• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Perşembe, Mart 23, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM SÖYLEŞİ

“Türkiye’den Yakamızı Ne Kadar Silkersek Tehlikelerden O Kadar Uzak Olacağız”

Gazedda Gazedda
27 Eylül 2018
Okuma Süresi: 8 dk
A A
“Türkiye’den Yakamızı Ne Kadar Silkersek Tehlikelerden O Kadar Uzak Olacağız”

Afrika gazetesi genel yayın yönetmeni Şener Levent ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümünü yayınlıyoruz. “Türkiye’den yakamızı ne kadar silkersek tehlikelerden de o kadar uzak olacağız. Yaşayabileceğimiz toplum Kıbrıs Rum toplumudur. Hakkımızdan fazlasını istemeden anlaşmak zorundayız” diyen Levent, artık herkesin kendi statükosunu da kırması gerektiğini vurguladı.


Röportaj: Hasan Yıkıcı


Kıbrıs sorunu ile ilgili konuşan Levent, ne federal devleti ne de bağımsız Kıbrıs Türk devletini savunduğunu, her ikisinin de tehlikeleri olduğunu belirterek, Kıbrıslı Rumlar ile anlaşarak Kıbrıs Cumhuriyeti ile yola devam edilmesi gerektiğini belirtti.

Dağdaki bayrak kin ve nefret tohumları taşıyor

Dağdaki bayrakla ilgili olarak bugüne dek çözüm ve barış savunucuları da dahil olmak üzere kimsenin kaldırılması yönünde ciddi bir tavır ortaya koymadığını söyleyen Levent, “Bu bayrak kin, intikam ve nefret tohumları taşıyor karşı taraf için.  Bu nefreti arttırmaktan başka ne işe yarar? Biraz empati yapsınlar. Bana göre meydanlarda “barış isterik” deyip de bayrağın kaldırılmasın savunmayan, garantörlük sisteminin kaldırılması savunmayan, Türk askerinin ebediyen burada kalması için sesini yükselten kimse çözümcü değildir. Ama o çözüm isterim diyor” şeklinde konuştu.

Uluslararası hukuk olmuş olsaydı şu an Kıbrıs işgal ve istila altında olmazdı

Garantörlüğe ihtiyaç olmadığını ve artık bunu açıkça ifade edebilmek gerektiğini kaydeden Şener Levent, uluslararası hukuk diye bir şeyin de kalmadığını vurgulayarak, “Uluslararası hukuk olmuş olsaydı şu an Kıbrıs işgal ve istila altında olmazdı. Kıbrıs ikiye bölünmüş olmazdı. Uluslararası hukuk işlemiyor ama ne işliyor: Güç. Gücün karşısıda adalet işlemiyor. 44 yıldır Türkiye’nin adanın yarısını elinde tutmasına gerekli tepkiyi göstermiyor göstermesi gerekenler. Çünkü güçlü bir Türkiye’yi küçük bir Kıbrıs için feda etmiyorlar” şeklinde konuştu.

AP seçimleri… Çok toplumlu liste

“Bu kez 6 kişilik bir listeyle katılacam” diyerek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olacağını da açıklayan Levent, Yasemin Hareketi adı altında  Rum, Maronit, Ermeni ve Türk bireylerden oluşacak bir liste ile seçime katılacaklarını belirtti.

Bu düzenden ne alıyorsun, ne veriyorsun, neyini ona geri iade ederek özgürlüğünü kazanıyorsun?

“Herkes kendi statükosunu kırsın. Bir toplumun bir de kendinin statükosu. Herkes bir yerden nemalandı ve nemalanıyor. Bunun için de yapması gereken şeyleri yapmıyor” ifadelerini kullanarak artık köklü bir değişim sürecinin başlaması gerektiğini vurgulayan Levent, mış gibi yaparak yaşamlar sürdürüldüğünü belirtti. Levent şöyle konuştu: “Bazıları yaparmış gibi gözüküyor. Barış isteyenlerin çoğu da barış istermiş gibi gözüküyor. Bu düzenden ne alıyorsun, ne veriyorsun, neyini ona geri iade ederek özgürlüğünü kazanıyorsun, nereden fedakarlık ederek özgürlüğe yaklaşıyorsun?”

Türkiye’den yakamızı ne kadar silkersek tehlikelerden de o kadar uzak olacağız

Bugüne kadar gelen kuşakların  tehlikeleri sıyırdığını ama bundan sonraki kuşakları ciddi tehlikelerin beklediğini ve bundan kaygı duyduğunu aktaran Şener Levent, “Göçler hızlandı. Türkiye’den ve Kıbrıs’ın kuzeyiden kaçış var artık. Türkiye’den yakamızı ne kadar silkersek tehlikelerden de o kadar uzak olacağız. Yaşayabileceğimiz toplum Kıbrıs Rum toplumudur. Hakkımızdan fazlasını istemeden anlaşmak zorundayız” dedi.


Şener Levent ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü


Bir kurtuluş yolu görüyor musunuz? Şu an iki temel argüman var; Biri Federal Kıbrıs, diğeri de sağ cenahın savunduğu Bağımsız Türk Devleti. 

Ben ikisinden de yana değilim. Çünkü ikisi de tehlikeli. Çözüm, burada Kıbrıslı Rumlarla anlaşmaktır, kurtuluş budur. Bizi birleştiren tarih değil coğrafyadır. Biz birbirimize çok yakınız. Eğer üsten müdahaleler olmasaydı birbirimize daha da yakınlaşacağımızı ve milliyetçilik ile ırkçılığın çok gerileyebileceğini düşünüyorum. Ayrıca yapılabilecek şeyler de yapılmadı. Mesela, dağlardan bayrağın kaldırılması gerekiyor. Fakat kimse buna yanaşmıyor. Toplumumuzda bugüne  kadar tek bir miting bile yapılmadı bayrak kaldırılsın diye. Bu bayrak kin, intikam ve nefret tohumları taşıyor karşı taraf için.  Bu nefreti arttırmaktan başka ne işe yarar? Biraz empati yapsınlar. Bana göre meydanlarda “barış isterik” deyip de bayrağın kaldırılmasın savunmayan, garantörlük sisteminin kaldırılmasını savunmayan, Türk askerinin ebediyen burada kalması için sesini yükselten kimse çözümcü değildir. Ama o çözüm isterim diyor. 

Bağımsız Kıbrıs Türk devleti mümkün değildir. AB içinde de Kıbrıs tek başına yer alıyor. Bağımsız Kıbrıs Türk devleti olamaz hiçbir zaman çünkü burada her zaman Türkiye olacaktır bu durumda. Ha ilhak etti, ha bağımsız gibi gözüktü. Zaten şu an olan da budur. 

Federal Kıbrıs diyen çözümcü ve barışçı kesimlerimiz de kendilerini federal çözüme şartlandırdılar. Bir zamanlar Türkiyeli politikacıların da seslendirdiği gibi “biz taksim diyemediğimiz için federalizm” diyorlar derlerdi. Ne olacak federalizmde, iki ayrı bölge ama ortada sınır olacak mı?

Ancak yine de federal bir çözüm yapılacaksa ben buna karşı çıkacak değilim. Benim tercihim Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde insanların aynı köylerde, aynı mahallerlerde, aynı kahvelerde ortak bir yaşamı vardı. Şu an da birlikte yaşamanın hiçbir sakıncası yoktur. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar çok iyi anlaşabilen toplumlardır. Kapılar açılınca bunu çok iyi gördük. Herkesin dostları vardır. 2003’ten bu yana provakasyona çok açık olmasına rağmen herhangi ciddi bir olay yaşanmamıştır. Bu iki tarafın da bir biriyle barış içinde yaşama isteğini gösteren bir durum. Kıbrıslı Türkler için tek çare budur. Anlaşmaktır. Aldığından fazlasını istemeden, fetih zihniyetiyle hareket etmeden anlaşabilmek. Dönüşümlü başkanlıkta ısrar etmek bana anlamsız gelir mesela. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde cumhurbaşkanı Rum olacak, muavini de Türk olacaktı. Ama muavinin elinde güçlü veto yetkisi gibi bir silah vardı, o da başkanlık kadar güçlü olan bir silahtı. 

Peki ya garantörlükler?

Garantörlük gerekmiyor artık. Burada “Türk askeri giderse Rum gelip seni öldürecek” diye insanları korkuttular. Bir kez daha kimsenin böyle bir delilik yapabileceğini hiç sanmıyorum. Mümkün değildir bu. Türkiye zaten buradan çekilmiş olsa bile ve burada bir şey olursa çekilmiş olmanın hiçbir anlamı yoktur. Gene gelir gene bombalar. Uluslararası hukuk çoktan çiğnenmiştir bu dünyada. Uluslararası hukuk olmuş olsaydı şu an Kıbrıs işgal ve istila altında olmazdı. Kıbrıs ikiye bölünmüş olmazdı. Uluslararası hukuk işlemiyor ama ne işliyor: Güç. Gücün karşısıda adalet işlemiyor. 44 yıldır Türkiye’nin adanın yarısını elinde tutmasına gerekli tepkiyi göstermiyor göstermesi gerekenler. Çünkü güçlü bir Türkiye’yi küçük bir Kıbrıs için feda etmiyorlar.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olacağınıza dair haberler çıkmıştı. Bu konuda ayrıntıları açıklayabilir misiniz?

2014’te de bağımsız olarak aday olmuştum. 3000’e yakın oy almıştım. Önümüzdeki seçimlerde de aday oluyorum. Bu kez 6 kişilik bir listeyle katılacam. Bu grubun adı da Yasemin Hareketi oluyor. Rum, Maronit, Ermeni ve Türk bireylerin listede olmasını istiyorum. Şu an bu çalımaları yapıyoruz. Böylesi daha da iyi olacak. 

Bana karşı tarafta adaylık teklif edenler oldu. EDEK kendi listesinden adaylık teklif etti. Kabul etmedim. Yeşiller Partisi, Vatandaşlık İttifakı benimle görüştüler ve desteklemek istediklerini söylediler. Dayanışma Hareketi’nin mensupları, başkanları Eleni Theoharus’u aday çıkmamaya ve beni desteklemeye ika etmeye çalışıyorlar. Bir de Rus partisi vardır. Rus vatandaşların önemli bir nüfusa sahip. Partilerinin ismi“Ben Yurttaşım”dır. Onlarla görüşmeler yaptım. Kendileriyle birlikte olmamı istediler, onlara da başka bir grupla çıkacağımı söyledim. Beni destekleyeceğini söylediler. 50 ile 70 bin arasında rus olduğunu, bunların 20-25 bininin de seçmen olduğun söylüyorlar. Ayrıca destekleyen Rum gruplar var. 

AB ile Kıbrıslı Türkler arasında daha sağlam bir köprü oluşturmalıyız. Seçilmem halinde Avrupa’da toplumumuzla ilgili yanlış bilgileri düzeltmiş olurum. Buradan gözlemci olarak giden partiler de Türkiyenin tezlerini savunuyorlar orada. Toplumumuzdan farklı görüşlerin olduğunu, ciddi bir kesimin çok başka şeyler düşündüğünü orada söylemek gerekir. 

Seçilirsem Türkçe’nin de orada resmi dil olarak kabul edilmesi gerekir. Toplumumuzun da bu seçimlere ilgi göstermesi gerekir. Resmi görüş bu seçimlere katılmamaktır. Türk tarafı 6 sandalyeden ikisinin Türk tarafına ait olduğunu ve o sandalyeler için ayrı seçim yapılması gerektiğini savunur.

Son soru, nereye gidiyoruz ve ne yapmalı?

Herkes kendi statükosunu kırsın. Bir toplumun bir de kendinin statükosu. Herkes bir yerden nemalandı ve nemalanıyor. Bunun için de yapması gereken şeyleri yapmıyor. Bazıları yaparmış gibi gözüküyor. Barış isteyenlerin çoğu da barış istermiş gibi gözüküyor. Bu düzenden ne alıyorsun, ne veriyorsun, neyini ona geri iade ederek özgürlüğünü kazanıyorsun, nereden fedakarlık ederek özgürlüğe yaklaşıyorsun? 

Türkiye daha uzun yıllar kendine gelemez. İran gibi olacak. Hümeyni gitti ama mirası devam ediyor. 2023’de belki de Türkiye’nin adı değişecek. Çok büyük bir hızla şeriata doğru yol alıyor. Erdoğan gitse bile hemen kendine gelemeyecek. Erdoğan şu an kontrol altında tutabiliyor. Ama bundan sonra Türkiye’de azınlıkları da, burada bizi de çok büyük tehlikeler bekliyor. Hep burada öyle şeyler olmaz diyorlar ama oluyor işte. Türkiye’de de öyle derlerdi ama oldu. İslami-faşist bir yönetimin altında biz ne kadar hayatımızı sürdürebiliriz? Bu kimseyi ürkütmüyor mu?

Belki bugüne kadar gelen kuşaklar sıyırdılar ama bizden sonrakiler bu tehlikelerden kendilerini sıyıramayacaklar. Göçler hızlandı. Türkiye’den ve Kıbrıs’ın kuzeyiden kaçış var artık. Türkiye’den yakamızı ne kadar silkersek tehlikelerden de o kadar uzak olacağız. Yaşayabileceğimiz toplum Kıbrıs Rum toplumudur. Hakkımızdan fazlasını istemeden anlaşmak zorundayız. Bir anlaşma noktasına gelirsek eğer acaba bunu istemeyen dış güçler buna izin verecek mi? Bunu henüz görme fırsatı bulamadık. 

Eğer Saraya seçilen lider Türkiyenin istemediği şeyleri yaparsa ona ne yapabilirler? Biz şunu görmedik: Eğer Akıncı şimdi çıksa ve “Maraş’ı yasal sahiplerine vermeye karar verdik” diye açıklama yapsa o anda ne olur? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Yada “40 bin askeri bu ada kaldırmıyor 20 bin’i geri çek” dediği anda ne olur? “Nüfus çok fazla kaçakları çıkartacağız çok da sıkı kontrol uyguluyacağız” derse ne olur? “Askerliği kısaltıyorum, seferberliği gönüllü yapıyorum” derse ne olur? Bunları göremedik. Bu tecrübeyi deneyimlemedik. Çünkü bu adımlar atılmadı. 

Röportajın ilk bölümü için tıklayınız:

Şener Levent: “Savcılıkla Değil, Erdoğan ile Karşı Karşıyayım”

 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre
SÖYLEŞİ

Özgürlük üzerine | Jean Paul Sartre

Gazedda
7 Mart 2023
0

İnsanın özgürlüğe mahkum olduğunu yazdınız. Neden “mahkum” olmak dediniz? JPS: Bana göre özgürlük sahip olduğumuz bir nitelik değildir. İnsan ne yaparsa yapsın, özgürdür. Bir örnek verelim. “Ben siyaset yapmayacağım” diyen...

Okumaya Devam Et
“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”
SÖYLEŞİ

“Çocuklarımızı emanet ettik, koruyamadınız”

Gazedda
6 Mart 2023
0

Haber: Müjgan HALİS / Yeşil Gazete Çoğu 12-14 yaşları arasındaydı. Gönül verdikleri voleybol için ta Kıbrıs’tan kalkıp gitmişlerdi güle oynaya. Ve gencecik ömürleri, Adıyaman’daki İsias Otel’in yıkıntıları arasında soldu, bitti. Yazdığım en...

Okumaya Devam Et
Batak: Tapındıkları Erdoğan’ı taklit ediyorlar!
SÖYLEŞİ

Batak: Barınma hakkını, burada yaşayanlara veremeyen yapı, depremzedelere nasıl bir ortam sunacak?

Gazedda
5 Mart 2023
0

Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Mimar Mustafa Batak, ADA TV’de yayınlanan Gündem Özel programına katılarak Nupelda Karabuğday’ın sorularını yanıtladı. Batak, inşaat yapılabilir ruhsatı verildikten sonra denetim aşamasında noksanların olduğunu, inşaat...

Okumaya Devam Et
“Diktatörlerin tarihi ile futbol tarihi iç içedir”
SÖYLEŞİ

“Diktatörlerin tarihi ile futbol tarihi iç içedir”

Gazedda
4 Mart 2023
0

Bianet - Helen Sarıgül Depremin ardından bölgedeki koordinasyonsuzluk ve müdahaleden kaynaklanan yıkım ve kayıplardan dolayı hükümeti sorumlu tutan futbol taraftarları tribünlerde 'istifa' sloganları attı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sloganlardan...

Okumaya Devam Et
Hatay’da deprem komünü: El ele, her eve | Video
SÖYLEŞİ

Hatay’da deprem komünü: El ele, her eve | Video

Gazedda
3 Mart 2023
0

Samandağ’da depremde kurtulanların kurduğu 400 kişilik Kolektif Koordinasyon Merkezi, el ele verip kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların biricik dayanışması oldu. Kapı kapı çadır, ekmek ve su dağıtan komün, ulaşmadık mahalle...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Küresel tatlı su talebi 2030’a kadar arzı yüzde 40 aşacak

BM’den dünya çapında su uyarısı: Kaynaklar ‘vampirce’ tüketiliyor

12 saat önce
Fransa’da isyan dinmiyor, çatışmalar sürüyor | Foto-Video

Fransa’da isyan dinmiyor, çatışmalar sürüyor | Foto-Video

12 saat önce
Altı parti Emek ve Özgürlük İttifakı altında seçime gireceğini açıkladı

Emek ve Özgürlük İttifakı: “Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağız”

12 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse ve paranın gücü | Peter Schwarz | WSWS

13 saat önce
Tecrit işkencedir ve kabul edilemez! Trans Kadın maphusların tecritte tutulmasını kınıyoruz!

Mağusa’da homofobik saldırı

14 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.