Bunun Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik büyük bir kötülük olduğunu düşünür. Makarios, Yunanistan Cumhurbaşkanı Fedon Gizikis’e adada gelişen olayları yaklaşık üç sayfalık bir mektup yazarak anlatmaya çalışır. **

“… Sayın Başkan, kötülüğün kökünün çok derin olduğunu ve Atina’ya kadar vardığını söylemekle üzüntü duyuyorum. Kıbrıs helenizmin acı meyvelerini bugün tatmakta olduğu kötülük ağacının gelişmesini sağlayan bakımı Atina’da yapılıyor. Daha da açık olmak için Yunanistan’daki askeri rejimin bazı üyelerinin “EOKA B” tedhiş örgütünü destekleyip yönettiklerini söylüyorum. Milli Muhafız Kuvvetlerinde görevli subayların da yasa dışı komplo ve başka kabul edilmez durumlara karışmaları böylece açıklanıyor.”

Makarios Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığına yönelik bir hareketin geliştiğinin farkına varsa da toplumlararsı müzakerelerde bunu dillendirmez. Kıbrıslı Türklerle yapılacak anlaşmaya ramak kala, görüşme sürecini sonlandırılamaz ve sonuçta beklenen son gelir: 15 Temmuz’da Yunanistanlı subaylar Başkanlık Sarayını basar, canını zor kurtaran Makarios 19 Temmuz 1974’te New York’ta BM Güvenlik Konseyi’ne hitap eder. Kıbrıs’taki son durumla ilgili bilgi verir. BM raporlarına yansıyan konuşmasının 32. paragrafında, Kıbrıs’ta darbeden değil Yunan cuntasının bir istila gerçekleştirdiğinden bahseder ve şöyle devem eder.:

“Belirttiğim gibi Kıbrıstaki olaylar sadece Kıbrıslı Rumları ilgilendiren bir olay değildir. Ayni zamanda Kıbrıslı Türkleri de ilgilendiriyor. Yunan cuntasının yaptığı darbe bir istiladır ve bunun sonuçlarından bütün Kıbrıs halkı etkilenmektedir.”

Bu konuşma 20 Temmuz’un gelişini engellemek için artık çok geçtir. Resmi tarihe “Türkiye’nin adayı istilası” olarak geçen olgu Makarios’un konuşmasından saatler sonra gerçekleşir.

Adanın 5 gün arayla iki garantör ülke Yunanistan ve Türkiye’nin istilasına uğraması rastlantı mıydı?

1971’de Lizbon’daki NATO Konferansı yapılır. Yunanistan’daki cunta ve Türkiye hükümetleri Lizbon’da bir anlaşmaya varırlar. ABD Dış Politikası ve Kıbrıs Sorunu adlı kitabında Prof. Van Coufoudakis bu anlaşmayla ilgili şunları yazdı: “Orada (Lizbon), adanın bölünmesi yoluyla bağımsızlığın sona ermesi için Yunanistan-Türkiye anlaşması yapıldı…  Gizli görüşmelerden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan ve Türkiye’nin geldiği çifte enosis çözümünü desteklemeyi kabul etti. ”*

Kıbrıslı Rum yazar George Koumoullis…

 “15 Temmuz 1974’teki olayları inceleyerek “darbe” terimi, önceki makalelerde bahsettiğim gibi yanıltıcıdır. Cumhurbaşkanını yabancı bir ülke, bu durumda Yunanistan, değil de Kıbrıslılar devirirse darbe olacaktı. Kabul etmeyi istemesek de, aslında bunun bir istila olduğu konusunda şüphe yoktur. Yunan Cunta’sı Makarios’u devirmek için birlikler kurmasına gerek yoktu, çünkü zaten Milli Muhafız’ı yönetiyordu ve ayrıca burada ilahî işini tamamlamak için burada Yunan askerleri de – Eldyk birimi-  vardı. Yunanistan’ın, askeri yönetim altında bile Kıbrıs Hellenizmine böyle geri dönüşü olmayan bir felakete yol açtığı acısının farkındayız.”*

Lizbon’da 1971 yılında yapılan NATO Konferansında, Türkiye-Yunanistan uzlaşısındaki hedefin neresindeyiz?

NATO Konferansında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini ve toprak bütünlüğünü garanti eden iki garantör ülke Türkiye ve Yunanistan’ın, adanın bölünmesi ve çifte enosis üzerine uzlaştıkları konuşulup, yazıldı. Lizbon’dan bugüne geldiğimiz noktada adada tanınan ve tanınmayan iki devletin varlığı gerçekleşti. Federal bir çözüm için yapılan Mont Pelerin-Cenevre-Crans Montana üçgenindeki son zirve ve konferanslarda adadaki taraflar, Türkiye ve Yunanistandan bağımsız karar alamayacaklarını ispatladılar. Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin baskı ve belirleyiciği altında, adada bu koşullarda bağımsız bir devlet olmadığını ve olamayacağını gösterdiler. Adı konmasa da adadaki devletlerin az ya da çok, içte veya dışta ama geleceklerini belirleyen en önemli süreçlerde mutlaka Türkiye ve Yunanistan’ın gölgesi altında onların yönlendirmesiyle hareket edebildiklerini bugün için söylemek zor olmasa gerek. Ve tüm bunları söyleyip, son noktayı koymadan önce akla gelen soru şu: “İki anavatan istila ederken Kıbrıslılar nerede?”

*George Koumoullis A tale of three July 15 coups, 15 Temmuz 2018, Cyprus Mail
**AŞAMA Aylık Siyasi Teorik Dergi Sayfa 4

 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Okan Dağlı

Okan Dağlı

Barış aktivisti. Doktor. Ortaçağ kenti Mağusa üzerine kitapları var. Çokkültürlü bir ada insanı.

Okan Dağlı

Güneyde yeni bir sağlık sistemi: GESY – Okan Dağlı

Okan Dağlı
17 Ekim 2019
0

Geçmiş yıllarda Kıbrıs Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na kayıdı olan Kıbrıslı Türk doktorlar tüm işlemlerini eksiksiz yapmak şartıyla bu sisteme kayıt yaptırıp çalışabilirler.

Okumaya Devam Et
Okan Dağlı

İçimizdeki bir insanlık ayıbı: MARAŞ – Okan Dağlı

Okan Dağlı
21 Haziran 2019
0

Bölgemizde hala hınç ve öç çağında yaşıyoruz adeta. Ülkeler, toplumlar, insanlar, taraflar herkes birbiriyle girişmiş, kan davalı yaşıyorlar sanki. Akdeniz ve çevresi binlerce yıl önce dünya uygarlığının beşiği olmuş bir...

Okumaya Devam Et
Okan Dağlı

Tarihi yaşarken yazmak – Okan Dağlı

Okan Dağlı
27 Mayıs 2019
0

Tarih yeniden ve bir başka şekilde, geleceğe ümit vadeden cümlelerle tekrardan yazılmaya başlandı. Düne tanıklık edenler bunu yaşarken tarihe not düşecekler.

Okumaya Devam Et
Bir Yolun Ardından – Okan Dağlı
Okan Dağlı

On ‘a road’ – Okan Dağlı

Okan Dağlı
23 Kasım 2018
0

On ‘a road’ – written by Okan Dağlı We have a saying in Turkish: “They say where you feel hurt is where your heart is. After half a century, with...

Okumaya Devam Et
Zor olan, kolayı yapabilmektir! – Okan Dağlı
Okan Dağlı

Zor olan, kolayı yapabilmektir! – Okan Dağlı

Okan Dağlı
22 Ekim 2018
0

Yaşadığımız coğrafya tarih boyunca hiç bir zaman bütünüyle huzura kavuşamamış bir bölgedir. Orta Doğuda çağlar boyunca toplumlar, bir mozaik gibi içice ve yan yana gelip bir desen oluşturduğu halde, bunun...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA
“Kaybettiğimiz canların hakkını ne pahasına olursa olsun sonuna kadar arayacağız”

“Artık İsias davasında resmi anlamda temsiliyetimizle gözlemci ve katılımcıyız” | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe
  • Cinayet 40 gün önce gerçekleşti! #isias40karagün
  • Cevaplar yerine sorular bulmak, sorgulamak: ihtimallerle yüzleşmek istiyoruz. 
Gazeddawebtv, uzun bir aranın ardından Tevfik Aytekin  ve Nuri Sılay
  • Karl Marx, Kapital

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

22 saat önce
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

22 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

1 gün önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

1 gün önce
Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

1 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.