Bir kitap:
1940’ta yayımlanan romanı. 1949 yılında Fransa’daki çevrisiyle Buzzati’yi dünyaca ünlü bir yazar yapmıştır. Roman’daki Drogo karakteri hayatını hiç gelmeyecek olan bir ana adayarak hayatı boyunca anın gelmesini bekler. Beklediği yer çölün ortasında bir kaledir. Hayatını o an’a adar. Ve o anı beklediği sürece de hayatı ellerinden akıp gitmeye, yitmeye devam eder. Çöl, bekleyiş, umut ve zaman gibi pekçok varloluşsal metafor barındıran metin, hayatın nasıl ‘kutsal’ anlar uğruna yitip gidebileceğini, varoluş çölünde, bekleyişin bir hayat yitimi olabileceğini gösteriyor. Drogo, sadece beklediği an ile yitip giden hayatın arafında yitip giden bir hayatın değil, aynı zamanda varlık ile hiçlik arafında sıkışıp kalmış, iflah olmaz bir bekleyişin nelere kadir olabileceğini de yüzümüze vuruyor. Kitabı okurken Kıbrıslı Türkler’in de durumununu da düşünebilir, içinde bulunduğumuz hayata dair göndermeler bulabiliriz.
Bir albüm:
Bu hafta geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden caz müzisyeni Joseph Jarman’dan bir albüm öneriyoruz. Aynı zamanda inançlarına bağlı bir budist rahip olarak yaşayan ve 9 Ocak’ta 81 yaşında hayatını kaybeden Jarman, Amerika’da yaratıcı müzisyenler topluluğunun da bir üyesi idi. Jarman’ın son 40 yıl içinde free caz akımına da damgasını vurduğu söylenmekte.
İşte bir Jarman albümü, Black Paladins