KIBRIS TÜRK İNSAN HAKLARI VAKFI: DEVLET SAĞDUYU VE SORUMLUKLA HAREKET EDİP HAK İHLALİNE MARUZ KALANLARI TAZMİN EDİP, SORUMLULARLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATMALDIR
Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı hayvancıların eylemeyinde polisin biber gazı kullanmasıyla ilgili açıklama yaptı. Avukat Öncel Polili imzalı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Polis Kuvvetleri herhangi bir yasanın yetki vermemesine rağmen biber gazı kullanmıştır. Kullanılan biber gazının göstericilere ve gösteriyi takip eden gazetecilere ilk nazarda fiziki zarar verdiğini gözlemlemiş bulunmaktayız.Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı olarak, Polis Kuvvetleri’nin bu eylemde açıkça hak ihlalinde bulunduğunu belirtir, devletin sağduyu ve sorumlulukla hareket edip hak ihlaline maruz kalan kişilerin derhal devlet tarafından tazmin edilmesini, sorumlu kişiler için de etkin soruşturma başlatılmasını talep ederiz.”
İşte Öncel Polili’nin KTİHV adına yaptığı açıklamanın tam metni:
8/9/18 tarihinde Hayvancılar Birliği’nin, Lefkoşa’nın değişik yerlerinde yapmış olduğu gösterilerde polis kuvvetleri biber gazı kullanmıştır. Biber Gazı, “öldürücü nitelikte olmayan etkisizleştirici silahlar” kategorisinde değerlendirilmektedir.
İçeriğindeki kimyasal bileşikler nedeniyle biber gazınamaruz kalanlarda, gazın etkisi kısa sürede hissedilmektedir. İlk olarak gözlerde yanma, solunum güçlüğü, kalp ritminin ve buna bağlı olarak kan basıncının bozulması gibi etkileri ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, biber gazının uzun süreli etkileri de vardır. Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Başkanı Ahmet Varış’ın 7/8/18 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında da belirttiği gibi biber gazı ölüme dahi yol açmasından başka, ciddi göz hastalıkları, astım ve akciğer ödemi, hipertansiyon ve kalp yetmezliği, beyin kanamasına da neden olabilir. Biber gazına maruz kalmak; kalp ve solunum sistemini etkileyerek öldüren bir dizi mekanizmayı tetiklemektedir. Aynı zamanda, biber gazı sıkıldığı yerdeki diğer canlılar için de bir tehdit oluşturmaktadır.
Kuşkusuz ki, Polis Kuvvetleri’nin gerektiği hallerde gösterilerde kuvvet kullanması hukuk dışı sayılmaz. Ancak, Polis Kuvvetleri, ulusal güvenlik, kamu güvenliği, düzenin korunması, suçun önlenmesi, sağlığın, ahlağın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için ancak yasaların çizdiği sınırlar çerçevesinde gösterilere müdahele edebilir. Bununla beraber, gösterilerin doğasında olan günlük yaşam düzenini bir dereceye kadar bozması gösteriye müdahale etmek için hukuki bir sebep değildir. Göstericiler şiddet içeren hareketlerde bulunmadıkları sürece, barışçıl nitelikteki gösterilere hoşgörü gösterilmeli ve müdahale edilmemelidir (AİHM,42606/05 İzci vs Türkiye). Aynı zamanda, KKTC Yüksek Mahkemesi’nin Birleştirilmiş Yargıtay Ceza 2-3-410-11-12/12 sayılı davada belirtildiği gibi, gösterilere yapılan müdahaleler, özgürlükleri en az sınırlayan tedbirlere dayanarak yapılmaldır. Gösterilerde Polis Kuvvetlerinin zor kullanabilmesi için şiddet içermeyen diğer yöntem ve araçların sonuçsuz kalmış olması gerekir. Zor kullanımı, müdahale sırasında karşılaşılan direnci ortadan kaldıracak oranda ve aşamalı biçimde artan bedensel kuvvet, maddi güç, değişik araçlar ve kanuni şartlar gerçekleştiğinde silah kullanmayı içerir. Polis zor kullanırken, amacı göstericilere zarar vermek olmamalıdır. Biber gazı kullanılmadan önce göstericilere dağılmaları için uyarı yapılmalı, daha sonra şiddete başvurulmalıdır. Biber gazı kullanılacağı durumlarda da bunun uyarısı yapılmalı ve gerekli sağlık önlemleri alınmalıdır (doktor ve ambulans biber gazı kullanılacağı zaman hazır olmalı). Sosyal medyaya yansıyan görüntülerden izlediğimiz kadarı ile Polis Kuvvetleri yukarıda sayılan ilkeleri göz önünde bulundurmamıştır. Hatta, biber gazından etkilenen bir kişi ambulans ile hastaneye acil bir şekilde götürülmek istendiği zaman Polis Kuvvetlerinin buna belirli bir süre izin vermediği de gözlemlenmiştir.
Bunun dışında, hak ve özgürlüklere müdahale yasal düzenleme ile yapılabilmektedir. 51/1984 sayılı Polis Yasası, Polis Kuvvetlerine sadece ateşli silahlar ve kesici ve dürtücü silahları kullanma konusunda yetki vermektedir. İzci ile Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda biber gazının polis tarafından kullanılabilecek silahlar arasında listelenmiş olmasına rağmen söz konusu gazın Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak kullanılabileceği belirli durumlar belirtilmediği için başvurucunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi ile düzenlenen insanlık dışı muameleye maruz kalmama hakkını ihlal ettiği yönünde karar vermiştir.
Diğer taraftan yine medyada yer alan fotoğraflarda polisin biber gazını bir göstericin yüzüne sıktığı açıklıkla görülmektedir. AİHM böyle bir muamekeyi Güneş ile Türkiye davasında insanlık dışı muamele olarak nitelendirmiştir.
Sonuç olarak, Polis Kuvvetleri herhangi bir yasanın yetki vermemesine rağmen biber gazı kullanmıştır. Kullanılan biber gazının göstericilere ve gösteriyi takip eden gazetecilere ilk nazarda fiziki zarar verdiğini gözlemlemiş bulunmaktayız.Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı olarak, Polis Kuvvetleri’nin bu eylemde açıkça hak ihlalinde bulunduğunu belirtir, devletin sağduyu ve sorumlulukla hareket edip hak ihlaline maruz kalan kişilerin derhal devlet tarafından tazmin edilmesini, sorumlu kişiler için de etkin soruşturma başlatılmasını talep ederiz.