Dünya Ticaret Örgütü COVID-19 sürecinin mikro, küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) yönelik etkilerini inceleyen bir bilgi notu paylaştı.
4 Mayıs 2020 tarihli bilgi notunda, sosyal mesafe uygulamalarına yönelik uygulanan önlemlerinin tedarik zincirine yaptığı etkilerin en fazla KOBİ’leri etkilediğini vurguladı. Bu anlamda hükümetlerin KOBİlere yönelik uyguladığı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki politikaları ele aldı.
44 Dünya Ticaret Örgütü üyesi ülkenin politikalarını ele alarak hazırlanan raporun ana noktaları şöyle:
1- Mikro, küçük ve orta boyutlu işletmeler birçok ekonominin temelini oluşturur, dünyadaki işletmelerin %95’i bu tarz işletmelerdir ve küresel istihdamın %60’ını oluşturur. Ayrıca bu işletmeler kadın ve genç insanların en fazla istihdam edildiği işletmelerdir.
2- Mikro ve KOBİ’ler sınırlı mali kaynakları, borç alabilme kapasiteleri ve sosyal mesafe uygulamalarının en fazla etkilediği sektörlerdir. Ayrıca, ticari sınırlandırmaların yarattığı etkilerden dolayı da en fazla etkilenen işletmelerdir.
3- Küresel tedarik zincirlerine entegre işletmeler, tedarik zincirlerinde yaşanan problemlerden dolayı varoluşsal bir risk yaşamışlar, talep şoklarından oldukça fazla etkilenmişlerdir.
4- Ayrıca, bu tarz işletmelerin halihazırda karşılaştığı ticari engeller, kapsayıcı bir ticari ilişkinin de kurulamamasına neden olmuş ve olumsuzlukları derinleştirmiştir.
5- Hükümetler, öncelikle hızlı likit destek sağlayarak istihdam potansiyelini ve işletmelerin devamlılığını hedeflemiştir. Bazı hükümetler ayrıca mikro ve KOBİ’lerin kapasitelerini arttırarak dayanıklılıklarını arttıracak önlemler almıştır.
6- Mevcut krizin mikro ve KOBİ’lere olan etkisinin kontrollü olabilmesi için bu tarz işletmelerin piyasaya dair daha fazla bilgiye erişmesi, erişebilir ticari ve mali desteklere sahip olması, elverişli gümrük prosedür ve gerekliliklerine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca, dijitalleşme ve elektronik ticaretin de mikro ve KOBİ’leri olumlu etkileyeceği görülmektedir.
Raporun ilerleyen sayfalarında çeşitli devletlerin uyguladığı temel politik araçlar ortaya konulmaktadır. Bu araçlar arasında devlet kredisi, kredi garantisi, vergi ödemelerinin geciktirilmesi, maaş desteği, mali düzenlemelerin kolaylaştırılması, vergilerin azaltılması (KDV vs…), sosyal sigorta ödemelerinin ertelenmesi, sosyal sigorta ödemelerinin azaltılması, kurumsal vergilerin azaltılması, Hibe desteği, devletin aldığı kira maliyetlerinin azaltılması, elektrik maliyetlerinin azaltılması, gümrük gelirlerinin ertelenmesi, vergi kredilerinin erken ödenmesi, KDV muafiyeti yada indirimi, ticaretle ilgili aktivitelerde devlet destekli kredi, kredi garantisi ve hibe sağlanması ile muhasebe uygulamalarının kolaylaştırılması gibi adımlar yer aldı.
Örgüt, ayrıca raporunda, uzun dönemli önlemlerin arasında ekonomik gerileme döneminde dijitalleşmenin önemine vurgu yaptı. Bu dönemde, mikro ve KOBİ’lerin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Dünya Ticaret Örgütü’nün önerileri maliyetsiz biçimde gerçekleştirilecek çeşitli önlemlere yer verirken, kktc ile TC arasında yapılan protokolde, kuzey Kıbrıs’ta özel sektöre yönelik herhangi bir önlem olmaması, bu sektörlerin sağlamlaştırılmasına yönelik herhangi bir yol haritası olmadığına yönelik kaygıları arttırıyor.
Önümüzdeki aylarda krizin özel sektörü daha fazla etkilemesi beklenirken, hükümet ortaklarının talebi arttıracak en önemli konulardan olan geçiş noktaları meselesini politize ederek ilerlememiş olması, krize karşı sağlamlık oluşturmak yerine krizin derinleşmesine neden olacak bir tutum olarak değerlendiriliyor.
Bununla beraber, konunun uzun dönemde işsizlik artışına neden olma ihtimali ve ciddi bir yoksulluk sorununu da yanında getireceği tahmin ediliyor.
Bu süreçte hükümetin nasıl bir yol izleyeceği ise bilinmiyor.