Amerika Birleşik Devletleri’ndeki The Engine Room (Makine Dairesi) adlı sivil toplum kuruluşu aktivistlere, örgütlere ve diğer toplumsal değişim destekçilerine, etkilerini arttırabilmek adına veri ve teknoloji kullanımı konusunda destek veriyor. The Engine Room bu yıl da, İnsan Hakları Günü vesilesiyle “insan hakları ihlallerinin belgelenmesi için dijital araçların kullanımı” üzerine yaptığı çalışmanın sonuç raporunu yayınladı.
Journo’nun haberine göre, insan hakları ve toplumsal adalet konularında uluslararası fonlama yapan ABD merkezli Oak Vakfı’nın da desteğiyle hazırlanan bu rapor, insan hakları ihlallerini belgelemek için kullanılan mevcut teknolojileri ayrıntılı bir şekilde anlatan, yeni araçlar ve uygulamalar edinilirken karşı karşıya kalınan sorunlar üzerine çeşitli bakış açıları sunan ve yeni araçları kullanmak için arayışta olan insan hakları savunucularına neyin işlevsel olup olmadığını gösteren analizler çerçevesinde hazırlandı.
İnsan hakları örgütleriyle ilgili öne çıkanlar şöyle:
- Geleneksel yöntemler hâlâ kullanılıyor
- Güvensizlik ve bilinmeyen riskler teknolojiye bağlılığı büyük oranda engelliyor
- Dijital teknolojilerin kullanımı iletişim ya da kampanya stratejileri oluşturulurken değil, sonradan akla geliyor
- Dijital araçların kısa ömrü uzun vadeli kullanım için büyük bir engel ve uygulamaları değiştirmek zorunda kalan kullanıcılar arasında tükenmişliğe sebep olabiliyor
- Dijital araçların kullanımı konusundaki geçmiş hatalar gelecekteki girişimleri daha da zorlaştırıyor. İş akışını ve sürecini değiştirirken harcanan zaman ve enerjiden sonra insanlar aynı şeyleri yapmaya devam etmek konusunda isteksizleşiyor.
- İnsan hakları girişimlerinde teknik kapasite eksik. Araçlar tanıtıldığında gruplar teknik onarım ve destek konusunda harici paydaşlara bağımlı hale geliyor.
Raporun tamamı (İngilizce) için tıklayınız.
https://www.theengineroom.org/wp-content/uploads/2016/12/technology-tools-in-human-rights.pdf