Üçüncü Toplum Forumu’nun düzenlediği söyleşiler devam ediyor. Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek’in konuşmacı olarak katıldığı “Ulus Kaçağı ve Üçüncü Toplum” konulu söyleşi önceki akşam Mağusa Buğday Kafe’de gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Dr. Okan Dağlı’nın yaptığı söyleşiye çok sayıda genç katılarak Kızılyürek’in anılarının yer aldığı kitabın ışığında Kıbrıs tarihini dinledi.
Lübnanlı yazar Amin Maalouf, “insanlar etnik ve dinsel aidiyetlerine gönderme yapmaksızın yurttaşlık haklarını kullanamaz hale geldiklerinde, ulus bütünüyle barbarlık yoluna girmiş demektir” sözü ile konuşmasına başlayan Kızılyürek, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısını bu sözlerle anlattı. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa’sında yer alan dini ve etnik kökene dayalı maddelerin bu küçük adada ortak yurttaşlık kavramının oluşmasını engellediğini belirtti.
1960’ta iki etnik gruba ait bireylerin evlenme hakkının dahi olmadığını, din değiştirmek zorunda kaldıklarını kaydeden Kızılyürek, cumhuriyetin başını seçerken bile cemaatlerden birinin oy verme hakkının olmadığını aktardı. Etnisite ve dinin her şeyin temeli yapıldığını ve buradaki ulusçuluğun kavramsal olarak ‘barbarlık’ olduğunu ifade eden Kızılyürek, bütün kurumlarıyla etnik ayrılığa dayalı bir devlet kurulduğunu ve ömrünün uzun olmadığını vurguladı.
Helen ve Türk milliyetçiliğinin kavgaya tutulmasıyla Kıbrıs Sorunu’nun daha da büyüdüğünü ve bugünkü halini aldığını belirten Kızılyürek, yaşamı boyunca böyle bir ulus anlayışından kaçtığını, onun yerine eşit haklara sahip yurttaşlar topluluğunu koyma arayışı içinde olduğunu ve mücadelesini buna adadığını aktardı.
“Üçüncü Toplum”un; devleti, demokrasiyi, anayasayı etnisiteye dayalı olarak değil, ortak yurttaşlar topluluğuna ve eşit haklara dayalı bir Federal Kıbrıs olarak hayal eden insanlar olarak tanımlayan Kızılyürek, çağdaş ve medeni olanı bu topluluğun kuracağına inandığını söyledi.
Söyleşi katılımcıların soru ve görüşlerini aktarması ile devam etti. Etkinliğin sonunda Kızılyürek, Ulus Kaçağı isimli kitabını sevenleri için imzaladı.