• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Pazartesi, Mayıs 26, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
19 °c
Nicosia
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Mustafa Onurer

Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?

Mustafa Onurer Mustafa Onurer
21 Mart 2025
Okuma Süresi: 9 dk
A A
Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

“Bir direniş bayrağı olarak dil” koymuş Neşe Yaşın yazısının başlığını… 

Kanımca, son dönemlerde dil üzerine konuşanların ettiği lafların en anlamlısı bu; “Bir direniş bayrağı olarak dil” 

Okumayanlar için alta linkini bırakıyorum, muakkak okunmalı… (*)

Bakın neler diyor Neşe Yaşın o yazısında:

“Bilimsel tanım ne olursa olsun dilbilimden çok sosyoloji, siyaset bilimi, kültür çalışmaları gibi alanların konusu bu mesele.”

Hangi mesele? Dil meselesi…

Neşe, ettiği lafın öneminin farkında mı bilmem, ama aslında halka “bilim” diye yutturulan(lar)a karşı isyan bayrağı açıyor, “Bilimsel tanım ne olursa olsun” derken.

Bu noktada, 7 Ağustos 2021 tarihinde Gazeddakıbrıs’ta yayınlanan yazım geldi aklıma; “Ya Kapitalizm, Ya Bilim. İkisi bir arada olmaz!” (**)

Bu yazımda, Neşe’nin kendi yazısında yaptığının “bir tık daha” ilerisine geçerek, bilimin sınıflarla olan ilişkisini irdelemeye çalışmıştım. Yani, halka “bilim” diye yutturulan(lar)a karşı isyan etmekle kalmayıp, “bilim”in de, diğer her şey gibi sınıfsal olduğunu, sınıflar arası kavganın bir öğesi olduğunu anlatmaya çalışmıştım o yazımda.

Şimdi, daha iyi görüyoruz ki; sadece  “bilim” değil, “dil” de, “özgürlük” de, “demokrasi” de, “savaş ve barış” da, kısacası her bir kavram sınıf çıkarlarıyla yakından ilinti içinde anlamlanmaktadır.

***

Dil konusuna geri dönersek, sorulması gereken ilk soru “dil nedir?” olmalı…

Gerçekten nedir dil?

Dil, insanlar arası bir iletişim aracıdır. Dilin iyisi-kötüsü, çirkini-güzeli yoktur. Her dil, onu “anadil” olarak kullananlar açısından “en iyi, en güzel dildir”.

Alın size, siyasal bir duruş; siyasal açıdan işçi ve emekçilerin saflarında yer alanlar “anadil özgürlüğü”nü savunurken, sömürenlerin saflarındakiler kendi dillerini, diğerleri üzerinde hakim kılma mücadelesi verirler…

Özellikle Türkiye gibi, ulusal sorunların halledilmediği ülkelere bakıldığında hakim dil dışındaki dillerin, yerine göre, baskı altına alındığını, horlandığını, yok sayıldığını görürüz. Kürtçe yıllarca yok sayılmış, aşağılanmış bir dildir Türkiye’de. Kürt ulusu büyük oranda Kürtçe’yi unutmuş, Türkçe’yi kullanmak zorunda kalmıştır. Lazca, sanki de ayrı bir dil değilmiş gibi, “Türkçe’nin karadeniz versiyonu”ymuş gibi kabul edilmiş, nerdeyse bir “fıkra dili”ne döndürülmüştür.

Dil, bir kez ortaya çıkmış ve sonsuza kadar aynı kalacak bir araç değildir. Dil, yaşayan bir organizma gibidir; doğar, gelişir, değişir, hatta bazı koşullarda ölür, ortadan kalkar…

Bu nedenle kutsallaştırmaya çalışmaktan vazgeçin…

Örneğin Türkçe, Orta Asya’da doğmuş, ordan Anadolu’ya gelmiş, gelirken güzergahına bağlı olarak diğer dillerle ilişkiye girmiş; değişmiş, Anadolu’ya geldikten sonra bu ilişki ve değişim süreci devam etmiş bir dildir.

Her dilin kendine ait bir ortaya çıkış ve gelişim süreci olduğu gibi, bir de geleceği vardır. Dillerin coğrafya ve tarih ile sıkı ilişkileri vardır. Yaklaşık 100 yıla yakın bir zaman coğrafi ayrılık yaşamış, birbirlerinden uzak kalmış insanların aynı dili kullanıyor olmasını beklemek saf duygusallık değilse, milliyetçi bağnazlıktır. Burda coğrafi ayrılık, sırf farklı coğrafyalardan ibaret değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasal ayrılıktır da.

Kıbrıs Türkü, Osmanlı ve sonrasında Cumhuriyet Türkiyesinden yaklaşık 100 yıl ayrı kalmış, başka bir ekonomi, başka bir kültür ile yoğrulmuştur. Bu şartlarda dilin 1878’de bırakıldığı yerde kalmasını beklemek aptallık olurdu. Aynı şekilde Türkiye’deki halkın da dil anlamında bırakıldığı yerde durmadığını söylemek lazım. Bu durumda, yaklaşık 100 sene sonra, hala daha Kıbrıslı Türklerle, Türkiyeli Türklerin dil olarak tek bir dili kullanmalarını beklemek beklenemezdi. Nitekim, her ikisi de, ayrı ayrı gelişmişler, değişmişler, hatta birbirlerine yabancılaşmaya başlamışlardı. 

İşte bu süreçte gelişmekte olan aslında Kıbrıs Türkçesiydi. Kendine has, veya Rumca’dan veya İnilizce’den devşirdiği bir dizi kelime ve  dilbilgisi kuralları ile, yeni bir dilin doğum sancılarını yaşamaktaydı Kıbrıs Türkçesi. Ama, malesef bu süreç tamamlanabilmiş bir süreç olma şansını yakalayamamıştır. Özellikle 1974 sonrası Türkiye Türkçesinden kopuş, bilinçli ve oranize çabalarla engellenmeye başlamıştır. Yer yer horlanmış, ayıp ve geri kalmışlık sayılmış, tam bir Türkleştirme operasyonuyla köy ve kasabaların isimleri değiştirilmiş, gün geçtikçe eğitim sistemi ve hem yazılı, hem de görsel medya “Türkleştirilmiştir”.

Dillerin, bir birleri üzerindeki doğal üstünlüklerinin çeşitli tarihsel nedenlerle yaşanması gayet mümkündür. Coğrafyasının ve/veya nüfusunun büyüklüğü, ekonomik üstünlükleri, kültürel görece zenginlikleri dillerin, baskı kullanmadan diğer dilleri etkilemesi, kendisine benzetmesi mümkündür. Benim, şahsen buna itirazım yoktur. Bu kaçınılmaz bir süreçtir ve inanın bu etkileşim, çoğu durumda tek taraflı değil, karşılıklı bir etkileşim olmaktadır.

Ama bu, her zaman bu doğal etkileşimle sınırlı değildir. Üstte de değinildiği gibi, kapitalizm şartlarında daha da çok baskı ve şiddet kullanılarak gerçekleştirilmektedir. İşte, karşı durulması gereken budur.

Neşe’nin, “Bir direniş bayrağı olarak dil” saptamasından bunu anlamak istiyorum. Yani, Kıbrıs Türkçesi (Kıbrıs Ağzı veya Kıbrıs Şivesi, ne derseniz deyin) uğruna verilecek kavga, yürütülecek direniş “Türkiye Türkçesini kullanmama, yerine Kıbrıs Türkçesini kullanmalı” olarak anlaşılmamalıdır. Kavga, dil üzerindeki baskılara son verme kavgasıdır. Aslında, dil özgürlüğü kavgası, egemenlik kavgasıdır! Tıpkı, kadın hakları için kavgada olduğu gibi, boşanma özgürlüğü derken bizler, bütün kadınların eşlerinden boşanmasını talep etmediğimiz, ama boşanma hakkını kayıtsız şartsız talep ettiğimiz gibi, dilde de özgürlük derken kendi dilimiz dışındakileri dışlamak, sadece kendi dilimizi kullanmak düşüncesinde değiliz.

Aynı şekilde, “laboratuarda dil yaratmak” niyetimiz de yoktur. Dil, tarihsel süreç içinde ve ihtiyaçtan doğar.

Ayrıca, nasıl ki, 1878-1974 arası Osmanlı döneminde kullanılan dil aynı kalmayıp değişmişse, aynı şekilde 1974’ten itibaren de değişikliklere uğramıştır, hem doğal olarak, hem de dolaylı baskılarla. Bu değişimi görmemek, hayır ben 1974 öncesi nasıl konuşuyorsam, şimdi de aynı şekilde konuşacak ve yazacağım demek geçmişe duyulan özlemden başka bir anlam ifade etmeyecektir. Tıpkı, 1878 öncesi dili bugünün Türkçesi varsayarak, bugün Türkiye’de kullanılan Türkçe’yi Kıbrıs Türk halkına dayatan gericiler gibi, 1974 öncesi kullanılan dili dayatmak da gerici bir düşünce ve davranış olacaktır.

***

Neşe’nin yazısına geri dönecek olursak, çok önemsediğim şu cümlesini tekrarlamak istiyorum:

“Bilimsel tanım ne olursa olsun dilbilimden çok sosyoloji, siyaset bilimi, kültür çalışmaları gibi alanların konusu bu mesele.”

Neşe, ettiği bu lafın arkasını bırakmayıp, tarisel kanıtlar seriyor önümüze; 

“Kıbrıslı Türkler kültürel asimilasyona karşı çıkarken en çok da kendi farklılıklarının nişanesi olarak dillerine sarıldılar.80’li yıllardaki tartışmaları, folklor çalışmaları alanındaki hareketliliği, folklor derneklerinin birer kimlik mücadele alanı oluşunu anımsayabiliriz. 2000’li yıllarda ise sokağa dökülen gençlerin alanlara taşıyıp yazışmalarda dahi kullandıkları bir direniş dili olarak öne çıktığını görüyoruz Kıbrıs Türkçesinin.” 

Ardından bir önemli saptama daha geliyor Neşe’den; “Kıbrıslı Türkçesi ya da Kıbrıslıca konusundaki tutum biraz da kişinin siyasal yelpazenin hangi kanadında yer aldığının göstergesi”(dir).

Önemsediğim diğer bazı saptamalarını da altta sıralayıp, esas meseleye gelmeye çalışacağım:

“Dil her şeydir çünkü bir anlamda. Dilin içinde kültürel kodlar ve bir insan topluluğunu halk yapan ideoloji gizlidir.”…

“Yok oluyoruz, kültürümüz saldırı altında endişesinin direniş bayrağı olmuştur dil. Abartılı kullanım denilen şey bir direniş manifestosudur daha çok da. Biz varız ve biz farklıyız demenin yolu olmuştur Kıbrıslıca. Kıbrıslıca karşısındaki tutum önemli bir tavır alıştır Kıbrıs meselesinde.”…

“Kıbrıslıca daha iyi iletişim için gerektiğinde kullanabileceğim bir dil daha çok da.”…

Türünün belki de ilk örneği olduğundan, Neşe Yaşın’ın bu yazısını ayakta alkışlıyorum. Üstte, detaylandırdığım iki saptaması beni oldukça heyecanlandırdı. Birisi, “Bir direniş bayrağı olarak dil” dir. Diğeri ise, “Bilimsel tanım ne olursa olsun dilbilimden çok sosyoloji, siyaset bilimi, kültür çalışmaları gibi alanların konusu bu mesele.” diyerek resmi, egemen eğitimi, kültürü ve bilimi reddidir Neşe’nin.

Her iki saptama da alkışlanmaya değer.

Ama yetmez sevgili Neşe!

Her iki saptamanı da proleter bilim ile, marksizm-leninizmin bilimi ile buluşturmalı ve sırf duygusallıktan kurtarıp, bilimsel, sarsılmaz ve yenilmez bir silaha dönüştürmeliyiz.

Nitekim, halkımızın geçmiş isyanları bu eksiklik nedeniyle kolayca bastırılmıştır. Hem de, tek bir kurşun bile atılmadan, hem de bizden saydıklarımız öncülüğünde…

Evet, senin de vuruladığın gibi, bu kavgada dil çok önemli, ama tek değil; bize bilim de gerek!

_____________________________________________

(*) Bir direniş bayrağı olarak dil – Neşe Yaşın

(**) Ya Kapitalizm Ya Bilim İkisi Bir Arada Olmaz – Mustafa Onurer

Etiketler: bilimdilkıbrıs türkçetürkçe
Mustafa Onurer

Mustafa Onurer

“36 tane üniversite ön açma izni verirsen, denetleyemezsin”
Mustafa Onurer

CTP ne öneriyor ve Tatar’dan farkı ne? | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
23 Eylül 2024

“CTP lideri Tufan Erhürman New York’taki BM Genel Kurulu’nda, “toplum lideri” boşluğunu dolduracak, partisinin çalıştığı 5 maddelik müzakere yöntemi önerilerini sunacak.” deniliyor haberde...

Devamı içinDetails
Narin’i kim öldürdü? | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Narin’i kim öldürdü? | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
9 Eylül 2024

Aşiret düzeni, dini gericilik, bağnazlık derecesinde örf ve gelenekler… Bunların hepsi feodal dönemin özellikleridir.

Devamı içinDetails
Halbuki Ayşe, 20 Temmuz’da tatile zaten çıkmıştı | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Halbuki Ayşe, 20 Temmuz’da tatile zaten çıkmıştı | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
14 Ağustos 2024

Neden 14 Ağustos değil de, 20 Temmuz? Halbuki Birleşik Krallık, Ayşe 20 Temmuz’da tatile zaten çıkmıştı! Ayşe’nin tatili 14 Ağustos değil, 20 Temmuz’da başlamıştır!

Devamı içinDetails
Pisgobulu Anne, Sarıyerli (İstanbul) babanın Zodyalı kızı Buse… | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Pisgobulu Anne, Sarıyerli (İstanbul) babanın Zodyalı kızı Buse… | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
3 Ağustos 2024

Buse Savaşkan, özellikle Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda kadınlar yüksek atlamada adını finale yazdırdıktan sonra adından oldukça çok söz edilmeye başlanan kadın atlet…

Devamı içinDetails
20 Temmuz 74 öncesi TBMM ‘gizli’ tutanakları – Çağdaş Öğüç
Mustafa Onurer

Bugün 20 Temmuz! | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
20 Temmuz 2024

Bugün 20 Temmuz 2024, Kıbrıs’ın TC tarafından işgalinin 50. yılı…

Devamı içinDetails

YAZARLAR

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri
Umut Bozkurt

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri

Umut Bozkurt
23 Mart 2025
Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor
Konuk Yazar

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor

Konuk Yazar
22 Mart 2025
Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar
Engin Kara

Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar

Engin Kara
22 Mart 2025
Çalıyor

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

KIBRIS
Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

DÜNYA
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

SANAT
Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

DÜNYA
“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

KIBRIS

İzel Seylani: Birlikte hayal etmeyi başardığımızda… | Video

SANAT
İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

DÜNYA
Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

DÜNYA
Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

DÜNYA

Instagram

Takip et

  • Bekir Paşa Lisesi öğretmenleri Eğitim Bakanlığı
  • Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu paylaşımında TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!” dedi.

https://gazeddakibris.com/imamoglu-demokrasi-meydanlarinda-sesinizi-yukseltin/
  • Tel Aviv’de toplanan onbinlerce kişi, Netanyahu
  • Güney Kore, Japonya ve Çin dışişleri bakanları, Kore Yarımadası
  • 21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Gün nedeniyle Kıbrıs
  • "AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

https://gazeddakibris.com/ortaokullarda-basortusu-yasaginin-kaldirilmasinin-dusundurdukleri/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social
  • Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, CHP
  • Gençlik Federasyonu açıklamasında 22 Mart Cumartesi akşamı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kampüsünde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan olayların demokratik değerler ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

https://gazeddakibris.com/genclik-federasyonundan-polise-daudeki-garabet-tutumdan-donun/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

2 ay önce
KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

2 ay önce
İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

2 ay önce
Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

2 ay önce
Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

2 ay önce

Gazedda Facebook

Gazedda Facebook
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.