Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş ve üzeri bireylerin yaşlılık döneminde olduğu bildirilmiştir. Ülkemizde, Devlet Planlama Örgütü tarafından 2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre 65 yaş ve üzeri bireylerin sayısının yaklaşık 23,500 olduğu tespit edilirken, bu rakam ışığında 2016 yılında 65 yaş ve üzeri bireylerin sayısının yaklaşık 25,600 olacağı öngörülmüştür. 65 yaş ve üzeri nüfus ile ilgili herhangi bir veri 2018 yılı için yayınlanmamıştır.
Yaşla birlikte diyabet, tansiyon ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarının görülme sıklığı da artmaktadır. Bu hastalıklardan bir tanesi de osteoporoz, halk arasında bilinen ismiyle kemik erimesidir. İskelet, vücudumuzdaki tüm kemiklerin eklem ve bağlarla birbirine bağlanmasıyla oluşan bir sistemdir. Kemik erimesi, önlenebilir bir hastalık olmakla birlikte, sistematik olarak ilerleyici kemik mineral yoğunluğunun kaybıyla iskelet sistemi bozukluğuna sebep olmaktadır. Basitçe bir benzetme kullanmak gerekirse, sağlıklı bir kemik dokusunun yapısına bakıldığında beton gibi boşluksuz ve sert olduğunuz görülür; diğer yandan kemik erimesi gerçekleşmiş bir kemik ise peksemet gibi içi delikli ve kırılmaya yatkındır.
Kemik mineral kaybı sebebiyle kemik kırıkları oluşma riski artmaktadır. Özellikle, yaşla birlikte kırılan kemiklerin iyileşmesi süresi uzar. Kemik kırıkları, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan bilimsel bir çalışmada, yaşlı katılımcıların %80’i kalça kırığı nedeniyle hareket etme bağımsızlıklarını kaybetmek yerine yaşamlarına son vermeyi tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Dünya çapında değerlendirildiğinde, kemik erimesi yılda 8,9 milyon kemik kırığına sebep olmaktadır. Yani, Dünya’da her 3 dakikada bir kemik erimesi nedeniyle kemik kırıkları meydana gelmektedir.
Hangi faktörler kemik kırıkları riskini arttırmaktadır?
Fiziksel aktivite yetersizliği, yalnız yaşamak ve sigara kullanımı gibi hayat tarzı faktörleri; yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımıyla ilişkili diyet kaynaklı faktörler; ilerleyen yaş ve cinsiyet temelli faktörler -yapılan çalışmalar kadınların erkeklerden daha fazla kemik erimesi riskine sahip olduğunu göstermiştir-; depresyon gibi ruhsal sağlığın olumsuzluğu ve yaşanılan konutun kötü olmasına bağlı olumsuz çevresel faktörler kemik erimesi riskini arttırmaktadır.
Diyetle D vitamini ve kalsiyum alımı nasıl artırılabilir?
D vitaminin başlıca kaynağı güneştir. Ayrıca, D vitaminini içeriğinde bulunduran besinler ise somon, sardalye, ringa balığı ve uskumru gibi yağlı balıklar, kırmızı etler, karaciğer ve yumurta sarısıdır. Kalsiyum kaynağı besinler ise süt, peynir gibi süt ürünleri, ıspanak hariç brokoli, sarma, bamya gibi yeşil yapraklı sebzeler, soya çekirdeği, tofu ve fındıkgillerdir.
Kemik sağlığı nasıl saptanmaktadır?
Özellikle yaşlı bireylerin her yıl kemik mineral sağlığının saptanması gerekmektedir. Bu nedenle, kemik mineral yoğunluğu testi yapılmalıdır. Bir diğer yandan, kemik erimesi riskinin azaltılması için bireyler kan tahlili yaptırarak, kan D vitamini ve kalsiyum seviyelerinin yeterliliğini ölçtürebilirler. Bu kan tahlili sonucunda, kan D vitamini ve kalsiyum seviyeleri yetersiz olan bireyler, bu besin ögelerinden zengin besinlerin tüketimini arttırabilirler veya bunun yanında kalsiyum ve D vitamini besin desteklerini kullanabilirler.