İnsanın özgürlüğe mahkum olduğunu yazdınız. Neden “mahkum” olmak dediniz?
JPS: Bana göre özgürlük sahip olduğumuz bir nitelik değildir. İnsan ne yaparsa yapsın, özgürdür. Bir örnek verelim. “Ben siyaset yapmayacağım” diyen bir adam. “Bunun dışında kalmak benim özgürlüğümdür.” Bu adamın reddetme eyleminin kendisi zaten siyaset yapmaktır. Aynı zamanda bunu özgür bir biçimde yapar. Siyasi bir mesele karşısında özgür olmaya mahkumuz.
Şunu demek istiyorum; Yaptığımız tercih, özgürce taraf tutmayı içerir.
Siz özgür müsünüz, Jean Paul Sartre?
JPS: Şu anlamda kimse özgür değildir. Özgür olduğumuzdan dolayıdır ki baskılanabiliyor ve kandırılabiliyoruz. Ama diğer taraftan, istismar, kandırmaca ve mitler, özgürlüğümüzü saptırır. Gitmek istediğimiz istikametten yolumuzu çevirir. Öyle ki, özgürce yaptığımızı düşündüğümüz şey çoğu zaman diğer özgürlüklerin kandırmacasından başka bir şey değildir.
Basit bir örnek verelim. Bir boksör karşı tarafa çalım attığında rakibi onun gözünün üstüne vurduğunu sanır. Halbuki yumruğu boşa gitmiştir. Ayrıca çalım atan kişiye yumruk atılmaya çok uygun bir alan bırakmıştır. Bunu özgürce yapmıştır, halbuki bu eylemi yapmak istemezdi. Özgür bir biçimde karşısındakine çalışmıştır. Söylemek istediğim şeyi burada bulabilirsiniz. Birinin özgürlüğü diğerine şeyleştirme imkânı sağlamıştır.
Meseleyi toplumsal açıdan değerlendirirsek özgürlüğümüz her defasında manipüle edilir. Öyle ki, her defasında hem özgür bir eylemde bulunuruz hem de bu eylem aslında bir başkasının sömürüsüne yol açar.
Kendi varlığınızdan sorumlu musunuz?
JPS: Evet, kendimi öldürmeme anlamında, tabii ki. Ancak bunlar biraz soyut meseleler. Yani yaşıyorum, çünkü doğdum, annem babam beni dünyaya getirdi. Bunu isteyen ben değilim. Diğer taraftan; madem yaşıyoruz, şartlara uyum sağlamak gereğini en iyi şekilde yerine getirmek gerekir. Yani herkesin arzusu ve ihtiyacı şudur, özgürlüğü doğru istikamete oturtmak gerekir. Doğumumuzdan itibaren saptırılan özgürlükten bahsediyorum. Saptırılan diyorum, çünkü anne babamız bizim için bir yol tasarlar. Şunu ya da bunu olacağımızı düşünürler.
Daha sonra eğitim yoluyla basının verdiği bilginin aşağı yukarı hepsi, siz de biliyorsunuz ki yalandır. Az çok doğru bilgiler de verir. Az çok doğru bilgiler verir ama, verdiği yalan bilgiler çok çok daha fazladır. Özgürce davrandığını düşünen insanı alakasız biçimlerde davranmaya iter.
Bu eylemler farklı yönlere gider. Çoğu zaman kötüye gider ve bir şey tarafından dikte ediliyordur. Örneğin reklamlar. Farkında olalım ya da olmayalım, üzerimizden atmamız gereken budur. Organizmamızın özgürlüğünü yeniden sağlamamız gerek. Yani herkesin bedeninin özgür olması, onunla istediğini yapabilmesi.

alıntı