Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin AKP’li Melih Bulu’nun Kayyım rektör atanmasına karşı protestoları sürüyor.
LGBTİ+ bireyi öğrencilerin tutuklanmasına tepki gösteren öğrenciler üniversite rektörlük binası önünde toplandı. Etiler Metrosu ve Güney kapısından giriş yapmak isteyen öğrencilere polis müdahale ederek, çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı. Polis o esnada slogan atmadığı halde öğrencilere, “Aşağıya bak, toplu gezmek yok” diyerek saldırdı.
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Dilşad Cambaz Kaya, Züleyha Gülüm, Murat Çepni, Dilan Dirayet Taşdemir, Serpil Kemalbay, Hüda Kaya ve birçok üniversiteden öğrenci gözaltılara karşı üniversiteye getti.
HDP’Lİ VEKİLLERE ENGEL
Üniversiteye girmek isteyen vekiller polis tarafından engellendi. Vekiller, girişlerine izin verilmemesinin yasal suç olduğunu ifade ederek, üniversite içinde eylem yapan öğrencilerin yanına gitmek istedi. Bunun üzerine yetkinin kendilerinde değil özel güvenlik birimlerinde olduğunu ifade eden polisler daha sonra rektörün bir talimatı olmadığı gerekçesiyle izin vermedi. “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganları atan öğrenciler darp edilerek, gözaltına alınırken basın mensuplarının görüntü almaları engellenerek, alandan dışarıya çıkarılmak istendi.
‘KAYYIM ZİHNİYETİ HER YERDE’
Bir süre bekleyişin ardından HDP’li heyet adına açıklama yapan Dilşad Cambaz Kaya, ögrencilere destek olmak için üniversitede olduklarını söyleyerek, “İçeriye girip öğrenciler ile bağ kuramadık. Hem milletvekiline, hem öğrenciye hem de basına barikat kuruldu. Kayyım zihniyeti her yerde devam ediyor” dedi.
Boğaziçi Dayanışması: Gözaltılar bizi mücadelemizden vazgeçirmeyecek
Boğaziçi Dayanışması’ndan yapılan açıklamada “Arkadaşlarımızı işkenceyle gözaltına alanların saldırıları gözaltı aracında da devam ediyor. Bilinsin ki ne saldırıları, ne gözaltıları ne de tutuklamaları bizi demokratik üniversite mücadelemizden, LGBT söylemlerinizin karşısında durmaktan vazgeçirmeyecektir” denildi.
Boğaziçi Dayanışması’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada da “Okulumuzu açık cezaevine çevirip bizi kendi üniversitemize hapseden Kayyum Melih Bulu gelip arkadaşlarımızın hesabını verene, dışarıda basın açıklamamızı yapmamıza izin verilene, gözaltındaki tüm arkadaşlarımız serbest bırakılana dek buradayız, gitmiyoruz!” ifadeleri kullanıldı.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, #bundansonrasıbizde paylaşımıyla yaptıkları Twitter paylaşımında pazartesi günü saat 17:00’de Güney Kapı önünde eylem çağrısı yapmıştı. Çağrıda, “Boğaziçi öğrencileri olarak kayyum siyasetine LGBTİ+ fobiye, öğrenci tutuklamalarına, anti-demokratik tüm uygulamalara karşı eylemdeyiz” ifadeleri kullanılmıştı.
Ne olmuştu?
Boğaziçi Üniversitesi’nde sergilenen Kabe figürü etrafına LGTBİ+ bayrakları çizilmiş görsele ilişkin soruşturmada gözaltına alınan beş kişiden ikisi 30 Ocak’ta tutklanmıştı.
Bunun üzerine, Boğaziçi Dayanışması, bugün saat 17.00’de Güney Kapı önünde toplanma çağrısı yapmıştı.
İstanbul Valiliği ise, Boğaziçi Üniversitesi kampüsü önünde toplanma çağrılarına ilişkin yaptığı açıklamada, Beşiktaş ile Sarıyer’de her türlü toplantı, gösteri ve yürüyüşün 5 Şubat’a kadar yasaklandığını duyurdu.
İzmir’de Boğaziçi protestosunda 27 gözaltı
İzmir’de Boğaziçi Üniversiteli 2 öğrencinin tutuklanmasını protesto etmek amacıyla yapılmak istenen “Onur Yürüyüşü”ne polis müdahale etti, 27 kişi gözaltına alındı.
Boğaziçi Üniversitesi önünde kayyım rektör Melih Bulu’yu protesto etmek amacıyla açılan sergide “Kabe fotoğrafının yere serildiği” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan öğrencilerden 2’si tutuklanması İzmir’de de protesto edildi.
İzmir Üniversitesi Dayanışma Grubu, öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle “Onur Yürüyüşü” düzenlemek için Alsancak ÖSYM binası önünde bir araya gelerek yürüyüş yapmak istedi. Yürüyüşe izin vermeyen polis, 27 kişiyi darp ederek gözaltına aldı.
Polis, yürüyüşü çekmek isteyen basına GBT yaparak, görüntü ve fotoğraflarını sildi. Yine polis, “Devletin istemediği hiçbir görüntüyü çekemesiniz” diyerek çekim yapan basına izin vermedi.Alsancak semtinde bulunan yurttaşlara da GBT kontrolünün yapıldığı görüldü.
‘Tutuklama ve gözaltılar derhal serbest bırakılsın’

İzmir Üniversite Dayanışması, İstanbul ve İzmir’deki gözaltı ve tutuklamaların derhal serbest bırakılmasını talep etti.
İzmir Üniversite Dayanışması, Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım olarak atanan Melih Bulu’yu protesto etmek amacıyla bir araya gelen öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. İzmir Barosu önünde yapılan açıklamada “Gözaltılar Serbest bırakılsın KayyımNakka” pankartı açıldı. “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” “Homofobik rektör istemiyoruz” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganın atıldığı açıklamayı, İzmir Üniversite Dayanışması adına Zümrüt Doğan okudu.
‘MEDYA TARAFINDAN HEDEF GÖSTERİLDİ’
Arkadaşlarının hükümet yetkilileri ve hükümet yanlısı medya tarafından açıkça hedef gösterildiğini söyleyen Doğan,
kayyım Melih Bulu’nun sosyal medyada açıkça başlatılan linç kampanyasına katıldığını söyledi. “Bulu’nun attığı Twitter ve rektörlük tarafından açılan soruşturma gösteriyor ki, Melih Bulu’nun atandığı görevde kalması, Üniversitesinin özgürlüğüne şu ana kadar yapılan en büyük saldırı oldu” diyen Doğan şunları söyledi: “Melih Bulu’nun onu atayan iktidarın sesinden fazlası olmadığını bu hareketiyle bir kez daha gösterdi. Saldırıların İçişleri Bakanlığı, YÖK, Diyanet, İşçileri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, ve kayyım Melih Bulu’nun Sanatçıları ve LGBTİ+ları hedef göstermesiyle bizzat ve açıkça devlet otoriterleri tarafından işlenen nefret Suçu boyutuna ulaşmıştır.”
‘DİRENEN HERKES HEDEFTE’
Toplumda direnen bütün kesimlerin hedefte olduğunu belirten Doğan, “Direnenler, onların baskıdan kayyımdan başka hiçbir şey vaat etmeyen iktidarlarını sarsmaktadır. Gözaltına ve tutuklamalara boyun eğmeyeceğiz. Bir kere daha taleplerimizi haykırıyoruz. İstanbul’daki tutuklu arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın, ev hapsi uygulaması kaldırılsın. Polis Kampüs çevresini terk etsin. Kayyum Melih Bulu ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin” dedi.
Ankara’da öğrenciler tüm kayyımları istifaya çağırdı

Boğaziçi öğrencilerinin hukuksuzca tutuklanmaları üzerine bir araya gelen Ankara Üniversitesi Öğrencileri, tüm kayyımları istifaya çağırdı.
Ankara Üniversitesi Öğrencileri Boğaziçili öğrencilerinin tutuklanmasına ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 5 No’lu şubede basın toplantısı düzenledi. Toplantıda salona “Arkadaşlarımız serbest bırakılsın #Bundansonrasınbizde” pankartı asıldı.
Basın toplantısında konuşan Ankara Üniversitesi öğrencisi Büşra Gerçek, Boğaziçili öğrencilerin yaptıkları sergi ardından dini değerler bahane edilerek, gözaltına alındıklarını hatırlatarak, “Bizler biliyoruz ki bu tutuklamalarla direnişimiz kırılmak isteniyor” dedi.
‘ARKADAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ’
Yaşananların LGBTİ+ bireylere açık bir saldırı olduğunu ve LGBTİ+ bireylere yöneltilen nefret söylemlerini arttırdığını belirten Gerçek, “Arkadaşlarımız açıkça hedef gösterilirken kayyım Melih Bulu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu attığı tweetler ile durumdan geri kalmamıştır. Attıkları tweet ve söylemleriyle Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olamayacağını bir kez daha göstermiştir” şeklinde konuştu. “Mücadelemizin başından beri hiçbir kayyımın bizlere rektör olamayacağını haykırıyoruz” diye vurgulayan Gerçek, “Bizlere kulaklarını tıkayan iktidar, bizleri susturacağını sanıyor. Arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız. Üniversitelere ve öğrencilere yapılan bu saldırı hepimizi ilgilendiriyor. Hiçbirimizi ayrıştıramayacaksınız” diye konuştu.
‘ATANMIŞ REKTÖRLERE BIRAKMAYACAĞIZ’
Üniversitelerin, özerk, demokratik özgür bilimsel eğitimin verilmesi gerektiği yerler olduğu ancak AKP iktidarı döneminde bunun yok edilmeye çalışıldığını belirten Gerçek, şunları söyledi: “Üniversitelerimizi sermayeye peşkeş çeken iktidar bu süreçte hocalarımızı KHK’larla uzaklaştırmış, bizleri baskı altına almaya çalışmıştır. Söz, yetki, karar hakkını kullanmak isteyen bizlerin meşruiyetini yalan bahanelerle terörize etmeye çalışmıştır. Boğaziçi’ndeki arkadaşlarımızın tutuklanması bütün üniversite öğrencilerini ilgilendiren bir konudur. Arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız, bundan sonrası bizde. Üniversitelerden uzaklaştırılması gerekilen kişiler nefret söylemi üreten sizlersiniz, kampüslerimizi sizlere ve atanmış rektörlere bırakmayacağız.”
‘TÜM KAYYIMLAR İSTİFA’
Gerçek son olarak ortak taleplerini şöyle sıraladı:
“*Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Ev hapsi uygulaması kaldırılsın.
*Polis kampüsleri derhal terk etsin.
*Tüm kayyımlar istifa etsin.
*Rektörlük seçimleri üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla demokratik şekilde yapılsın.
*LGBTİ bireylere karşı söyIemler nefret söylemi kapsamında suç sayılsın.”
Boğaziçi Direnişi: Amacımız değerlere saygısızlık etmek değil; çarpıtıldı
Boğaziçi Direnişi kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve sergiyle ilgili haklarında işlem yapılan arkadaşlarına destek olmak için bir video hazırladı.
Videoda Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasıyla başlayan, üniversite rektörlerinin demokratik seçimle belirlenmesini talep eden eylemlerin dört haftadır devam ettiği hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi: “Yapılan eylemlerden biri de Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen açık hava sergisiydi. Bu sergiye Boğaziçi’nden ve dışından hatta yurt dışından pek çok sanatçı toplamda 300’den fazla eser gönderdi. Tartışma konusu olan eser diğer pek çoğu gibi anonim olan eserlerden biriydi. Gönderilen eserlerin tamamı hiçbir elemeye tabi tutulmadan sergilendi. Serginin son günü olan 29 Ocak akşamı üniversiteden beş arkadaşımız gözaltına alındı. Biri serbest bırakılırken ikisi hakkında konut hapsi, ikisi hakkında tutuklama kararı verildi.”
‘Arkadaşlarımız hedef gösterildi’
Eylemlerin demokratik üniversite talebi etrafında bir araya geldiği anımsatılan açıklama şöyle sürdürüldü: “En başından beri akademiye dayatılan kısıtlayıcı ve antidemokratik atamalara karşı çıkmaktır. Ve amacımız kesinlikle toplumun değerlerine saygısızlık etmek değildir. Sergi üzerinden dile getirilen hassasiyetlerin farkındayız. Bununla birlikte tabii ki her sanat eseri eleştiriye açıktır. Ancak bir sanat eserinin yargılanması en basit tabiriyle ifade özgürlüğüne karşı çıkmaktır. Ancak direnişimiz en başta LGBTİ+ bireyler olmak üzere öğrencileri yalnız ve haksız göstermeye çalışarak çarpıtıldı. Bu karalama kampanyasının bir ayağı olarak 29 Ocak’ta arkadaşlarımız hükümet yetkilleri ve yandaşları tarafından açıkça hedef gösterildi. Bu karalama kampanyasına atanmış rektör Melih Bulu da destek verdi.“
Tutuklama kararının herhangi bir hukuki dayanağı olmadığı belirtilerek “Mücadelemizi yıpratma ve susturma amacı taşmaktadır” dendi.
Video, tutuklananların serbest bırakılmasını ve üniversitelerin ‘kayyım rektör’lerden arındırılması talebiyle sonlandı.
kaynaklar: mezopotamya/anka/diken/dw