Ulusal Birlik Partisi’nin, partide görevli çalışanını yasalara aykırı bir şekilde işten durdurduğu Ombudsperson tarafından tespit edildi.
Ombudsmanlık tarafından yapılan açıklamada, UBP Lefkoşa İlçe Merkezi’nde sekreter olarak görev yapan Börteçine Baş’ın yazılı ihbar verilmeden işine son verildiği belirtildi. Baş’ın konuyla ilgili olarak Çalışma Dairesi’ne şikayette bulunduğu ancak şikayetin çok geç değerlendirilmesinden dolayı mağdur olduğu belirlendi.
Ombudsmanlık tarafından yapılan açıklama şöyle:
Dairemize başvuruda bulunan Sayın Börteçine Baş, 19 Ocak 2009 tarihinden 18 Temmuz 2011 tarihine kadar Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa İlçe Merkezinde sekreter olarak çalıştığını, 18 Temmuz 2011 tarihinde konu işveren tarafından kendisine yazılı ihbar verilmeyerek işine son verildiğini, bu nedenle 12 Ağustos 2011 tarihinde KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Dairesi Müdürlüğü’ne başvurarak şikayette bulunmasına rağmen şikayetinin çok geç değerlendirilmesi neticesinde mağdur olduğunu, işsizlik ödeneğini alamadığını ve sosyal güvenlik haklarından yararlanamadığını iddia ederek konunun soruşturulması için Dairemizden yardım talebinde bulunmuştur.
Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor tanzim edilmiştir.
Ulusal Birlik Partisinin 18 Temmuz 2011 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında, Lefkoşa İlçe Sekreteri olarak çalışan Sayın Börteçine Baş’ın ilçe içerisinde bulunduğu süreçte, üstleriyle ve partide çalışmakta olan diğer personelle uyum içinde çalışmadığı ve sosyal paylaşım sitesi facebook’ta ilgili dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında yayınlamış olduğu yazıların Partinin vizyonu ve ilkelerine ters düştüğü gerekçesiyle Yönetim Kurulu’nun oybirliğiyle konu şahsın işten uzaklaştırılmasına karar verdiği tespit edilmiştir.
Sayın Börteçine Baş, 19 Temmuz 2011 tarihinde işe gittiğinde
kendisine işten durdurulduğunun söylendiğini ve o tarihten sonra Ulusal Birlik
Partisi binasına alınmadığını iddia etmektedir.
Bütün işçiler, işverenler, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla,
bunların işyerleri ve fabrikalar 22/1992 sayılı İş Yasası kapsamındadırlar. Bu
Yasanın amacı, çalışma ve iş hayatını ve işçi-işveren ilişkilerini
düzenlemektir. 22/1992 sayılı İş Yasasının 12’nci maddesinin (1)’inci fıkrası
tahtında süresi belirli olmayan hizmet akitlerinin feshinden önce durumun diğer
tarafa yazılı olarak bildirilmesi zorunludur. Hem işçi, hem işveren için
geçerli olmak koşuluyla, deneme süresini tamamlamış bir işçi için hizmet akdi,
hizmet süresi iki yıldan beş yıla kadar sürdüğü durumda bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak beş hafta sonra feshedilebilir.
Yine aynı Yasanın 15’inci maddesi tahtında süresi belirli
olsun veya olmasın hizmet akitlerinde işveren dilerse, İşçinin, işverenden izin
almaksızın veya haklı bir nedene dayanmaksızın ardı ardına üç iş günü veya bir
yıl içinde beş işgünü veya bir yıl içinde üç defa herhangi bir tatil gününden
sonraki işgünü işine gelmemesi veya devam etmemesi halinde, İşçinin, hizmet
akdinin yapıldığı sırada gerekli nitelikler ve koşullar kendisinde bulunmadığı
halde, gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işvereni
yanıltması halinde, İşçinin hırsızlık yapması ve/veya yüz kızartıcı bir suçtan
mahkum olması, işverenin meslek sırlarını açıklaması halinde, İşçinin işyerinde
işlediği bir suç dolayısıyla mahkemece cezalandırılması halinde; İşçinin hizmet
akdinde belirtilen görevleri yapmaktan kaçınması ve kendisine en az iki defa
yazılı yapılan uyarıya rağmen yapmamakta ısrar etmesi halinde; İşçinin, diğer
işçilere veya işverene veya bunların aile üyelerinden birine karşı şeref,
haysiyet ve ahlak kurallarına uymayan sözler sarf etmesi veya davranışlarda
bulunması halinde, işverenin uyarılarına karşın işçinin, işyerine işini
yapamayacak derecede alkollü gelmesi veya işyerinde alkollü içki içmesi
halinde; (İşin nevine göre, işveren, işyerinde hangi hallerde, zamanda ve
koşullarda alkollü içki içilebileceğini saptamaya yetkilidir.) hizmet akdini,
süresinin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin yazılı olmak
koşuluyla feshedebilir.
Sayın Börteçine Baş, Ulusal Birlik Partisinde takriben 2 yıl 6 ay
çalışmıştır. 22/1992 sayılı İş Yasasının 15’inci maddesi tahtında öngörülen
hallerden biri sebebiyle işten çıkarıldığı kendisine yazılı olarak
bildirilmediğinden işverenin bildirimsiz fesih hakkını kullanmasını
gerektirecek bir husus yoktur. Bu durumda 22/1992 sayılı İş Yasasının 12’nci
maddesinin (1)’inci fıkrasının (A) bendinin (ç) altbendi tahtında Sayın Baş’a
işten durdurulacağının, işvereni tarafından işten durdurulmadan beş hafta önce
yazılı olarak bildirilmesi veya mezkûr kişi işten durdurulduğu gün beş haftalık
ihbar tazminatının kendisine verilmesi gerekirdi.
Sayın Baş, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliği’ne yapmış olduğu şikayetle ilgilenen Çalışma Müfettişi Sayın Emrah Güven’in şikayetini çok geç değerlendirmesinden dolayı mağdur olduğunu iddia etmiştir.
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapılan soruşturmada ilgili dönemin Çalışma Dairesi Müdürü Sayın Yusuf Önderol, Sayın Börteçine Baş’ın 12 Ağustos 2011 tarihinde Çalışma Müfettişi Sayın Emrah Güven huzurunda yazılı ifade vererek işvereninden ihbarsız durdurulduğu ve ihbar tazminatı verilmediği gerekçesiyle şikayetçi olduğunu ancak şikayetçinin Çalışma Dairesi ile diyaloğunda tutarsızlıklar olduğunu ifade ederek şikayetinin sonlandırılmasının geciktiğini kaydetmiştir.
Sayın Emrah Güven 16 Haziran 2015 tarihli KKTC Çalışma Dairesi Müdürlüğü Ek Teftiş Raporunda, 19 Ocak 2009 tarihinden 18 Temmuz 2011 tarihine kadar UBP Lefkoşa ilçesinde çalışan şikayetçinin bu tarihte Yönetim Kurulu tarafından işten durdurulduğunu ancak işten durdurulma sebebinin resmi olarak Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’ne bildirilmediğini belirtmiştir. Sayın Güven, mezkûr işverene Sayın Baş’ın resmi işten duruş nedenini bildirmelerini ihbar tazminatı hakkının da verilecek duruş nedenine göre belli olacağı bilgisini verdiğini ve bu durumu şikayetçiye de izah ettiğini bildirmiştir. Ancak Sayın Baş’ın kendisine ihbar tazminatı ile ilgilenmediğini esas isteğinin işsizlik ödeneği alabilmek için işvereni tarafından işten duruş nedeninin iş azlığı olarak bildirilmesi olduğunu söylediğini belirtmektedir. Sayın Güven Sayın Baş’a işten duruş nedeni ile ilgili işvereni yönlendiremeyeceğini söylediğini mezkûr şahsın ise buna karşılık kendisine ilgili dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi’den yardım isteyeceğini belirterek tehditvari konuştuğunu bu yüzden konuyu beklemeye aldığını ifade etmiştir.
Bu süre zarfında Sayın Börteçine Baş’ın Avukatı Sayın Barış Mamalı’nın KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına 20 Ocak 2015 tarihli bir ihbarname yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. Mezkûr yazıda Sayın Baş’ın, Çalışma Dairesi Müdürlüğüne ihbarsız fesih ile ilgili yapmış olduğu şikayetin akıbeti sorulmuş ayrıca Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nden işsizlik ödeneği alıp alamaycağının belirlenmesi ve işveren hakkında cezai işlemler yapılması talep edilmiştir. Konu yazı üzerine, ilgili dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Sayın İsmet Lisaniler 23 Ocak 2015 tarihli bir yazı ile hem Çalışma Dairesi Müdürlüğü’nden hem de Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nden konu şahsın durumunun ivedilikle araştırılıp rapor yazılmasını talep etmiştir. Çalışma Dairesi Müdürlüğü ile Çalışma Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliği arasında yapılan yazışmalar sonucunda ilgili dönemin Çalışma Dairesi Müdürü Sayın İsmail Bayhanlı, Sayın Emrah Güven’in başvuru sahibinin konusunu sonuçlandırmadığını tespit etmiştir. Sayın Bayhanlı 15 Mayıs 2015 tarihli bir yazıyla, konunun takibi ve gereğinin yapılması ile ilgili Çalışma Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliği’ne talimat vermiştir.
Sayın Börteçine Baş’ın çalıştığı süreye göre ödenmesi gereken 5 haftalık ihbar tazminatı tutarı 1500 TL idi. Sayın Emrah Güven’in 12 Ağustos 2011 tarihinde yapılan şikayet başvurusuyla ilgili 3 Haziran 2015 tarihinde Ulusal Birlik Partisine gidip Sayın Börteçine Baş’ın ihbar tazminatının 1460 TL’sini teslim aldığı ve konu şahsa aynı gün teslim ettiği tespit edilmiştir. Mezkûr işveren ihbar tazminatının geriye kalan 40 TL’lik tutarını daha sonra Çalışma Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliğine ulaştırmıştır. Ancak Sayın Baş’a bilgi verilmesine rağmen gidip almamıştır.
Sayın Emrah Güven’i geç de olsa harekete geçiren Sayın Barış Mamalı’nın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na göndermiş olduğu ihbarname yazısının ardından Sayın İsmet Lisaniler’in ivedilikle ilgili Dairelerden rapor talep etmesi üzerine başlayan yazışma sürecidir.
Sayın Emrah Güven, 2011 yılında yapılmış olan bir şikayeti 2015 yılında sonuçlandırmıştır. Sayın Önderol ve Sayın Güven, Sayın Börteçine Baş’ın şikayetinin değerlendirilme aşamasında tutarsız davranışlar sergilediğini belirtmiş olsalar dahi mezkûr kişinin yapmış olduğu ve hukuken geçerliliğini koruyan şikayet başvurusunun makul bir süre içerisinde sonuçlandırılması gerekmekte idi. Sayın Emrah Güven’in şikayetçinin kendisine tehditvari konuştuğunu iddia ederek konu şahsın şikayetini beklemeye alması bir kamu görevlisi için kabul edilemez bir tutumdur.
27/2013 sayılı İyi İdare Yasasının 10’uncu maddesi tahtında İdare yükümlülüklerini makul süre içinde yerine getirir. Konu şikayetin 4 yıl boyunca sonuçlandırılmaması, İdarenin kanunen yapılması gereken bir görevi makul bir gerekçe olmaksızın bu kadar bekletmesi konu İdarenin 4 yıllık ihmalini ortaya koymaktadır ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasasının 10’uncu maddesine aykırıdır.
22/1992 sayılı İş Yasasının 7’nci maddesi tahtında bir işçinin, işinin son bulması halinde işveren, işçi kartının, işveren nüshasının ve mümkün olması halinde işçi nüshasının üzerine, işçinin işinin son bulduğu tarihi ve son bulma nedenlerini yazarak en geç yedi gün içinde Çalışma Dairesi Müdürlüğü’ne iletir.
Ulusal Birlik Partisi, Sayın Börteçine Baş’ın işine son verildiğini Çalışma Dairesi Müdürlüğü’ne bildirmeyerek 22/1992 sayılı İş Yasasının 7’nci maddesine aykırı davranmış, hem çalışanına hem de Çalışma Dairesi Müdürlüğüne karşı olan yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
22/1992 sayılı İş Yasasının 72’nci maddesinin 1’inci fıkrası tahtında mezkûr Yasa ve/veya mezkûr Yasa altında çıkarılan tüzük kurallarına aykırı davranan gerçek veya tüzel kişiler bir suç işlemiş olurlar. Böyle bir durumun tespit edilmesi halinde, tespiti yapan Daire müfettişi, Yasa ve/veya tüzük kurallarına aykırı olan hususların düzeltilmesi için makul bir süre vererek, bu suçu işleyen işverenlere yazılı uyarıda bulunur. Ancak insan hayatı için tehlikeli olan bir durumun saptanması halinde, uyarı verilmeden işyerindeki durumun derhal düzeltilmesi için makul bir süre vererek, bu suçu işleyen işverenlere yazılı uyarıda bulunur. Bu süre bir ayı aşamaz. Yine aynı Yasanın 72’nci maddesinin 2’nci fıkrasının (B) bendi tahtında mezkûr Yasanın 5’inci, 6’ncı, 7’nci, 9’uncu, 12’nci, 17’nci, 18’inci, 30’uncu, 35’inci, 36’ncı, 38’inci, 42’nci, 43’üncü, 46’ncı, 47’nci, 53’üncü, 56’ncı, 58’inci ve 65’inci maddelerine aykırı hususların tespiti halinde, verilen uyarıya rağmen durumun bu Yasa ve/veya bu Yasa altında çıkarılan tüzük kurallarına uygun olarak düzeltilmemesi halinde, aykırı davranış içinde bulunan gerçek veya tüzel kişilere Daire müfettişleri tarafından tespitin yapıldığı tarihteki aylık brüt asgari ücretin 1/2’si kadar idari para cezası uygulanır.
Ulusal Birlik Partisi, Sayın Börteçine Baş’a yazılı ihbar vermeyerek işten durdurduğu için 22/1992 sayılı İş Yasasının 12’nci maddesinin 1’inci fıkrasına ve mezkûr kişinin işten duruşunu Çalışma Dairesine bildirmediği için yine aynı Yasanın 7’nci maddesine aykırı davranmıştır. Çalışma Dairesi Müfettişi Sayın Emrah Güven, 22/1992 sayılı İş Yasasına aykırı hususları tespit ettiği halde 72’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca bu hususların düzeltilmesi için işverene bir ayı geçmeyecek şekilde yazılı uyarıda bulunmadığı gibi bu hususların düzeltilmemesi halinde 72’nci maddede belirtilen konunun mahkemeye intikal ettirilmesine kadar giden daha ileri yaptırım kurallarını işletmemiştir. Sayın Güven, Yasadan kaynaklanan yetkilerini kullanmayarak 22/1992 sayılı İş Yasasının 72’nci maddesine aykırı davranmıştır ve görevini layıkıyla yerine getirmemiştir.
Sayın Börteçine Baş, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nün işlemlerini geç yapmasından dolayı işsizlik ödeneği alamadığını iddia etmektedir.
Sayın Börteçine Baş’ın Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü nezdindeki ilk sigorta kaydı 1 Kasım 2000 tarihinde olup, 21 Mayıs 2016 tarihine kadar farklı işlerde hizmet akitli olarak çalışmış ve çalışılan bu süre zarfında Sayın Baş için 1,083 gün işsizlik sigortası primi yatırılmıştır.
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapılan soruşturmada Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü Sayın Ayşe Avseven’den alınan bilgiye göre, Sayın Börteçine Baş’ın şikayetinin Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’ne ilk bildirimi mezkûr kişinin avukatı Sayın Boysan Boyra’nın 25 Mayıs 2014 tarihli yazısı ile olmuştur. Sayın Boysan Boyra, Sayın Baş’ın işvereni tarafından işten duruşunun Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’ne bildirilmediğini belirterek mezkûr kişinin işten çıkarıldığı 18 Temmuz 2011 tarihinin Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nün düzenlediği Giriş–Çıkış dökümüne çıkış tarihi olarak yazılmasını talep etmiştir.
Sayın Boysan Boyra’nın yazısının ardından 31 Ekim 2014 tarihinde Sayın Börteçine Baş da Sosyal Sigortalar Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliğine başvurup şikayette bulunmuştur. Sayın Boysan Boyra’nın yazısı ve Sayın Börteçine Baş’ın şikayeti üzerine Sosyal Sigortalar Dairesi Müfettişi Sayın Yelda Atakan, Arıkan Muhasebe Bürosundan Ulusal Birlik Partisi adına işveren temsilcisi Sayın Özgür Arıkan ile görüşerek Sayın Börteçine Baş’ın işten duruş belgelerini talep etmiştir. İşverenin talep edilen belgeleri 22 Aralık 2014 tarihinde Sosyal Sigortalar Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliğine ulaştırması üzerine mezkûr kişinin18 Temmuz 2011 tarihi itibarıyla işten durdurulduğu ve duruş sebebi de “işveren tarafından durdurma” ibaresiyle kayıtlara işlenmiştir
Değiştirilmiş şekliyle 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası’nın 11’inci maddesinin (1)’inci fıkrasının (a) bendi tahtında İşveren, çalıştırdığı sigortalıların İşe Başlama ile İşten Ayrılma Bildirgesini en geç bir ay içinde Bakanlığa bildirmekle yükümlüdür.
16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası’nın 75’inci maddesinin (1)’inci fıkrası uyarınca Sigortalının İşsizlik Sigortası ödeneği talebinde bulunabilmesi için son defa işinden ayrıldığı işverenden işten ayrılış sebebini gösteren yazılı bir belge veya bonservis almak suretiyle iş yerinin bulunduğu yerdeki Bakanlık İş ve İşçi Bulma Servisine şahsen müracaat ederek, çalışmaya muktedir ve iş almaya hazır bulunup kendisine uygun bir iş bulunması için gerekli kaydını yaptırarak bu durumunu ve takibini belirten bir belge alması şarttır.
Aynı Yasanın 77’nci maddesi tahtında sigortalının işsizlik ödeneğinden yararlanabilmesi için, İş ve İşçi Bulma Servisine müracaatı suretiyle işsizlik kaydını yaptırdığı tarihten önce, yüz elli günü işsizlik kaydını yaptırdığı tarihten önceki on iki takvim ayı içinde olmak koşuluyla, toplam en az yedi yüz yirmi gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olma koşulu aranır. İlgili iş yasaları veya toplu sözleşmeler ya da hizmete alınma şart tasarrufları veya hizmet akitleri gereğince sigortalıya işveren tarafından işe son verme ihbar tazminatı ödenmesi gereken hallerde, bu Yasa gereğince sağlanacak işsizlik ödeneği, sigortalının İş ve İşçi Bulma Servisine ihbar süresi sonu itibarıyla işsiz kalacağını şahsen bildirmesi ve bu ihbar süresi içinde veya sonunda kendisine çalışabileceği uygun bir iş sağlanmaması kaydıyla, ihbar tazminatına tekabül eden sürenin bitiminden sonraki dördüncü iş gününden itibaren verilmeye başlanır. İhbar tazminatına müstahak olmadığı mahkeme ilânı ile veya diğer kanıtlayıcı belgeler veya bilgilerle anlaşılan sigortalıya işsizlik ödeneği işten ayrıldığı ve ücret almadığı günden başlayarak dördüncü iş gününden itibaren verilir.
Sayın Yusuf Önderol’dan, Çalışma Dairesi İş ve İşçi Bulma Servisinde Sayın Börteçine Baş’ın işlemlerinin hangi noktada tıkandığı ile ilgili bir bilgi alamamakla birlikte, konu şahsın işvereni Ulusal Birlik Partisinin SSİ-1 formuna işten durdurulma nedenini yazmadığı ve parti mühürünü vurmadığı için konu şahsın işsizlik kaydı yapılamamıştır. Netice itibarıyla Sayın Baş’ın işsizlik ödeneğine hak kazanıp kazanmadığının belirlenebilmesi için Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’ne gönderilmesi gereken formlar gönderilmemiştir.
Sayın Börteçine Baş ile ilgili Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü İşsizlik Servisine herhangi bir başvuru ulaşmadığından işsizlik ödeneğine hak kazanıp kazanmadığı belirlenememiştir. Bu noktada Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nün Sayın Baş’ın yaşadığı mağduriyette herhangi bir ihmali veya katkısal kusuru olup olmadığını söylemek mümkün değildir.
22/1992 sayılı İş Yasası ile Çalışma Yaşamı için kapsamlı bir hukuki çerçeve çizilmiş, kapsamı içine giren tüm alanlarda iş ilişkileri düzenlenmiş ve ortaya çıkan sorunların çözümünde uygulanacak esaslar ortaya konulmuştur. Mezkûr Yasanın uygulama ve denetiminden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Dairesi Müdürlüğü sorumludur. Yasanın doğru bir şekilde uygulanması sağlandığında çalışma yaşamındaki birçok sorun ortadan kalkacaktır. Çalışma Müfettişi Sayın Emrah Güven’in 22/1992 sayılı İş Yasasından kaynaklanan yetkilerini kullanmaması ve Çalışma Dairesi Müdürlüğü’ne şikayette bulunan bir çalışana karşı hem kendisinin hem de ilgili dönemin Çalışma Dairesi Müdürü Sayın Yusuf Önderol’un geliştirdiği tavır Çalışma Dairesinin var oluş amacına ve ruhuna aykırıdır.
İdarenin, kendi işlem, ihmal ve eylemlerinden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu göz önünde bulundurulduğunda Sayın Börteçine Baş’ın şikayetinin 4 yıl boyunca sonuçlandırılmaması ihbar tazminatı tutarının büyük bir miktar olmaması sebebiyle İdareye mali açıdan büyük bir sorumluluk yüklememekle birlikte, kamu görevlilerinin vatandaşlara karşı bu tür keyfi yaklaşımlarını engellemek açısından Sayın Emrah Güven’in davranışlarının bağlı bulunduğu kurumun en üst düzey amiri tarafından soruşturulması gerekmektedir.
Emine DİZDARLI
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)