• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Perşembe, Mart 23, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa HABER KIBRIS

Bu filmde mutlu son yok – Engin Kara

Engin Kara Engin Kara
6 Ekim 2018
Okuma Süresi: 6 dk
A A
Bu filmde mutlu son yok – Engin Kara

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik kriz denince akla ilk olarak, döviz kurlarında yaşanan sert hareketler geliyor. Hal böyle olunca, son günlerde TL’nin döviz karşında biraz değer kazanması ve akabinde izlediği sakin seyir, ‘kriz bitiyor’ algısı yaratsa da, Çarşamba günü açıklanan enflasyon rakamlarının, beklentinin üzerinde çıkmasıyla, moraller yine bozuldu, hava yine değişti.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tüketici fiyatları Eylül’de aylık %6.3 oranında arttı. Yıllık bazda ise artış %24.52. Bloomberg TV’nin finans kurumlarında çalışan ekonomistlerle gerçekleştirdiği ankette Eylül ayı beklentisi %3.6 iken yıllık artış beklentisi ise %21.3 düzeyindeydi.

Üretici fiyatlarına baktığımızda ise burada tüketici fiyatlarının üzerinde bir artış görüyoruz. Üretici fiyatlarında yıllık bazda artış yaklaşık %46.  

Üretici fiyatları son bir yıldır sürekli olarak tutarlı bir yükselişte. Eylül ayında yaşanan artış da bu seyirle doğru orantılı. Ancak tüketici fiyatları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Tüketici fiyatlarında halihazırda devam etmekte olan yükseliş trendi, Eylül ayına bir anda çok daha keskin bir çıkışa geçti. 

Son dönemde üretici fiyatlarının tüketici fiyatlarına oranla daha büyük bir artış göstermesi, üreticinin maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtamadığı anlamına geliyor. Bunun nedeni de azalan talep ve üreticiler arasındaki rekabet. Üreticiler küçülen pastadan pay alabilmek için fiyatı düşük tutup kârdan fedakârlık etmek durumda kalıyordu.  Üreticinin %50’lere varan maliyet artışını daha fazla üstlenemeyeceği ve bir noktada fiyatlara yansıtmaya başlayacağı belliydi ve Eylül ayı itibariyle bu sürecin başladığını görüyoruz. 

Bu noktada şu soru akla geliyor; bundan sonra ne olacak? Enflasyondaki artışın 2019 yılında da devam edeceğini düşünüyorum. Bu öngörümün 3 temel nedeni var. Bir; üretim maliyetlerinde yaşanan artış. İki; tarım sektöründe var olan yapısal sorunlar nedeniyle bir süredir devam eden gıda fiyatlarındaki artış trendinin devam edeceği beklentisi. Üç; TL’nin değerinde yaşanması beklenen muhtemel yeni kayıplar. 

İlk olarak üretim maliyetlerini ele alalım. Üretim maliyetlerinin önemli bir unsuru elektriktir. Şu anda elektrik sektöründe çok temel ve ciddi sorunlar yaşanıyor. Tam da Türkiye Yardım Heyeti’nin KKTC hükümetlerine tavsiye ettiği gibi, Türkiye’de de elektrik tamamen ticari bir ürüne dönüştürülmüş durumda. 2013 yılında elektrik dağıtımı tamamen özelleştirildi. TL’nin değer kaybı nedeniyle bu sektörün girdi maliyetlerinde ciddi anlamda bir artış var ancak siyasi baskı nedeniyle, bu maliyet artışı yakın zamana kadar elektrik fiyatlarına yansıtılamadı. Bu da sektörde faaliyet gösteren şirketleri mali açıdan zora soktu. Borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiler. Şirketler, borç yapılandırması için bankalarla pazarlık halindeler. Sektörü kurtarmak adına şimdi elektrik fiyatına zam yapılıyor. Konut elektriğine yüzde 33% zam yapılırken, ticarethane ve sanayi elektriğine yapılan zam oranı %45.  

Türkiye elektrik sektörü bu haldeyken, Ekonomi Bakanı Sayın Özdil Nami, Kuzey Kıbrıs’a kabloyla nasıl ucuza elektrik götürmeyi planlanıyor, bunu da merak etmiyor değilim doğrusu!

Konumuza dönelim; üretim maliyetlerinde elektriğin yanı sıra artışa neden olan bir diğer unsur da kredi maliyetlerindeki artıştır. Bunun nedeni de ‘risk priminin’ her geçen gün artıyor olmasıdır. Risk primi dediğimiz şey, ekonomik riskler arttıkça, borç verenlerin risklere karşılık daha çok faiz talep etmeleridir. 

Örneğin geçtiğimiz hafta Akbank, vadesi gelen yaklaşık 1 milyar dolarlık dış borcunu, bir yıllık vadeli yeni bir borç alarak ödeyebildi. Ancak faiz oranı, tam da yukarıda bahsettiğim ‘risk’ nedeniyle, 6 ay önceki faiz oranın iki katı. 

Kredi maliyetlerindeki artışlar hem üretimi zorlaştıracak hem de borç içinde yüzen ve kredi ihtiyacı bulunan özel sektörün işini daha da güçleştirecek. Üreticiler, bu kredi maliyet artışlılarını fiyatlara yansıtmak durumunda kalacaklar ki bu da  enflasyondaki artışın devam edeceği anlamına geliyor.

Enflasyondaki artış ise, ekonomi içerisinde birçok kısır döngü yaratıyor. Bu kısır döngülerden bir tanesi de her enflasyon yükselişinde finansal piyasalarda faiz artışı beklentisi oluşması. Merkez Bankası’nın faiz artırması kredi faizlerinde artışa neden olacak. Üreticilerin de bu maliyet artışını fiyatlarına yansıtması yeni bir faiz artışı beklentisi doğuracak.  

Hemen her sektörden şirketlerin yüksek borçlarından dolayı iflas ettiği bir dönemde, faiz artışı ekonomik intihar demektir. Ama piyasanın sopası havaya kalktı bir kere. O sopanın neler yaptırabileceğini merkez bankasının faizle ilgili en son kararında çok net biçimde gördük.

Enflasyondaki artışın diğer bir önemli nedeni de gıda fiyatlarındaki artıştır. Eylül ayında gıda fiyatlarında da ortalama fiyat artışlarının üzerinde bir artış yaşanmış. Gıda enflasyonu aylık bazda %6.4 artış gösterirken, yıllık bazdaki artış %27.7 düzeyinde. Yukarıda açıklamaya çalıştığım maliyet artışları da aslında gıda fiyatlardaki artışın önemli bir nedeni. Diğer bir nedeni ise sektörde AKP yönetimi döneminde oluşan yapı. Tarım ve hayvancılık sektörü AKP döneminde ciddi anlamda bir dışa bağlı yapıya büründü. Birçok ürün ve girdi maddesi dışardan geliyor. TL’nin değer kaybetmesi de ayrıca gıda fiyatlarında artışa neden oluyor.

Gıda fiyatlarındaki artışın 2019 yılında da devam etmesi bekleniyor. Örneğin, Dünya Gazetesi’nden tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım, geçtiğimiz günkü yazısında, girdi fiyatlarındaki artıştan dolayı yeterli buğday ekimi olmadığından bahsediyordu. Bu da buğday, un ve dolayısıyla ekmek fiyatlarındaki artışın devam edeceği anlamına geliyor. 

Dikkat ettiyseniz, yazının bu kısmına kadar TL’deki değer kaybından bahsetmedim. Doların 6 TL seviyelerine yükselmesinin tetiklediği sorunları ve bu sorunların ekonomi üzerinde yarattığı tahribatı özetlemeye çalıştım. TL değer kaybetmeye devam ederse bu sorunlar artmaya devam edecektir.  

TL’nin değer kaybı devam eder mi? Değer kaybının devam edeceğini düşünüyorum. Ekonominin yüklü miktarda döviz ihtiyacı devam ediyor. Yapılan hesaplar, Ekim ayında toplam döviz ihtiyacının 15 milyar dolar olduğunu gösteriyor.  Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin, artan döviz ihtiyacıyla birlikte azaldığını gözlemliyoruz. Döviz rezervlerinde, son iki ayda yaklaşık 20 milyar dolarlık bir düşüş oldu. Düşüşün devam etmesi yakında rezervler bitiyor kaygısına neden olacak. Bütün bunların da kur üzerinde yaratacağı baskıyı tahmin edersiniz. 

ABD’li din adamı Brunson’ın serbest kalıp kalmayacağı gündemin diğer bir önemli maddesi. Brunson’ın serbest kalmasının, piyasadaki beklentileri olumlu etkileyeceği ve bunun da haliyle TL’ye değer kazandıracağı yönünde bir görüş hakim. 

Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde, ekonomik analizi ekonomi dışı etkenlere indirgemenin hatalı çıkarımlara yol açacağına inanıyorum. Şu anda analizlerin, psikolojik beklentilerde değil, Türkiye ekonomisinin ‘gerçeklerinde’ ya da başka bir deyişle ‘temellerinde’ (İngilizce’de buna ‘fundamentals’ deniyor) yoğunlaşması gerekiyor. Ekonominin temelleri (fundamentals) üretim, üretim maliyetleri, teknoloji, reel ücretler ve şirketlerin durumu gibi reel faktörlerdir. Ve Türkiye’de şu anda bu temellerde ciddi sorunlar var. Brunson’ın serbest bırakılması durumunda, büyük ihtimalle ekonominin toparlanma sürecine girdiğine dair bir izlenim yaratılacak ama bu yanlış bir izlenimdir çünkü ekonominin toparlanabilmesi için esas olan, reel faktörlerde var olan sorunların giderilmesidir. 

Bütün bu anlattıklarım sadece enflasyonu değil, ekonominin genelini olumsuz etkileyecek nitelikte gelişmeler. Ekonominin yavaşlaması ve kredi maliyetlerindeki artış, özel sektörde halihazırda devam eden şirket iflaslarını artıracak.  Bu da bankacılık sektörünü olumsuz etkileyecek. Sorunlu kredilerin miktarındaki artış bunun öncü göstergesi olarak değerlendirilebilir. Özel sektörün yaşadığı sorunların bankacılık sektörüne sirayet etmeye başladığına dair işaretler geliyor. Bunun önemli bir örneği, geçtiğimiz günlerde, ekonomist Uğur Gürses’in etkileyici bir araştırmacılık örneği göstererek ortaya çıkardığı, 3 kamu bankasına, el altından, işsizlik fonundan yapılan yüklü miktardaki (10 milyar TL) sermaye transferidir. Hatırlayalım, İş Bankası Genel Müdürü, yaşanmakta olan kriz nedeniyle, bankaların sermayelerinin, yükümlülüklerine göre azaldığından şikâyet ediyordu.

Peki, AKP yönetimi ne yapıyor? Elinde sopa, marketlerdeki ürün fiyatlarını denetliyor ve Titanik müzisyenleri gibi davranarak, “kriz yok”, “en kötüsünü geride bıraktık” şeklinde açıklamalar yapıyor.

Oysa enflasyondaki yükselişin ve ekonomideki kötüleşmenin hızlanacağı bir döneme giriyoruz. Ve bu filmde de, tıpkı Titanik’te olduğu gibi, maalesef mutlu son yok. 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Engin Kara

Engin Kara

Ma Kimdir bu Maronitler 🏴‍☠️ Mete Hatay
KIBRIS

Ma Kimdir bu Maronitler 🏴‍☠️ Mete Hatay

Gazedda
22 Mart 2023
0

Belki de yazar haklıydı. Maronitler şimdiye kadar eşikteki bir meselemiz gibi kalarak, bir türlü eşiği aşamadığımız bir insanlık utancına, bir insanlık ayıbına dönüştü. Zaman zaman, duruma, olaya göre hatırladığımız eşikteki...

Okumaya Devam Et
“Gölgem ve Ben” kitabı raflarda yerini aldı
KIBRIS

“Gölgem ve Ben” kitabı raflarda yerini aldı

Gazedda
21 Mart 2023
0

Yazar Ayla Kahraman’ın “Gölgem ve Ben” başlığını taşıyan öykü kitabı Işık Kitabevi Yayınları’ndan çıktı. Bireyin varoluşsal sancılarının estetik bir boyut kazanarak varlık alanı kazandığı öykülerde, okur farklı bir gerçeklikle tanışıyor....

Okumaya Devam Et
Rahvancıoğlu: Milliyetçiliği deşifre etmeden halkların kardeşliğine ulaşılamaz
KIBRIS

Rahvancıoğlu adına Türkiye Göç İdaresi Başkanlığı’na dava

Gazedda
21 Mart 2023
0

Türkiye’ye girişi “N82” koduyla yasaklanan Kıbrıslıtürkler arasında olan Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu’nun, Türkiye Göç İdaresi Başkanlığı’na dava süreci resmen başladı. Ankara 25. İdare Mahkemesi’nde Göç İdaresi Başkanlığı aleyhine açılan davanın konusu, “Müvekkil hakkında...

Okumaya Devam Et
Kormacit-Kormakitis Dayanışma Merkezi açıldı
KIBRIS

Kormacit-Kormakitis Dayanışma Merkezi açıldı

Gazedda
19 Mart 2023
0

Kormacit-Kormakitis Dayanışma Merkezi’nin Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), diplomatlar ve Ada’daki çeşitli yerel toplulukların katılımıyla açılışı dün gerçekleştirildi. UNDP’den yapılan basın açıklamasına göre Eylül 2021’de yapılmaya başlanan proje, Avrupa...

Okumaya Devam Et
Christodoulides’den silaha 540 milyon euro
KIBRIS

Christodoulides’den silaha 540 milyon euro

Gazedda
11 Mart 2023
0

Nikos Christodoulides, bir özel kuvvetler eğitim kampına yaptığı ziyaretin ardından gazetecilere verdiği demeçte, Kıbrıs'ın savunma altyapısını güçlendirerek Yunanistan ve Fransa gibi ülkeler arasında yer almayı hedeflediğini duyurdu.   Christodoulides, "Ben...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Küresel tatlı su talebi 2030’a kadar arzı yüzde 40 aşacak

BM’den dünya çapında su uyarısı: Kaynaklar ‘vampirce’ tüketiliyor

12 saat önce
Fransa’da isyan dinmiyor, çatışmalar sürüyor | Foto-Video

Fransa’da isyan dinmiyor, çatışmalar sürüyor | Foto-Video

12 saat önce
Altı parti Emek ve Özgürlük İttifakı altında seçime gireceğini açıkladı

Emek ve Özgürlük İttifakı: “Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağız”

12 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse ve paranın gücü | Peter Schwarz | WSWS

13 saat önce
Tecrit işkencedir ve kabul edilemez! Trans Kadın maphusların tecritte tutulmasını kınıyoruz!

Mağusa’da homofobik saldırı

14 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.