Sivil Toplum Örgütleri, hangi alanda olursa olsun, toplumları ileriye götürmek için gerçek anlamda uğraş vermektedirler. İşte bu düşünceyle İngiltere, müzelerini o kadar önemsiyor ki, onların kontrolünü ve geliştirilmesini sadece devlet yetkililerine bırakmıyor. Hemen hemen her şehrinde, organizasyon şekli farklı olsa da, müzelere yönelik kar gütmeyen, gönüllülük esasına dayanan birçok aktif örgüt vardır. Bunlar, ister büyük ve tescilli; ister küçük ve enformel olsunlar, müzeleri ileriye taşıma hedefindedirler.
Londra’ya odaklanınca onun bu konuda da, öncü durumda olduğunu anlıyoruz. Müzelere katkı koymak için çalışan, kar gütmeyen birçok örgüt vardır. Her biri değişik misyonlara sahiptir. Bunlar, tamamen gönüllülükle oluşmuş örgütlerken, çalışmalarını yürütmek için farklı mali kaynaklardan yararlanıyorlar. Bazıları devletin fonlarından; bazıları ise tamamen üyelik, bağış ve aktivitelerden elde ettikleri gelirlerle müzelere yönelik katkılarını gerçekleştirebiliyorlar.
Müzeleri Yöneten Sivil Toplum Örgütleri
Bu örgütler arasında en kapsamlı çalışan, Londra Müzeleri Grubudur. LMG, Londra’daki 250 müzeye ve onların çalışanlarına yönelik bir oluşumdur. Müzelerdeki gönüllü çalışanlardan küratörlere, kafe çalışanlarından yöneticilerine ve dokümantasyon çalışanlarına kadar çok geniş bir yelpazeye kucak açmıştır. Yani, ‘müzenin her çalışanı önemlidir!’, diyorlar. Kısacası bir müzede çalışıyorsanız ve müzeniz Londra’da ise bu gruba katılabilirsiniz. LMG, Londra Müzeler Federasyonu olarak da tanımlanmaktadır. En büyük misyonu ise Londra bölgesindeki yeni müzelerin kurulmasına, bakımına, işletilmesine ve geliştirilmesine destek vermektir. Evet ilk yazıda da bahsetmiştim… Londra, birçok kimliğine ilave, müzeler kenti kimliğine de sahip olmak istiyor. Bu anlamda her açılan yeni müze, kent için bir prestij yapısı olmaktadır. İşte bu grup, hem mevcut müzelerin ihtiyaçlarına katkı koymakta, hem de yeni açılacak olanlarla birlikte çalışmaktadır. Londra Müzesi altında yer alan Müze Geliştirme Ekibi ile de yakın çalışma içindedirler. Bunun yanında The Museums Association (MA)- Müzeler Birliği vardır. Bunlar, meslek odası gibi görev yapmaktadır. Müzelerin ve uzmanlarının toplum önündeki değerini artırmaya çalışmaktadır. Müzelerin avukatlığını yapmakta, etik standartları belirlemekte ve kariyerlerini ilerletmek isteyen üyeler için mesleki gelişim programlarını sürdürmektedir. Geniş kapsamlı çalışan bu tür örgütlerin yanında, daha odaklı çalışanlar da vardır. Londra’da müzeler, akredite olan ve olmayan, hükümet tarafından desteklenen ve desteklenmeyen şeklinde gruplara ayrılmaktadır. İşte Londra Müze Geliştirme Ekibi de, akredite olmuş ancak devlet tarafından desteklenmeyen non-national müzelerin geliştirilmesine katkı koymaktadır. Bu müzelerin hizmetlerinin profesyonel seviyede olması için destek vermektedir. Ekip ayrıca devletten ve devlet piyangosundan alınan parayla çalışmalarını gerçekleştiren Arts Council England (ACE)- İngitere Sanat Konseyi’nin fonlarından da yaralanmaktadır. Belli bir alana odaklanarak çalışan bir diğer örgüt ise Association of Independent Museums (AIM) – Bağımsız Müzeler Birliğidir. Dünyada müze çeşitleri o kadar arttı ki, gittiğiniz her kentte birçok tematik müzeye rastlamaktasınız. Bu tür müzeler, müzenin sahibi kişilerin veya kurumların ilgi alanına ve hobilerine göre oluşturulmuştur. Örneğin İngiliz Diş Hekimler Birliğine ait Dişçilik Müzesi, Wimbledon Dikiş Makinesi şirketine ait, Londra Dikiş Makineleri Müzesi gibi. Bunlar, bağımsız müzelerdir ve aslında birer sosyal girişimdirler. Ayrıca küçük işletme olarak da çalışırlar ve turizm ekonomisine de katkıda bulunurlar. İşte bu anlamda AIM, devletten maddi, manevi katkı almayan sadece bağımsız müzelere yönelik çalışmalarını yürütmektedir.
Sivil toplum örgütleri bazen sadece bir müze grubuna yönelik çalışmalarda bulunurken; bazen de müzeyle ilişkili bir alana hizmet vermektedirler. İngilizler, müze bilimine hakim olmanın, bir kültür işi olduğuna inanıyorlar. Ve, ‘halkımız müzeler ve kültürel mirasımız hakkında ne kadar çok şey bilirse, toplum da o anlamda ileriye gider’ diye inanıyorlar. Buna bağlı olarak da Group for Education in Museums (GEM) – Müze Eğitimi Grubu’nu kuruyorlar. Gem, müzeler ve tarihi miras konularını öğrenmek isteyen herkese -hem bireylere hem de kurumlara- açık bir eğitim organizasyondur. Journal of Education in Museums (JEM) adlı aylık bir de dergi yayınlamaktadırlar.
Müzelerin sadece sergi olmadığını ve kültürel aktivitelerle de desteklenmesini savunan Culture24, bağımsız bir yardım kuruluşudur. En yakın gerçekleşmiş aktivitelerinden biri, müzeleri 7/24 aktif tutmak için yaptıkları ve birçok müzede yer almış olan Gece Müze Festivalidir.
Müzelerin ne kadar yan aktiviteleri olsa da, koleksiyonlar olmadan müze olamaz. İşte bu düşünce ile kurulmuş olan The Collections Trust, koleksiyon yönetimine yönelik bir kurumdur. Görevi müzelere koleksiyon yönetimi konusunda, know-how sağlamak, yeni fikirlere öncülük etmek ve bu anlamda uzmanları bir araya getirmektir.
Son Söz
Londra’da müzeyle ilgili daha birçok örgüt söz konusudur. Sivil toplum örgütleri ile müzeler arasındaki ilişki oldukça yoğundur. Londralılar müzelerin sürdürülebilir olmasını savunmaktadırlar. Bunun için de müzelerin kente karşı sorumluluklarını, varlık nedenlerini ve işleyişini sürekli değerlendirmek gerektiğine inanmaktadırlar. Bu konuda birçok Sivil Toplum Örgütü, görev üstlenmiş durumdadır. Londra’daki bu yaklaşım Kıbrıs’a örnek olabilir. Kıbrıs’ta müze bilincinin yaygınlaşmasını istiyorsak; bunun yerel ve merkezi yöneticilerle değil, halkın örgütlenmesi ile başarılabileceğine inanmalıyız.
*Uğur Ulaş Dağlı, DAÜ İç Mimarlık Bölüm Başkanı
Konuyla ilgili diğer yazılar için: