• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Salı, Mart 21, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa HABER

Yükselen veganizm ile et pişti mi? – Peter Singer

Gazedda Gazedda
30 Ağustos 2018
Okuma Süresi: 9 dk
A A
Yükselen veganizm ile et pişti mi? – Peter Singer

Peter Singer, Princeton Üniversitesi’nde biyoetik profesörü, Melbourne Üniversitesi’nde ödüllü profesör ve kar amacı gütmeyen kuruluş The Life You Can Save’in kurucusudur. Kitaplarında Hayvan Kurtuluşu, Yediklerimizin Etiği: Yemek Seçimlerimiz Neden Önemlidir (Jim Mason ile) ve En İyi Yapabilecekleriniz: Etkili Altruizmin Etik Olarak Yaşamak İçin Fikirleri Değiştirmesi.


Yazar | Peter Singer | The Glob and Mail

Çeviri | Erman Dolmacı | Gazeddakıbrıs


Veganlar birden her yerde. Tüm hayvansal ürünlerden tamamen arındırılmış yemekler sunan restoranlar, New York, San Francisco, Los Angeles ve İngiltere’nin her yerine açıldı ayrıca 2006’dan 2016’ya kadar geçen on yılda üç kattan fazla veganların sayısı arttı. Ama en şaşırtıcı şekilde, Almanya – Çok yakın bir zaman önce ağır et yemekleri vejeteryanlar için bile ülkeyi düşmanca bir yer haline getirmişken – Berlin, kendisini kaliteli vegan yemeklerinin Avrupa merkezi olarak sergiledi.

Kanada’da dana eti ve domuz eti tüketimi 1980’lerde zirveye çıktı ve o zamandan beri keskin bir düşüş yaşadı. Bir süreliğine, bu  düşüşün kaynağının tavuk yenmesinin tercihinden daha dramatik hiçbir şey göstermediği görülüyordu, ancak  2007’den bu yana üm etlerin Kanada tüketimi düşüyor. Bugün, hayvansal ürün  içermeyen yemekler sunmayan restoranlar, milenyum müşterilerini kaybetme riski taşıyor.

Beyoncé, Oprah ve Pink gibi ünlülerin et tüketimini azaltmanın ya da yok etmenin övgülerini dile getirmesiyle birlikte veganlık şüphesiz altın çağını yaşıyor.

Evet, etin devrinin kapanmakta olduğunu gösteren iki ayrı tehdit var. Birincisi, et tüketimine karşı mevcut eğilimlerin devam etmesi, tütünün bugün olduğu gibi, toplumun geniş bir kesimi için onu toplumsal olarak kabul edilemez kılacaktır. Diğeri ise, teknolojik devrimin, büyük baş hayvan, domuz ve tavuk üreticilerini, bir zamanlar dominant kamera ve film üreticisinin dijital devrimi benimsemediği bir dönemde  Kodak’la alakasız hale getirmiş olması durumu gibidir.

Eğer hayvanların yiyecek olarak kullanıldığı büyük ölçekli reklamların devri kapanırsa bu durum çevre ve iklim adına çok iyi olacaktır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün bir raporu olan Hayvancılığın Uzun Gölgesi, elektrik üretimi için fosil yakıtların kullanılmasından sonra hayvancılığın tüm taşımacılık sektöründen daha fazla sera gazı emisyonundan sorumlu olduğunu buldu, buna bütün otomobiller, kamyonlar, uçaklar ve gemiler dahil.

Modern et üretimi, genellikle doğrudan yiyebileceğimiz, tahıl veya soya fasulyesi gibi ürünerin yetiştirilip hayvanları beslenmesini içerir. 

…

Bununla birlikte, şu anda mevcut et tüketim seviyelerini korursak, Asya’daki yeni refah ülkelerdeki insanlar, daha düşük et tüketimi seviyeleri ile bizimki arasındaki boşluğu azaltmaya devam ederken, 2015’te Paris’teki düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda belirlenen iklim hedeflerini karşılama ümidinden vazgeçebiliriz. Londra’da saygınlığı olan Londra Uluslararası Kraliyet Enstitüsü’nün Değişen İklim, Değişen Diyetler raporuna göre durum şu şekilde özetlenebilir: “Hayvancılık üretiminin emisyonlarını azaltmaya yönelik en iyi çabalarla bile, sektör kalan karbon bütçesinden artan payını tüketecek. Bu da ortalama küresel sıcaklık artışını endüstriyel öncesi seviyelerin üzerinde 2 santigrat dereceye sınırlama hedefini gerçekleştirmeyi zorlaştıracaktır. ”

Unutmayın  ki bu amaç, Rio de Janeiro’da düzenlenen 1992 Dünya Zirvesi’nde bahse konu her büyük ülkenin, Birleşik Devletler de dahil olmak üzere , sera gazlarını “tehlikeli insan-karşıtı müdahaleyi” önlemek için yeterince düşük bir seviyede dengelemeye söz verdiğini uygulamak için gerekliydi. Paris konferansında bazı bilim insanları ve Pasifik adası uluslarının liderleri, 2 C’lik bir sıcaklık artışının çok yüksek olduğunu savundular. Konferansta, sıcaklık artışlarını mümkün olduğunca 1.5 C’ye kadar sınırlamaya çalışmak kararlaştırdı. 2 C’yi aşan bir artışın, Sibirya permafrostundaki çözülmelerle büyük miktarlarda ekstra metan salınımı gibi geri besleme döngülerine yol açabileceği konusunda genel bir fikir birliği var. Bu da daha fazla ısınmaya neden olacak ve daha fazla metan serbest kalacak. Böylelikle küresel ısınma, insanlığın ve bu gezegeni paylaştığımız diğer varlıkların geleceği için öngörülemez bir şekilde tehlikeli olanın ötesinde olacaktır.

En büyük çevresel zarar olan iklim değişikliğinde, diğer pek çok neden gibi  et tüketiminin de önemli bir sorumluluk payı taşıması gerekir. On binlerce sıkışık çiftlik hayvanının yoğun gübresi nehirleri kirletiyor. Fabrika çiftliklerinin yakınında yaşayan insanlar koku ve sineklerden muzdarip. Bitkiler ile beslenen sığırlar, insanlar tarafından doğrudan tüketilen ekinler ile su için rekabet ediyor ve hayvancılıkta kullanılan içme, temizlik ve diğer kullanımlar için  su ihtiyacı, birikmesi binlerce yıl süren yeraltı akiferlerinin ciddi bir şekilde tükenmesine yol açmıştır.

Seçkin Kanadalı bilim insanı Vaclav Smil, dünyadaki herkesin et yiyebilmesi için mevcut tarım alanlarından yüzde 67 daha fazla tarım alanı gerektireceğini yazdı. Dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun yediğimiz yemeğe yakın bir yemeği yiyemeyeceği ve bu kadar çok tarımsal alan ve su gerektiren savurgan bir beslenmeyi haklı çıkarmak zordur.

1970 yılında vejeteryan olduğumda, Oxford Üniversitesi’nde felsefe alanında etik konusuna ilgili bir  yüksek lisans öğrencisiydim. Ama et yiyerek, devasa bir ölçekte ahlaki bir acımasızlıkla suç ortaklığı yapacağımı hiç düşünmemiştim. Bugün, bu tür bir cehalet suç olarak görünebilir, ancak neredeyse herkes tarafından paylaşılmıştı. Hayvan hakları terimi mevcut değildi ve çok azı veganın ne anlama geldiğini biliyordu. Kanadalı felsefe yüksek lisans öğrencisi Richard Keshen ile öğle yemeği yeme şansını yakaladığım o güne kadar hiç tanışmadığım çok az etik vejetaryenler vardı. Balliol Koleji yemek salonuna girerkenden Richard, yiyeceği sunan kişiye spagetti sosunda et  var mı diye sordu. Et olduğunu duyduğu zaman, bir salata tabağı aldı. Spagettiyi aldım ve sonra Richard’a neden etten kaçındığını sordum. Şu anda cesedini yediğim hayvanlara bu şekilde davranmaya hakkımız olmadığını düşündüğünü söyledi.

Bu basit tepki, Richard’ın seri hayvan yetiştiriciliği veya endüstriyel hayvancılığın gelişiminden bahsettiği bazı şeylerin yanı sıra, yiyecek için onları yetiştirmek de dahil tüm hayvanlara karşı uymamız gereken ahlaki tutumu ve hayvanların çeşitli kullanım şekillerini ilk defa düşünmemi sağladı. En azından, normal ticari sistemlerde yetiştirilen hayvanların etini yememeyi bırakmam gerektiğine karar verdim ve çok geçmeden bir vejeteryan oldum.

Beş yıl sonra yayınlanan Hayva Özgürleşmesi’nde bu kararımın temelini belirledim. Etik kaygının sınırının, türümüzün sınırı ile belirlenmemesi gerektiğini, bunun ırkımızın ya da daha ötesinde bunun cinsiyetimizin sınırlarına göre de belirlenmesini savundum. Tabii ki, insanlar ve diğer türlerin üyeleri arasında, özellikle de bebeklikten öte normal insanların kapasitesine ve karmaşık bir dil kullanmaya yönelik farklılıklar vardır. Fakat bir varlığın, bir bebekle zaman geçiren herkesin bildiği gibi, acı çekebilmek için akıl yürütme yeteneğine sahip olması gerekmemektedir. İneklerin, domuzların, tavukların ve balıkların acı çekebileceğine dair iyi kanıtlar vardır ve bu yüzden büyük olasılıkla ahtapot gibi bazı omurgasızlar için de bu geçerlidir.

Endüstriyel çiftçilik, hayret verici sayıda hayvan üzerinde şiddetli acılara sebep veriyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hayvan çiftlikleri tek başına her yıl dokuz milyardan fazla hayvan üretiyor. Eskiden, Bristol Üniversitesi’nde veterinerlik fakültesi okulu ve hayvan refahı biliminde başkan olan  Profesör John Webster, tavukların endüstriyel olarak yetiştirilmesini “insanın bir başka hissedebilen hayvana karşı en ciddi, ve sistematik insanlık dışı davranış örneği” olarak tanımladı.”

Bu vahim yagı için birçok sebep var. Tavuk çiftliğine giren herkes için, bariz kalabalık içerisinde biriken tavuk pisliklerininden çıkan amonyaklı kirli havanın gözleri ve boğazı nasıl yakmtığını fark eder. Bununla birlikte, sadece daha uzman bir gözle, bu kuşların o kadar hızlı büyüyemeyeceklerini, olgunlaşmamış bacaklarının inanılmaz büyüklükteki bedenlerini destekleyemeyeceğini bilirler; sonuçta, Bay Webster, tavukların üçte birinin yaşamlarının son haftalarında artrit benzeri belirtileri gösterdiğini söylemektedir. Zeminleri kaplayan çöplere oturamazlar, çünkü yerler uyluklarını yakan çok fazla amonyak içerir. Bazı kuşlarınsa, bacaklarının dayanamayıp yerle bir olması gibi kötü bir kaderi vardır. Daha sonra ise su içmeye gitmek için hareket edemezler ve yavaş yavaş susuzluktan ölürler. (Kuşlar, tek tek her bir kuşla ilgilenmek için yeterli personelin işe alınma maliyetini karşılayacak kadar değerli değildir.)

Endüstriyel olarak yetiştirilen diğer hayvanlar için eşit derecede kötü koşulları tarif edebilirdim, ancak hayvan savunuculuğu yapan kuruluşların web sitelerinde bolca video bulabilirsiniz.

…

İnsan doğasıyla ilgili üzücü ama gerçek bir yorumsa, vegan hareketinin sadece etik nedenlerle ilerlemesi durumunda, bugün olduğu kadar büyük bir hareket olmayacaktı. Bill Clinton 2010 yılında televizyonda, yıllarca olduğundan daha fazla şık ve bakımlı olmasını vegan olmasına atfettiğinde, insanların dikkatini çekti. Beyoncé yakın zamanda, Coachella festivaline hazırlanırken, 44 günlüğüne 112 milyon takipçisini kendisiyle beraber vegan olmaya davet etti. Oprah Winfrey vegan değil fakat Etsiz Pazartesileri gözlemlemeyi taahhüt etti ve on milyonlarca takipçisini de aynı şeyi yapmaya çağırdı. Spor dünyasında da veganizmin sağlık etkilerinin kanıtı yaygındır: Bu yılın erkeklerde Wimbledon şampiyonluğunu kazanan Novak Cokoviç, ara sıra bazı yediği balıklar dışında vegandır. Venus Williams bir otoimmün hastalık tanısı aldıktan sonra vegan oldu ve Serena kız kardeşine destek vererek o da vegan yeme konusuna tutku duymaya başladı. İngiliz futbolcu Jermain Defoe, vegan diyetinin, diğer futbolcuların çoğunun emekli olmasına rağmen kendisinin 35 yaşındayken kariyerini sürdürmesine yardımcı olduğunu söyledi.

Film yıldızları, aktörler ve pop şarkıcılar bir vegan diyetinde ne kadar iyi hissettiklerini ve vegan sporcular tenis şampiyonluğu, boks şampiyonluğu ve uzun mesafe yarışları kazandıklarında, daha fazla insanın hayvansal ürünleri kesmeye motive oluyor.

İnsanlar hayvansal ürünler yemeye ihtiyaç duymadıklarını ve onlar olmadan daha iyi hissettiklerini anladıklarında, et yemeye karşı etik argümanlara daha açık olacaklardır. Bilim insanları, bazı deneklere, sığır eti yemelerini gerektiren bir tüketici testi uygulayacaklarını söylerken, diğer öğrencilere ise testin elma yemelerini gerektiren bir tüketici testi olduğunu söylediler. Bu bilgileri vermeden önce ve sonra, tüm deneklerden ineklerin zihinsel kapasitelerini derecelendirmeleri istenmiştir. Et yeycekleri söylenen denekler,bu bilgi onlara verilmeden öncekine kıyasla daha ineklerin zihinsel kapasitesini daha düşük puanlamıştır. Elma yeyceği söyleyen denekler ise ineklerin zihinsel kapasitelerine verdikleri puanı değiştirmediler. Diğer bir deyişle, ineklerin hassas canlılar olduğunu görmemiz onları yemek üzere olmadığımızda daha kolaydır. Ve aynı şekilde, inek yemeye karşı etik bir argümanın gücününün görülmesi için de benzer bir sonuç bekliyorum.

Yani et tütün gibi aynı yolda ilerler mi? Bir vegan diyetini hayvanlar için ya da çevre için aktivizmle ilişkilendirirseniz, et ile tütün arasında bir benzetme yapmanın bir zorlama olduğunu düşünebilirsiniz. Sonuçta, sigara karşıtı kampanya, sigara içmenin akciğer kanseri veya sigarayla ilgili diğer hastalıklardan ölme riskini keskin bir şekilde artırdığı gerçeğine dayanıyordu. İşlenmiş et ve kırmızı et tüketimi ise sigaraya göre daha yüksek kolorektal kanser düzeyleri ile ilişkili olmasına rağmen, bu  tüm et türleri için geçerli değildir ve sağlık riski sigara içmekten daha düşük görünmektedir. Ancak, insanlar bir vegan diyetinde iyi hissedebilirlerse, etik argümanlar daha yaygın olarak kabul edilecek ve en azından bazı durumlarda hayvanları yemek kabul edilemez hale gelebilecek.

2015’te, bu yılın başlarında hayatını kaybeden muhafazakar Washington Post köşe yazarı Charles Krauthammer, tıpkı bizlerin köleliği bir felaket olarak gördüğümüz gibi gelecek nesil tarafından bugünkü büyük bir akıl  ve evrensel ahlaki duyarlılık ile ilişkili olarak görülen hangi uygulamamız gelecek nesil tarafından bir felaket olarak görülecek diye sordu. Bay Krauthammer’ın cevabı: hayvanlara karşı davranışlarımız. “İkna oldum,” diye yazdı, “Torunlarımızın çocukları, hayvanları yemek için endüstriyel bir ölçekte onlar yetiştirdiğimize, gütüğümüze ve katlettiğimize inanmakta zorlanacaktır.”

Belki de hayvanların endüstriyel olarak yetiştirmenin insanlar tarafından felaket bir şey olarak görüldüğü zamanlar için üç kuşak geçmek zorunda kalmaz. O gün düşündüğümüzden daha da yakın olabilir.

—————————————

Bu yazı Peter Singer’in orijinal dili İngilizcede “With veganism on the rise, is meat cooked? adlı yazısından bazı bölümleri çevrilerek hazırlanmıştır. Yazının orijinal kaynağına The Globe and Mail’in web sitesinden ulaşılabilinir.

https://www.theglobeandmail.com/opinion/article-with-veganism-on-the-rise-is-meat-cooked/

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Yüzüncü yılında Cumhuriyet tekrardan mı batıyor?
DÜNYA

Yüzüncü yılında Cumhuriyet tekrardan mı batıyor?

Gazedda
20 Mart 2023
0

Boğaziçi köprüsünün elli yıl önceki resmine bile baktığımız zaman, Cumhuriyet'in ve doğanın, kültürün, tarihin nasıl talan edildiğini görebiliyoruz. Usta yazar Çetin Altan, 15 Ekim 2014 tarihinde 'Osmanlı Devleti altı kez...

Okumaya Devam Et
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

Gazedda
20 Mart 2023
0

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşünüyor. Yapılan araştırmada, gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı. Gazeteci Dilek Öncül...

Okumaya Devam Et
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

Gazedda
20 Mart 2023
0

Adıyaman’da bulunan İsias Otel’de yaşamını yitiren Kıbrıslı çocukların soruşturması devam ediyor. Kıbrıslı aileler de İsias Otelin yargı sürecini yakından takip ediyor. Kıbrıs’a gelen bilirkişi heyeti enkazda ayrıca bir inceleme yaptı....

Okumaya Devam Et
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Gazedda
20 Mart 2023
0

İsviçre'nin en büyük bankası UBS'in kriz yaşayan Credit Suisse'i satın alması piyasaları sakinleştiremedi. Acil olarak satılan Credit Suisse'in hisseleri yüzde 64 düşüşle 0,67 İsviçre frangına inerek, UBS ile yapılan 0,76...

Okumaya Devam Et
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı
DÜNYA

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Gazedda
20 Mart 2023
0

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ülkedeki emeklilik yaşını parlamento oylaması olmadan yükseltmeye zorlamasına tepki gösteren binlerce insan ülke çapında protestolar düzenledi. Polislerle göstericilerin çatışmalarına sahne olan protestolarda ülke genelinde 500’den fazla kişi tutuklandı....

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA
“Kaybettiğimiz canların hakkını ne pahasına olursa olsun sonuna kadar arayacağız”

“Artık İsias davasında resmi anlamda temsiliyetimizle gözlemci ve katılımcıyız” | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe
  • Cinayet 40 gün önce gerçekleşti! #isias40karagün
  • Cevaplar yerine sorular bulmak, sorgulamak: ihtimallerle yüzleşmek istiyoruz. 
Gazeddawebtv, uzun bir aranın ardından Tevfik Aytekin  ve Nuri Sılay
  • Karl Marx, Kapital

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

23 saat önce
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

23 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

1 gün önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

1 gün önce
Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

1 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.