Seçimlere giderken solun içindeki boykotçular ve parlementer siyaset içinde mücadeleyi anlamlı bulanlar arasındaki tartışmalar kızışıyor. Bence bu tartışma toplumun çoğunluğunun gündeminde değil. Gezici’nin iki gün önce açıklanan seçim anketi ilginç tespitler içeriyor. Bu ankette UBP’nin yüzde 36.3%le birinci parti çıkacağı var mesela. Ancak daha da önemlisi “Sizce KKTC’nin şu anki en büyük sorunu nedir?” sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 56.6sı ekonomi yanıtını vermiş. Kıbrıs sorunu bu en büyük sorun sıralamasında pahalılık, sağlık sorunu, imkanları, eğitim, işsizlik, yolsuzluktan sonra yedinci sırada!
Kıbrıs’ta merkez sol kendini genel olarak federasyon tavrı üzerinden tanımladı. Bunun artık yeterli olduğunu düşünmüyorum. Pandeminin ve Türk lirasının değer kaybetmesinin etkisi bir çok kesimi alt üst etti, asgari ücretle geçinemeyen özel sektör çalışanları, döviz borcunu ödemekte zorlanan memurlar, batan küçük işletmeler, prekarya statüsünde güvenliksiz bir şekilde çalışan gençler, pandemiden ötürü farklı sektörlerin durmasıyla işsiz kalanlar.
Bence merkez sol’un federasyon vurgusunun yanı sıra sosyo-ekonomik meselelere dair de durum tespitinin ötesine geçip somut öneriler getirmesi lazım, mesela üretimin artırılması, eko turizm, kültürel turizme vurgu yapılması, sosyal adalet ilkelerine göre devletin yeniden düzenlenmesi, özel sektörde sendikalaşma, toplu taşımanın geliştirilmesi, adil bir vergilendirme sistemi belki servet vergisinin getirilmesi ve daha aklıma gelmeyen nice şey…
Bir federasyonun olmadığı durumda, bu minyatür piyasa içinde ekonomik büyümenin kolay olmayacağının ben de farkındayım. Ancak bu toplumda federasyon ne zaman yakın bir ihtimal olmaktan çıksa, sağ yükselişe geçiyor. Merkez solun belli ezberlerin dışına çıkması, toplumun sadece kültürel sermayeye sahip belli bir imtiyazlı azınlığın değil, göçmenler, özel sektör çalışanları, işçiler, prekarya gibi bu toplumda ezilen farklı kesimlerin sesi olması lazım. Bu yapılmadığı zaman nepotik ilişkilerle iktidara gelmek için iş sözü veren ve bunu uygulayan UBP’ye gün doğuyor. Bence şu anda ihtiyacımız olan şey siyasetsiz tartışmalar içinde boğulmak değil, somut koşulların analizinden hareketle durum tespitin ötesine geçerek siyaset üretebilmektir…