Pek çok senfoni ya bestecisi tarafından ya da sonradan konulmuş başlıklarıyla tanınır. Örneğin Haydn’ın ‘Av’ senfonisi ya da ‘Veda’ senfonisi, Mozart’ın ‘Jüpiter‘i, Schubert’in ‘Bitmemiş Senfoni’si akla gelen ilk örnekledir. Aslında bu adların çoğunun anlam olarak müziğin tümünde pek bir karşılığı yoktur. Senfoninin başlığı yalnızca bir bölümün karakteri hatta sadece sert bir davul vuruşu ile ilgili bile olabilir. Örneğin Schubert’in bitmemiş senfonisi yalnız ilk iki bölümünün tamamlanmış ve devamı taslak olarak kaldığı için, Haydn’ın ‘Saat’ senfonisi ikinci bölümdeki sabit ritmik hareketlerden dolayı bu şekilde adlandırılmışlardır. Ancak bazı senfonilerde tam tersi konulmuş olan başlık müziğin genelini de yansıtır. Örneğin Beethoven’ın ‘Pastoral’, Dvorak ‘Yeni Dünyadan’ ya da Şostakoviç’in ‘1905 Yılı’ başlıklı 11. ya da ‘1917 Yılı‘ başlıklı 12. senfonisi gibi.
Şostakoviç’in 12. senfonisi, bestecinin koyduğu ‘1917 Yılı’ başlığı ile Ekim Devrimi’nin gerçekleştiği yıla atıfta bulunduğu ve müziğin tümüne daha en baştan vurgulu bir anlam yüklediği türden bir eserdir. 12. senfoni, Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’i ve devrimci mücadeleyi onurlandıran kahramanca bir anlatı olması amacıyla yazılmışı ve müziği oluşturan dört bölümün her birine koyduğu ayrı başlıklarla, dinleyicinin sözsüz müzikten daha açık bir anlam çıkarabilmesini mümkün kılmıştır. Başka bir deyişle 12. senfoni dört müzikal tablodan oluşan tek bir eserdir.
Miladi takvime göre 7 Kasım’da gerçekleşen Ekim Devrimi, dünya çapında yarattığı etkilerle beraber Sovyetler Birliği’nde köklü bir sanatsal ve kültürel dönüşüme yol açmıştır. Çarlık rejiminde asla mümkün olmayan ve ancak Sovyetler Birliği’nin kuruluşundan sonra çok büyük fedakârlıklarla yapılan çalışmalar sayesinde, geniş emekçi kitlelerin sanat faaliyetlerine erişimi, herkese eşit ve ücretsiz eğitim hakkı tanınması, bu uçsuz bucaksız coğrafyanın her köşesinde hızlı bir kültürel gelişimin gerçekleşebilmesine olanak sağladı.
1906 yılında doğan Dimitri Şostakoviç Ekim Devrimi gerçekleştiğinde henüz 11 yaşındaydı. Çevresindeki devrimci havadan ve toplumsal dönüşümlerden oldukça etkilenmiş ve St. Petersburg’da (1914’ten 1924’e kadar Petrograd, sonrasında Leningrad) tipik ilerici entelektüel bir ailede büyümüş genç bir besteci olarak devrimden sonraki iç savaş yıllarına da şahit oldu. Erken eserlerinden itibaren devrime olan inancını müzik eserlerinde yansıttı ve müzikal gelişimi boyunca V. I. Lenin için büyük bir eser yazmayı düşündü ancak 1960 yılına kadar çeşitli nedenlerden dolayı bu düşüncesini bir türlü hayata geçiremedi.
1959 yaz aylarında 1. viyolonsel konçertosu üzerinde çalışıyorken aynı zamanda Lenin’e adayacağı büyük bir eser yazacağına dair beklentileri şu sözleriyle canlandırmıştı;
“Bir kantat, bir senfoni veya bir senfonik şiir, tahmin edemiyorum. Bir şey açık; Karmaşık çağımızın en büyük insanının güçlü imajını somutlaştırma çabası büyük bir yaratıcı çabayı gerektirecektir. Vladimir İlyiç’in doğum gününün 90. yıldönümü için zamanında tamamlamayı gerçekten çok isterim…”
Böylelikle Şostakoviç 18 yıl önce ‘Büyük Anayurt Savaşı’nın patlak vermesiyle bıraktığı bu düşünceye geri dönmüş oldu. ‘Müzikal Lenin’ övgüsünün alacağı biçimin bir senfoni olacağı kısa sürede ortaya çıktı, ancak Lenin’in doğumunun 90. yıldönümü olan 1960 Nisan’ına gelindiğinde henüz somut bir çalışma yapamamıştı. Yaz aylarında SSCB Sovyet Besteciler Birliği yaklaşan genel kurulun ‘Lenin – Parti – Halk’ temasıyla gerçekleşeceğini duyurdu. Şostakoviç bu şartlar altında gecikmeyi telafi etmeliydi.
29 Ekim 1960’ta bir radyo yayınında 12. senfoni üzerine çalışmalarındaki ilerlemeyi paylaştı. ‘1905 Yılı’ başlıklı 11. senfoniyi tamamlanırken Ekim Devrimi ve emekçi kitlelerin büyük lideri Lenin’in anısına adayacağı programlı ve devam niteliğinde yeni bir senfoni olarak tasarlamıştı.
Bu bilgiyi açıklamasından birkaç gün önce ise oğlu Maksim’in evliliği için katıldığı buluşmada dengesini kaybederek sol bacağını kırmış fakat henüz tam olarak bir teşhis konmamıştı. Ardından 1960’ın geri kalanını hastanede geçirmek zorunda kalacağı anlaşıldı ve çalışmaları bir süreliğine durdu. Aradan geçen zaman içerisinde fikirlerini tekrar gözden geçirdi, eserin içeriğinde bazı değişiklikler yaptı ve 1961 yılının Ekim ayında SBKP’nin 22. Kongresine kadar bitirmeyi hedeflediğini açıkladı. Eylül 1961’de Leningrad’da orkestra provaları başladı. 1 Ekim 1961’de şef Yevgeni Mravinski yönetiminde Leningrad Filarmoni Orkestrası tarafından ilk seslendirilişi yapıldı.
Şostakoviç 12. senfoninin bölümlerine aşağıdaki başlıkları verdi:
- Devrimci Petrograd
- Razliv
- Aurora
- İnsanlığın Şafağı
Birbirine bağlantılı dört bölümden oluşan senfoninin ilk bölümü Devrimci Petrograd, açılışında duyulan güçlü bir slogan teması ve bu temanın dönüşümleri üzerine inşa edilmiştir. Petrograd’ın devrim öncesi genel havasını kalın perdede yaylı çalgılardan duyulan soğuk ve ciddi bir şekilde ilerleyen ağır tema ile başlatır. Bu tema Petrogradlılarda biriken ve yakında açığa çıkacak olan güçlü öfkenin habercisi gibidir. Giderek artan gerilimle beraber fagotun başlattığı hızlı kısım, Çar’ın yerini alan zayıf geçici hükümete karşı ayaklanmanın, yaylılarda duyulan lirik tema ise insanların yeni bir düzene olan özleminin ifadesidir. Yine fagotların öncülük ettiği gelişim bölümü devasa bir tam-tam patlamasıyla sonuçlanacak olan dramatik bir sokak savaşıdır. İkinci tema yaylılarda tekrarlanması ve bakır çalgılar korosunun ardından ilk bölüm baştaki ciddi slogan temasının gerilimiyle sessizce kapanır.
İkinci bölüm Razliv, Petrograd’ın 40 km kuzeyinde, Lenin’in belli bir süre için geri çekildiği kır evinin bulunduğu kasabanın adıdır. İlk bölümdeki slogan teması ve potansiyel bir tehlike havası hâkimdir, müziğin devamında yavaş yavaş bir beklenti duygusu oluşur.
Üçüncü bölüm Aurora Kışlık Saray’a ilk atışları yapan ve devrimin başlangıcını müjdeleyen savaş gemisinin adıdır. Timpani ve yaylıların önceki bölümden devraldıkları bir temanın bir varyantıyla başlar. Trombonlar ve tuba, davulların patlamasına yol açan devasa bir yükselişi harekete geçirir. Bu bölüm de doğrudan İnsanlığın Şafağı adlı son bölüme bağlanır. Bu bölüm senfoninin önceki bölümlerinde yer alan çeşitli temalarının kutlama şarkısına dönüşen tekrarlarıyla doludur. Senfoni zafer ve coşku dolu bir biçimde görkemli bir final ile sona erer.