Aşağıdaki grafikte, özel okul fiyatlarını gösterdim. Gelecek yılın fiyatı hariç, diğer yılların fiyatlarını KKTC İstatistik Ofisi’nin sayfasından aldım. Sonra da, Sterlin’e çevirdim. Gelecek yılın fiyatı ise, bir özel okul için açıklanan fiyattır ve şu anki döviz kurunu kullanarak Sterlin’e çevirdim. Bu son fiyat tek bir kuruma dayalı olsa da, özel okul ücretlerindeki genel eğilimi yansıtmaktadır.
Grafikte de görüleceği üzere, son iki yılda ülkemizde özel okul ücretleri Sterlin bazında iki katına çıktı. Yanlış değil, döviz bazında, 100%’lük bir enflasyon. Bu veri, ‘Stabil para birimcilerin’ kulağına küpe olsun demekten başka bir şey gelmiyor elden.
Bu durum, birçok aileyi zor durumda bırakırken, eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açıyor.
Peki, bu soruna nasıl bir çözüm bulunabilir?
Bir kesim, özel okul ücretlerine sınırlama getirilmesini öneriyor. Ancak, ekonomi tarihi bu tür sınırlamaların işe yaramayacağını gösteriyor. Bu tür sınırlamalar Antik Yunan’dan beri denenir ancak başarı karnesi kötüdür. Ayrıca, bu politikalar, okulların eğitim kalitesini düşürmeye, maliyetleri kısmaya veya kayıt dışı ödemelere yönelmeye itebilir.
Peki, çözüm ne olabilir? Bence en etkili yöntem, vergi aracını kullanarak aşırı karları vergilendirmektir. Özel okulların belirli bir kar oranını aşan gelirleri üzerinden ek vergiler alınabilir.
Geçen yıl özel okullar ne kadar kar etti? Sürekli gündemde tutulması gereken sorulardan bir tanesi bu. Merak ediyorum; CTP, Meclis’te bu soruyu sorabilir mi? Sorulması zor bir soru değil mi?
Bu sayede, okulların aşırı kar elde etmesinin önüne geçilirken, elde edilen vergi gelirleri ile eğitime daha fazla kaynak aktarılabilir.
Bu tür bir vergi, yüksek öğretimdeki sorunları çözecek en etkili yöntemdir. Şu anda bu sektörden vergi alınmıyor ve bu politikanın sonuçları ortada. Neye hizmet ettiği belli olmayan 30’a yakın ‘üniversite’ var. Bu durum, nispeten iyi çalışan kurumlara da zarar veriyor. Ülkenin en iyi üniversitesinde maaş kesintileri bunun en önemli göstergesi. Ayrıca, devlet bütçesinden bu üniversitelere aktarılan pay da artmış durumda. Bu teşviklerin ekonomik maliyetlerini de toplum ödüyor.
Bu sektörde teşvikleri kaldırmak, ekonomik avantajları ortadan kaldırmak ve çürük elmaları elemek için en etkili yöntem, vergilendirmedir. Madem ki bu üniversiteler ekonomik kar amaçlı kurumlar, o zaman vergilerini de ödemelidirler. Bu sayede, iyi ve kaliteli iş yapan kurumlar ayakta kalacaktır.
Yoksa, mevcut sistemle, ‘Dürüst’ gider, yerine, ‘Erdemli’, ‘Çalışkan’ ve ‘Doğru’ gelir!
Bu tür politikaları üretmek, zorlamak ve uygulanması için baskı uygulamak meclisin sol tarafının görevi olmalıdır. Ancak onlar da şu anda tamamen paralize olmuş durumdalar. Eğitimde eşitlik ve kaliteyi sağlamak için siyasi iradenin de güçlü olması gerekiyor. Meclisin sol kanadı, bu konuda üzerine düşeni yapmalı ve özel okul ve üniversitelerin aşırı karlarının vergilendirilmesi için çalışmalıdır. Ancak bu şekilde, eğitimde fırsat eşitliği sağlanabilir ve kaliteli kurumlar ayakta kalabilir. Bırakın bunları söylemeyi, söyleyenden de alerji kapıyorlar.