"Türkiye'deki sol, sosyalist, demokratik hareketlerin ÇOĞUNDA bir ittifak ilişkilenmesi olduğunda kendilerini BİR BASAMAK ÜSTTE görme eğilimi var maalesef."
Gazeteci Recep Maraşlı Türkiye’de Emek ve Özgürlük İttifakı içerisindeki Türkiye İşçi Partisi’nin ittifak altında bazı illerde ayrı listeyle seçime girme kararına dönük devam eden tartışmalara katıldı.
Maraş’lının Facebook’da paylaştığı “TİP Meselesi” başlıklı yazı şöyle:
Hem sömürgeci ülkelerdeki, hem de tüm dünyadaki sosyalist ve demokratik hareketlerle, Kürt ulusal demokratik hareketinin taktik veya stratejik ittifklar kurmasının, hepimizin geleceği açısından çok önemli, değerli olduğunu düşünürüm ve bunu hep desteklemişimdir.
Seçim ittifaklarının çok tartışıldığı şu günlerde TİP’in tutumu üzerine birkaç şey söyleme ihtiyacı duydum.
Türkiye’deki sol, sosyalist, demokratik hareketlerin ÇOĞUNDA bir ittifak ilişkilenmesi olduğunda kendilerini BİR BASAMAK ÜSTTE görme eğilimi var maalesef. Hepsinde ve herkeste değil, bunu belirtmeliyim… Yapanlar da bunu açıkça değil ama konuyu, sosyalistlerle ulusal hareketin ittifakı olarak tarif ederek bunun içine gizliyorlar.
Anlamı şudur: sosyalist hareket PROLETARYAYA, onun örgütlü gücünün önderliğine dayanır; ulusal hareket ise KÖYLÜLÜĞE, küçük burjuvaziye dayanır, içinde feodaliteden ve milli burjuvazedin ögeler barındırır. Böylece hem sınıfsal telepleri ve programı itibariyle, hem de sosyo-kültürel olarak sosyalist hareketin GERİSİ’ndedirler.
Bu formülasyon aşağı yukarı hepsinin zihinsel arka planında mevcuttur. Böyle olunca bu ittifakçısıyla EŞİTLENME’nin tek biçimi kendisini ÖNDER, ÖĞRETMEN, AĞABEYİ olarak görmeyi getiriyor.
Size bol bol AKIL VERME, yanlışlarınızı düzeltme, EĞİTME hevesini yine çoğusunda görebilirsiniz. Bir türlü kendilerinin okuyup anladığı herşeyi sizin de okuyup anladığınızı, kendilerinin kafasının çalıştığı kadar partnerinin de çalıştığını yani EŞİT bir mesafeyi kabul etmek istemezler. Sizin de en az kendileri kadar SOSYALİST, MARKSİST, DEMOKRAT olacağınızı kabul etmek istemezler.
Kürdistan’da da, Kürt toplumunda da sosyalist amaçlarla örgütlenmiş partiler, hareketler vardır. Komünistler, Marksist-Leninistler, anarşistler, sosyal demokratlar, sendikalistler, liberaller, yeşiller…. yani dünyadaki her toplum ve ülkede olabilecek her akım ve örgütlenme bulunur. Elbetteki ulusal zorbalık altında inleyen bir toplumun siyasetçileri, kendilerini her ne kadar uzun erimli politikalarla belirleseler de bu acil sorunun nasıl çözüleceğine dair ASGARİ DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ programları olacaktır.
Ama işte sözünü ettiğimiz akımlar araya, kendilerinrden menkul böyle hiyerarşik bir mesafe, bir basamak farkı koydukları için de nezakete artık gerek duymadıkları her AN’da bunu açık edebiliyorlar. Sizi övdükleri zaman bile bunu EŞİT bir ilişki bağlamında değil, sizin GERİLİĞİNİZ’e göre “bayağı iyi olduğunuz”, kendilerinden bir AFERİN’i hakettiğiniz biçiminde yapıyorlar.
TİP’in sadece kendisini sosyalist görmesinin, üsttenci söylemlerinin ardında böyle bir siyasal psikoloji olduğunu düşünüyorum.
Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır.
Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.
Artık küreselleşmiş kültürün hemen her tezahüründe ölüm anını bir hafifleme olarak hayal ediyoruz. Her ne kadar analitik zihin felsefesinin kutupları “Ölüm yaşam olaylarından biri değildir,” dese de ölümle, ruhun beden...
Julian Assange bir gazeteci olarak ABD ve müttefiklerinin Afganistan, Irak, Guantanamo ve başka yerlerde işlediği savaş suçlarına ilişkin yüz binlerce belge yayımladı. Belgelerin doğruluğuna ilişkin tek bir şüphe bile yok....
Son zamanlarda Mağusa'ya dair duyduğum en değerli haberlerden biri Mağusa Belediyesi'nin Gülseren Plajını onlarca yıldan sonra yine halk plajı olarak hizmete sunacağı haberi oldu.
Ermeni Soykırımı unutulmamalı. Tarihin en karanlık bölümleri, soykırımları tamamen açığa çıkarılmalıdır. İnsanın nihai ahlaksızlığını ortaya çıkararak, bu tür vahşetlerin asla tekrarlanmamasını sağlamayı umabiliriz.
AKP’nin kan kaybettiği, Erdoğan’ın çevresindeki kadrolarda güç konsolidasyonu yaşandığı, kadroların ve örgütlerin zayıfladığı siyasi çevrelerde genel olarak kabul görmektedir. Türkiye toplumunda çok büyük bir yoksullaşma var.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin. Kabul ediyorum