Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı (KTİHV) Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla açıklama yaptı.
Açıklamada “Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile doğrudan ilgili bir özgürlüktür. İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde özgür basının, özgür basının olmadığı bir yerde ifade özgürlüğünün olması mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.
İşte açıklama:
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, basın özgürlüğü konusunda farkındalık artırma ve devletlere İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. Maddesi ile düzenlenen ifade özgürlüğüne saygı gösterme yükümlülüğünü artırmak ve aynı zamanda özgür basın ilkelerini açıklanan Windhoek Deklarasyonunun yıl dönümü olan 3 Mayıs tarihini dünya basın günü olarak ilan etmiştir.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile doğrudan ilgili bir özgürlüktür. İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde özgür basının, özgür basının olmadığı bir yerde ifade özgürlüğünün olması mümkün değildir.
İçinde bulunduğumuz günlerde Fasıl 154 Ceza Yasasının çağ dışı kalmış olan ve ifade özgürlüğü ile çelişen Müfsit Gizli İttifak ve Müfsit Niyetli Yayınlar (madde 47), Tasarrufunda Yasa Dışı Cemiyete Ait Müfsit ve Propaganda Niteliğinde Yayınlar Bulundurmak (madde 49), Yabancı Devlet Yetkililerine Zem ve Kadih (madde 68), cezai zem ve kadih (madde 194), kullanılarak yazı yazan gazeteciler, kitap okuyan kişiler, hatta müzik dinleyen kişiler yargılanmakta ve bazen de soruşturma maksatlı olarak özgürlüklerinden mahrum kalabilmektedirler. KTİHV olarak, bu meselelerde ceza davası açılmasının kamu menfaati gütmediği ve ifade özgürlüğüne bir baskı olduğu inancındayız. Bununla beraber, bu tür durumların önlenmesi için birinci görev meclisindir. Ancak üzülerek görmekteyiz ki, hükümetin bu konularda ciddi bir çalışması yoktur ve ifade özgürlüğü hükümetin öncelikleri arasında değildir.
Diğer taraftan, özgür bir basın olabilmesi için basın çalışanlarının özgürlüğünün ve sosyal haklarının korunması önemlidir. Her ne kadar da 44/2007 sayılı Basın İş Yasası gazetecilerin özgür ve özerk haber ve yorum üretmelerine evrensel gazetecilik ilkelerine ters, gazetecilik mesleğine gölge düşürebilecek bir iş, haber, program, yorum vb. yapmaya veya inanmadığı bir görüşü savunmaya zorlandığı durumlarda bu talebi kabul etmeyip ret etme hakkına sahip olmasını düzenliyor olsa da, uygulamada bu konularla ilgili çok fazla sıkıntı yaşanmaktadır. Aynı zamanda, basın çalışanlarının bir çok sosyal hakkı da bu yasa ile garanti altına alınmış olmasına rağmen söz konusu yasanın uygulanmasında sıkıntılar yaşanmaktadır. Bir çok rant grubunun medya patronu olduğu ve hatta doğrudan yargıyı etkilemeye yönelik haberlerin yapıldığı bir dönemde basın çalışanlarının mesleki ret ve sosyal haklarının korunması daha da önemlidir. Yine maalesef görmekteyiz ki, özgür bir basının oluşması için 44/02 sayılı Basın İş Yasasının uygulanması için önlemler alma hükümetin öncelikleri arasında değildir.
3 Mayıs Basın Özgürlüğü gününde özgür bir basının olması için KTİHV olarak hükümetten talebimiz, Fasıl 154 Ceza Yasasında ifade özgürlüğü ile çelişen maddelerin yürürlükten kalkması ve Basın İş Yasasının uygulanması için önlemler alınmasıdır.