Uluslararası aktivist, STK uzmanı, Kırmızı Kurdele İstanbul kurucusu, yazar
www.ardakarapinar.me
Envision Diversity
HIV’in insanlık tarihinin en şok edici salgınlarından biri olarak tanımlanışının üzerinden otuz dokuz, onu ölümcül olmaktan çıkaran tedavinin keşfi üzerinden yirmi dört yıl geçti. Bugün tıp biliminin kat ettiği muazzam yol sayesinde virüsün ilk günlerde yarattığı şok etkisinden çok farklı bir noktada, pozitif bir tablo ile yüz yüzeyiz.
Özetlersem;
*Dünya’nın pek çok ülkesinin anneden bebeğe HIV geçişi riskini sıfır düzeyine indirdiği,
*HIV pozitif bireylerin/çiftlerin kolay ve risksiz prosedürler sayesinde HIV negatif bebek sahibi olabildikleri,
*Modern tedavilerin AIDS’i tamamen durdurarak tüm HIV pozitif bireylere uzun, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam imkanı sunduğu,
*Kamu desteği ile farkındalık kampanyalarının yapıldığı, anonim HIV testlerine ve temas öncesi koruyucu ilaç tedavisi (*PrEP) gibi etkili önleme araçlarına erişimin olduğu ülkelerde yeni bulaş oranlarının dramatik bir şekilde düştüğü,
*HIV pozitif bireylerin, gündelik hayatın her alanında etkin olmalarının önünde hiçbir engelin kalmadığı,
bir tablodan bahsetmek mümkün.
Yani HIV çok değişti!
Son bir kaç yılda yapılan birkaç ciddi bilimsel çalışma ise HIV ilaç tedavisine günlük düzende devam eden ve kandaki virüs seviyeleri (viral yük ölçüm testlerinde) belirlenemeyen düzeyde olan HIV pozitif bireylerin virüsü kondomsuz cinsel ilişkiler yoluyla bile bulaştırmadıklarını kanıtladı. Tüm bu gelişmelerin doğal bir sonucu olarak Dünya genelinde son bir kaç yıldır, yeni HIV vakası sayılarında dramatik bir düşüş gözlemleniyor.
Fakat KKTC ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge için aynı şeyi söyleyebilmek maalesef mümkün değil. Bu coğrafyada HIV vakası sayılarında aynı dramatiklikte ve çok hızlı bir artışa tanık oluyoruz. Bu bölgesel farkın en büyük sebebinin ise eksik, yanlış ve güncel olmayan bilgilere saplı kalmaktaki ısrarımız olduğunu söylemek mümkün.
Bu ısrarın cehalet – ön yargı – damgalama – test yaptırmama – yeni vakalar – damgalama- ön yargı – cehalet benzeri bir kısır döngü yarattığı ise apaçık ortada.
Dünya’da HIV yayılımın durdulduğu başarılı örneklere bakılarak çıkarılabilecek en önemli ders ise politik aktörlerin ve toplumun çözüme yönelik samimi çabalarının ilk şart oluşu. Çünkü akılcı politikalar ve kamu otoritesinin çözüme yönelik samimi çabaları eksik olduğunda oluşacak tablo, bugünkünden hiç farklı olmuyor;
yoğun ayrımcılık ve damgalama, yükselen vaka sayıları, azalan farkındalık ve aslında çözümü çok kolay olan fakat uzadıkça uzayan toplumsal bir sorun.
Fakat yukarıda da özetlediğim tüm bilimsel gelişmeler bir arada değerlendirildiğinde, HIV pozitif bireylere yönelik damgalama ve ayrımcılığın virüsün kendisinden kat kat tehlikeli olduğunu hatta ısrarlı bir kötücüllük olduğunu söylemek abartmak olmaz.
Özellikle *Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan gibi, HIV tedavi aktivistleri ve bilim insanlarının bugüne kadar sahip oldukları en güçlü argümanlardan biri olan belirlenemeyen seviyedeki HIV pozitif bireylerin virüsü kondomsuz cinsel ilişkiler yoluyla bile bulaştırmadıkları gerçeğinin, UNAIDS gibi saygın otoriteler tarafından da onaylandığı ve duyurulduğu bir ortamda, ayrımcı tutum ve davranışların hiçbir açıklaması olamaz.
Küresel aktivist topluluğunun kırk yıldır bıkmadan tekrar ettiği gibi HIV sadece bir virus, ön yargı ve damgalama ise ölümcül bir hastalıktır. Oysa basit bireysel adımları atarak çözüme katkı sunmak ve HIV yayılımını tamamen durdurabilmek mümkün;
-Düzenli olarak yılda en az bir kez HIV testi yaptırmak,
-HIV hakkında bilimsel güncel bilgilere kulak kapatmamak,
-Güvenilir kaynaklardan edinilmiş bu bilgileri paylaşarak daha fazla insane ulaşmalarına katkı sunmak,
-Hükümet ve yerel yönetimlerden ücretsiz test, PrEP ve ilaç tedavisi sunmaları konusunda taleplerde bulunmak,
ve en önemlisi;
-HIV ve AIDS’in sadece belli grupların ya da bireylerin meselesi olduğu gibi sadece orta çağ zihniyeti ile savunulabilecek saçma iddiadan hemen, şimdi vazgeçmek, vazgeçirmek!
Çünkü HIV sadece HIV ile yaşayanların ya da sivil toplum kuruluşlarının değil hepimizin meselesi.
www.kirmizikurdele.org/prep
www.kirmizikurdele.org/besittirb
www.hivhakkindahersey.org