• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Mart 29, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Meliz Erdem

Umutlanmak ya da umutlanmamak; İşte bütün mesele bu…

melizerdem melizerdem
24 Kasım 2016
Okuma Süresi: 6 dk
A A
Umutlanmak ya da umutlanmamak; İşte bütün mesele bu…

Bir kelimeyi sürekli olarak tekrar etmek, tanımlanamayan bir his, bir soyutluk, bir anlam verememe haline yol açabilir; umut umut umutumutumu tumu tumu tumutumut umut………..

Evet, yaşanan hayal kırıklığı nedeni ile Kıbrıs sorunundan, yani kendi kendimizden sıkılmış olabiliriz; biliyorum. Ancak ne yazık ki bir süre daha bu konuya devam etmek zorundayız.  Bir umudumuz var mıydı veya olabilir miydi veya ne zaman olabilirdi?

Bunun dışında tek sorun adanın iki yanındaki iki toplum arasındaki sorunlar mı? Her fırsatta görünen o ki; hayır… Çünkü, iki toplum arasındaki henüz “kapanmamış hesaplar(!)”ın benzeri, Kıbrıs’ın salt Kuzeyi’nde yaşayan bizler için de geçerli… Geçmiş dönemlerde nasıl Kuzey’de kalan bu toplum içerisinde yaşanan haksızlıklar bir diğerini doğurmuşsa, bugün için bundan kaynaklanan “hınç” hissi sürmekte ve her fırsatta su yüzüne çıkmakta… Bunu Mont Pelerin sürecinde yeniden yaşanan kamplaşmada da açıkça görüyoruz… Salt tek topluluk içerisinde dahi kazanma-kaybetme kavgasına indirgenen bir yaklaşımla yüzleşmeden, diğer konularda, “diğer” toplumla olması gereken ilişkileri nasıl dönüştürebiliriz ki? Bir sistem içerisindeyken o sistemi yıkmak gerçekten ne kadar zormuş…

Yine de herşeye rağmen iki toplumdan yola çıkarsak ve dün Mont Pelerin dönüşü yapılan açıklamaya bakarsak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Neden başarılı olunamadı?” diye sorduğunu görürüz… Aslında bu soruyu son yaşanan gelişmeleri sıralayarak ve/veya “masa”ya özel gerekçeleri sayarak, indirgeme yolu ile cevaplamak mümkün değil ve/veya mümkün olmamalı…

Her iki toplum için de geçerli olmak üzere, bu sorunun cevabı “karşı taraf”, “pazarlık”, “talep”, “koz”, “al-ver” gibi kavramlarla izah edilmeye çalışılmamalı… Hele “barış anlaşması” kavramı altında bu “intikam”ı veya “hesaplaşma”yı andıran kelimeler 40 yılı aşkın süredir nasıl kullanılıyor olabilir ki(?)…

Dünyanın birçok yerinde etnik çatışmalar nedeni ile ve genellikle çatışmaların sona erdirilmesi çabaları kapsamında “barış anlaşmaları” gündeme gelmekte ve bu anlaşmalar ile sadece “negatif barış” yaklaşımından hareketle çatışmanın sona erdirilmesi değil, “pozitif barış”  anlayışı ile toplumu dönüştürmek, uzlaşma ve geçmişle yüzleşme maksadı ile çeşitli mekanizmaların oluşturulması öngörülebilmekte veya buna teşebbüs edilebilmektedir. Diğer bir deyişle, rejim değişiklikleri ve/veya çatışmaların sonlandırılarak “barış anlaşmalarına” imza atılmaya çalışılması bir sonuç olarak karşımıza çıkmata ve, etnik çatışmalar üzerinden gidersek, sona eren çatışmalar neticesinde ortaya çıkan bu anlaşmalarda, çatışmalar nedeni ile yaşanan insan hakları ihlalleri giderilmeye ve bu bağlamda geçmişle yüzleşmeye yönelik mekanizmalar devreye sokulmaya çalışılmaktadır.

Kıbrıs sorununun çözümü için anlaşma çabaları yıllardır kapalı kapılar ardında sürerken, aradan geçen bu uzun süre içerisinde zaman zaman toplumların çeşitli kesimlerince “yüzleşme” talepleri gündeme gelmiş, ancak bu talepler kimi zaman yine başka bazı kesimlerce “henüz zamanı” değil ve/veya benzeri argümanlarla bastırılmıştır.

Bunca yıldır liderlerin görüşmelerde kullandıkları ve yukarıda da bahsedilen jargon,  görüşmeler sonrası yaptıkları kısıtlı açıklamalar ve görüşmelerin çöktüğü zamanlarda daha geniş bir çerçeveye yayılıp çeşitli isyan ve suçlayıcı içerikteki açıklamalar bize, liderlerin aslında büyük ölçüde,  geçmişten gelen ve iyileştirilmeyen yaralar yüzünden, toplumlarda halen varolan tatminsizliği gidermek amacı ile birbirilerinden “taviz koparma”ya çalıştıkları ve bu siyasi jargon aracılığı ile kendi toplumlarının bir kısmını ikna etmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda bugüne dek bu durumun bu noktaya gelmesinin önüne geçmek için (belli başlı sivil toplum örgütlerinin ve akademisyenlerin çalışmalarını bir yana koyarsak) iki toplum yetkilileri tarafından resmi bir adım atılmamış ve uzun sürecek bir iyileşme süreci es geçilerek, pozitif barış anlayışına geçiş süreci bir “barış anlaşması” imzalanmasına ötelenmiştir.  Böylelikle de çok uzun süre boyunca toplumlararası ilişkilerin yapılandırılması için herhangi bir adım atılmamış ve/veya atılamamıştır.

Bu bağlamda kişilerin içerisinde bulunduğu karmaşık ruh halini ortaya koymak yerinde olabilir:

“…oraya [kuzey] gidiyorum ve hayatın nasıl geçtiğini görüyorum, ve Kıbrıslı rumlara sinirleniyorum-ya hep ya hiç şeklinde bir yaklaşımları var, ve en sonunda hiçbirşey alamayacağımızı düşünüyorum. Fedakarlık kelimesini bilmiyoruz. Aynı zamanda Kıbrıslı türklere de canım sıkılıyor; çünkü Kıbrıslı rumlara güven vermek için yapabilecekleri şeyler var. Evet siz 50lerde, 60larda ve 70lerde acı çektiniz, ama biz de acı çektik. Kıbrıslı türkler ödüllerini aldılar, çektikleri acılar için, toprak ve kendi devletleri vs. Ancak Kıbrıslı rumlar kendi çektikleri acılar için birşey almadılar. Ve Kıbrıslı türkler buna karşı hassas olmalı.”[1]

İşte empati ve kızgınlığın bir arada oluşu ve gerçekliği böyle birşey…

Belirtmek gerekir ki geçmişle yüzleşme ve uzlaşma mekanizmalarının en önemlilerinden biri çatışmanın esas sebeplerinin de ortaya çıkmasını sağlayan, mağdurlara yaşadıkları ihlalleri anlatma fırsatı veren ve/veya ortak bir tarih oluşturulmasına da hizmet eden hakikat ve/veya uzlaşma komisyonlarıdır. Kıbrıs’ta da bu tür bir Komisyona olan ihtiyaç sıklıkla dile getirilmekte birlikte, belirtmek gerekir ki, komisyonlar yanında, ortaya çıkan ihlallerden doğan zararların giderilmesi, kişilerin mümkün olduğunca ihlalden önceki duruma döndürülmeye çalışılmasına yarayacak çareler de bulunmaktadır. Bu tür çarelerin özellikle çatışmadan çıkan toplumlardaki önemi, devletlerin ağır insan hakları ihlallerinin varlığını kabul etmesi ve bunların giderilmesi için yöntemler geliştirmesi sorumluluğu olmasının yanında, bir daha bunların yaşanmayacak olmasına dair iradenin gösterilerek ilgili ülkede yaşan insanlar arasındaki ilişkilerin yeniden düzeltilmesi, inşa edilmesi ve/veya onarılması gelmektedir.

Bunların karşılıklı irade ile ve karşılıklı olarak oluşturulması, mağdurların “barış” sürecine katılımını da sağlamaktadır. Bu hususa bir de, bu çarelerle ihlallerin resmi olarak tanınmış olduğu gerçeği de eklendiğinde etkin bir sonuca varma iradesinin en azından ortaya konulduğu ve bu şekilde toplumdaki ilişkilerin iyileştirilmesine hizmet ettiği belirtilebilir. Bugüne değin bu alternatifler üretilmiş olsa idi, başka sorunlar yanında, kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmelerin yol açtığı toplumlararası derinleşmeler bir nebze olsun azaltılabilirdi.

Bu tür mekanizmaların bugüne kadar kurulmamış olmasının sebebi gerçekten bunun “zamanı olmadığı” için karşı çıkılması mı veya anlaşma olmadan bu tür adımların atılması halinde sürecin gerçekten de zarar göreceği inancı mı olduğu bilinmez. Eğer sorun ikincisi ise sormak gerek; bugüne kadar süreç zaten halihazırda uygulanan yöntemlerle zarar görmedi mi? Eğer birincisi ise; yüzleşme ve uzlaşma mümkün değil diyenlerin inanılır yanı olmadığını belirtmek gerek. Çünkü örneğin, ama sadece örneğin, PRIO tarafından yapılan bir araştırmaya göre Kıbrıslıların birbirlerinin varlığını kabul etmeye açık olduğu ve sıcak baktığı belirtiliyor. Üstelik bu yakınlığın, özellikle çatışma yıllarında etkilenenlerde daha da göze çarptığı, Annan Planı’nın ardından her ne kadar adadaki ayrılığın pekiştiği söylense de kişiler arasında, halen bunun değişebileceğine olan bir inancın var olduğu belirtiliyor.[2]

Bazen neyin niçin yapıldığını/yapılmadığını ve olan biteni anlamak zor olabilir. Ancak diplomaside, diplomatların beğenmedikleri bir tablo için, tabloya bakıp “Çerçevesi çok güzelmiş….” dediği ve aslında resmin çirkin olduğunu ima ettiği bir dünyada bazı şeyleri anlayamıyor olmak hiç de tuhaf sayılmaz…Bu yazıda geçen cümleler bir hayal ürününden ibaret olabilir, ama ben yine de umutluyum ya da belki de diplomasisiz bir hayatta mutlu olurduk… Umutluyum umutluyumumutluyum umutluyu mutluyum umutluyum….

[1] Gürel A., Hatay M.,  Yakinthou C., ‘Displacement in Cyprus Consequences of Civil and Military Strife Report 5,  An Overview of Events and Perceptions’, Prio Research Institute, 2012

[2] Sitas A., Latif D., Loizou N., ‘Prospects of Reconciliation, Co-Existence and Forgiveness in Cyprus in the Post-Referandum Period -Report 4/2007’, Prio Research Institute, 2007

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
melizerdem

melizerdem

Şimdi Hayatlar Gitti Ya; Sen Yine Sus Pus Olacaksın Ya…
Meliz Erdem

Şimdi Hayatlar Gitti Ya; Sen Yine Sus Pus Olacaksın Ya…

melizerdem
29 Kasım 2016
0

Sen tüm sebep olduklarınla ve olmadıklarınla daha çıkmadan çürüyen 20’lik diş gibisin sevgili “Devlet”… 20’lik dişler hep problemlere yol açarlar, “insana neden varlar ki?” diye sorgulatırlar ya; işte öylesin… Yol...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
28 Mart 2023
Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun
Sibel Özbudun

Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun

Sibel Özbudun
26 Mart 2023
Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun. Devlet Tiyatrosu
  • Yakanızdayız! #isiasadaletnöbeti
  • 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

“Bu büyük seçme çağında sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafını seçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları boş düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği artırır; ya da gerçeklere yönelip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanı ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ileri güçlere seslenir.”

Bertolt Brecht
  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

İsias Otelin inşaatının fenni mesulü gözaltına alındı

8 saat önce
“Ya bizdensin ya değilsin” diye basın ödülü veriyorlar – İbrahim Beyazoğlu

Toplumun yarısından fazlası medyayı güvenilir bulmuyor

8 saat önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı isyan sürüyor

Fransa’da emeklilik reformuna karşı isyan sürüyor

9 saat önce
Barçın: Her işleri yasa dışı her işleri rant odaklı

“Hükümet kamuda çalışma hakkını 65 yaşa yükseltmek istiyor”

12 saat önce
3 dilde çocuk kitabı “Barışın Sesi” çıktı

3 dilde çocuk kitabı “Barışın Sesi” çıktı

12 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.