• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cuma, Mayıs 30, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
17 °c
Nicosia
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Umut Bozkurt

Bir Veda, Bir Yurt/suzluk – Umut Bozkurt

Umut Bozkurt Umut Bozkurt
10 Ağustos 2020
Okuma Süresi: 7 dk
A A
Bir Veda, Bir Yurt/suzluk – Umut Bozkurt
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Anneannemin cenaze töreninden sonra bu eve ilk kez geliyorum. Aylar sonra ilk kez.  Bu evin her odasında, bahçesinde anılarım var. Anneannemin uzun bir ömür sürmesinden ötürü 1974 yılından beridir neredeyse kırk altı yıldır değişmeden muhafaza edilen bu ev, onun ölümünün ardından köklü bir tadilattan geçiyor. Bu evde artık bir akrabamız kalacak.

Covid-19’un bizi evlere kapatmasından ötürü, aylardır bu eve ayak basmamıştım. Aslında bu anı elimden geldiğince ertelemek için uğraşıp durdum, sürekli bahaneler uydurdum. Ama işte şimdi artık buradayım.  Bahçede otururken “Umut, gel bak, evin yeni halini gör” diyen annemin sesine kulak veriyorum ve isteksizce de olsa yerimden kalkıyorum. Elimden gelse bugün de bir şekilde bu karşılaşmayı erteleyeceğim ama bunu kimselere izah edemeyeceğimden çaresiz evin içine doğru yürüyorum.

Mutfaktan başlayarak her odaya ağır adımlarla ilerliyorum.  Bu anı gözümde büyütmemişim. Onun gidişinin ardından bu eve girmek, sandığım kadar zormuş. Tamam, anneannem artık yok ama ondan birşeyler bulmak istiyorum. Tanıdık kokular, renkler, ya da onu hatırlatan bir şeyler işte. Oysaki eve girdiğim anda bunun artık nafile bir istek olduğunu anlıyorum. Tadilattan yeni çıkmış evin duvarları, zemini yenilenirken, eskiye dair tüm izler silinmekle kalmamış, sanki bu değişiklikler anneannemin ruhunu da kovmuş evden. Ondan, dedemden, çocukluğumdan bir iz bulmaya çabalayarak arka odalara doğru yürüyorum. Her odanın hatırlattığı onlarca şey;  çocukluğum, ilk gençliğim, o gamsız zamanlarda kurulan onca, çoğu gerçekleşmemiş hayal… Birdenbire gerçek, tüm acımasızlığıyla yüzüme çarpıyor. Sadece anneannemi değil, çocukluğumu, ilk gençliğimi ve o zamanların hafifliğini ve naifliğini de sonsuza dek yitirdiğimi anlıyorum.  

Çocukluk, güzel bir masaldır. Yıldızlı bir gecenin  altında damda yatmak, yasemin kokularını içine çekerek düş kurmak, olur olmaz her şeye gülmektir.  İmkânsızın bulunmadığı, kuşların kanadına tutunarak uçabilmenin, yunusların sırtında okyanuslarda dilediğince dolaşabilmenin özgürce düşlerinin kurulduğu bir güzel coğrafyadır çocukluk. Anneannemin gidişi ve evinin başka bir eve dönüşmesiyle bu masalın izlerini kaybettiğimi ve artık bugüne dek yaşadıklarımın ağırlığını yükleneceğim bir başka döneme girdiğimi bir kez daha anlıyorum…

Anneannemin çok emeği vardır bende. Annem, ben küçükken Türkiye’de yüksek ihtisas yaptığı dönemde beni anneanneme bırakmıştı. En büyük torunuydum ve bana başka türlü bir düşkünlüğü vardı. Benim de ona. Nev-i şahsına münhasır bir kadındı anneannem. Bir melek değildi ama çok daha enteresan bir karakterdi. Hiçbir hal ve şartta kendini ezdirmedi.

Onun hem Türk hem de Rum polisine kafa tuttuğu anları aile içinde defalarca anlatıp gülmüşlüğümüz vardır. 1958 yılında annem ilkokul dördüncü sınıfı bitirmişken 23 Nisan, 19 Mayıs müsamereleri için giydiği dans kıyafetlerini kaybetmiş.  Bir tanıdık anneanneme Lapta İlkokulu’nun yaz boyunca açık olduğunu, kıyafetler için çocukların okula bakmalarını önermiş. Bunun üzerine annem ve dayım okula gidip Lapta İlkokulu içindeki sahnenin yanındaki küçük kulisten dans kıyafetlerini alıp gelmişler. Kısa bir süre sonra annemlerin evine iki Türk polisi gelmiş. Sizin çocuklar okuldan birşeyler almışlar, onları aramak için içeri gireceğiz gibi birşeyler demişler. Annemin aktarmasına göre anneannem, ellerini beline dayayarak, “okul bütün yaz açıktı siz birşey yapmadınız, benim çocuklarım dans kiyafetlerini almaya geldiler de şimdi onlar mı kabahatlı oldu? Adamısanız gelin içeri” demiş. Polisler tırıs tırıs gitmişler. 1964’den sonra kocasının doğduğu Lapta’dan ayrılarak Lefkoşa’ya göçmen olarak gitmek durumunda kalmışlardı. O dönemde arada bir Lapta’ya gitmelerine izin verilirmiş ama yolda konuşlanan Rum polisleri kimi zaman Kıbrıslı Türkleri detaylı üst aramalarına maruz bırakırmış. Bir keresinde üzerini aramak isteyen bir Rum polise kafa tutmuş, “ayıp değil mi de bizi donumuza kadar arayacaksınız” diye ona çıkışmış. Ben büyürken, onun bu hallerine birçok kez tanıklık etmiştim. Kadınların ekseriyetle daha edilgen olduğu bir dönemde bile anneannem savaş koşulları ve türlü sıkıntının içinde kendi sesini kaybetmemeyi başarmıştı.

Anneannem bir yandan da hayata çok tutkuyla bağlı bir insandı. Hani eskilerin gökyüzünde düğün olsa, merdiven dayayıp o düğüne gidecek dediği türde kadınlardan…Gençliğinde “japone” kollu elbiseler giymeyi severmiş, güneş gözlüğü takarmış. Dedemin akrabaları “Bizim gelin İstanbol’dan geldi” diye dedeme takılırlarmış. Ayşeli İstanbul’dan gelmemişti halbuki.  Mesarya’daki İpsillat (Sütlüce) köyünden çıkıp Lapta’ya gelin gelmişti. Güzel kıyafetler giyinmeyi, süslenmeyi, altın takılarını elaleme göstermeyi pek severdi. Ben altın takmayı sevmediğim ve onun kadar giyim kuşama meraklı olmadığım için çoğunlukla azarı işitirdim: “nedir o tenekeler gene ki taktın” derdi. Altın dışındaki bütün takılar onun nezdinde “teneke”ydi! Bir de benim bir ömür boyu “okumamı” bir türlü anlayamazdı. “A gızım yetişir artık okuduğun, biraz da süslen, gez, toz” derdi.

Geçenlerde Niyazi Kızılyürek hocayla bir programda “yurt nedir, neresidir”i tartışmıştık. Kıbrıs dışında yaşadığım on beş yıl boyunca bu soruyu düşünmek için hayli zamanım olmuştu. Yurt benim için neresiydi? Önce Türkiye’de, sonra İngiltere’de yaşarken, Kıbrıs beni ince bir sızı gibi, hatta bir gölge gibi izleyip durdu. O gittiğim yeni yerlerde bir sürü arkadaşlar edindim, çok sevdim ve sevildim ama hep kayıp bir ruh gibi hissettim kendimi. Yaklaşık on yıl önce “memlekete” döndüğüm zaman artık o içimdeki yabancılığın sona ereceğini, en nihayet bir yerlere ait olabileceğimi ummuştum. Yanılmışım. Türkiye’de ve İngiltere’de yaşarken cebelleştiğim o huzursuz ruh hali burada da yakamı bırakmadı. Bu geçen on sene bana insanın doğduğu yerde bile nasıl yersiz yurtsuz hissedebileceğini, aynı yerde doğduğu insanlarla aynı dili konuşamayacağını, bazı zor deneyimler vesilesiyle göstermiş oldu. Sonrasında nasıl oldu bilemiyorum ama bu arafta olma halinden kendime bir yurt yaratmayı becerdim. O içine doğduğum ülkenin hem içinde, hem çeperinde olma halini kabullendim.

Bu arada yurt benim için başka bir şeymiş meğer, onu da anladım. Yurt benim için annemin, anneannemin evi, ağaçları, çiçekleri, denizi, ninnileri, tekerlemeleri, anlattıkları hikâyeler, pişirdikleri güzel yemeklermiş, o renkler, kokularmış. Bunca senedir buradan uzak olduğum yıllarda yurt hasreti diye adlandırdığım o ince sızıyı yaratan, onlarla ilişkilendirdiğim her şeymiş. Yaşadığım birçok hayal kırıklığına rağmen beni buraya bağlayan şey belki biraz da bunlardır. Yoksa yurt dediğin, Benedict Anderson’un dediği gibi bir hayali cemaat. Dilin, kültürün yarattığı bir ortaklık var, muhakkak. Ancak bu zamanla inşa edilmiş ortaklık ancak hayal edilmiş bir siyasal topluluk yaratıyor. Aynı dili konuşmak, aynı kültürel kodlar içinde düşünmek her zaman orada insanın kendini “evinde” hissedeceği anlamına gelmiyor.

Anneannem ölünceye dek çiçekli bir evde yaşadı. Daha eli ayağı tutarken ön balkonu saksı çiçekleriyle doluydu. Lapta’nın havası, suyu çiçeklere çok iyi geldiğinden ektiği çiçekler iştahla büyürdü. “Yerini sevdi” derdi. Limon ağaçları çiçeğe durduğu zaman, “ekşiler gelin gız gibi oldu” derdi. Ölmeden önce zamanının çoğunu evin dağı gören arkadaki güneşli odasında geçirirdi. Sürekli oturduğu koltuktan pencereye doğru baktığında rengarenk arpa çiçeklerini görürdü.  Her sonbahar özenle ekerdi bu çiçekleri. Ölmeden önce anneme sonbaharda yine arpa çiçeği ekmelerini vasiyet etmiş.

Bu yıl Kalkanlı’da çıkan yangında asırlık ağaçların yanmasının ardından Mete Hatay, bir yazısında ortak bir Rum dostumuzdan bahsetmişti.  Costas kapılar açıldıktan sonra babasını Kalkanlı ya da orijinal ismiyle Kapouti’ye getirmiş. Dedesi 1974’de evinin önünde öldürülmüş, evleri ise yıkılmış. Bunun üzerine babasıyla Kalkanlı’daki Anıt Zeytin ağaçlarının bulunduğu “Dematone” vadisine gitmişler. Babası, çocukluk anılarının sağanağı altında, uzun yıllardır görmediği bir akrabasıyla karşılaşmış gibi sarılmış ağaca.

Costas’ın ağaca sarılan babasıyla “bu ekşi ağaçları insana benzer, suvarmazsan insan gibi ağlarlar” diyen dedem ve ölürken çocuklarına arpa çiçeği ekmelerini vasiyet eden anneannem arasında bir ruh kardeşliği görüyorum. Kıbrıs’taki savaşın, yıkımın içinde geçen zorlu, örselenmiş hayatlar. Onca trajediye rağmen, ağaç ekerek, çiçek “dürüterek” yaşama tutunmaya, buradan bir “ev” yaratmaya çalışan bir kuşak…

Kıbrıs’ta asırlık ağaçların yanması ve anneannemin ölümünün aynı yıla denk gelmesi sadece bir tesadüften ibaret olabilir mi? Yoksa yok olan ağaçlarla birlikte yasemin çiçeklerinden kolyeler yapan, ağaç gövdelerine sarılan bir kuşağın bizi birer birer terk etmesiyle bir dönemin sonuna mı geliyoruz? Bu insanlar bizleri terk edince, güzelim zeytin, limon ağaçları birer birer kesilip yerlerine çirkin beton yapılar yükselince, memleketin her karış toprağı rant hırsına yenik düşen adalıların elinde birer hilkat garibesine dönüşünce, bencillik o cemaat ruhunu yavaş yavaş öldürünce yine burayı yurt belleyebilecek miyiz?

Umut Bozkurt

Umut Bozkurt

Akademisyen

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri
Umut Bozkurt

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri

Umut Bozkurt
23 Mart 2025

"AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

Devamı içinDetails
“İsrail, Gazze’yi Taş Devri’ne döndürmek istiyor”
Umut Bozkurt

Filistin, ötekinin acısı ve inkar üzerine | Umut Bozkurt

Umut Bozkurt
16 Kasım 2023

Bu son günlerde yaşadıklarımız bana çok ağır gelmeye başladı. 16 yıldır abluka altında yaşayan, yoksul, çoğunluğu çocuk olan Gazzelilere dünyanın en güçlü devletlerinin himayesinde bir devlet bir ayı aşkın süredir...

Devamı içinDetails
801 akademisyenden ‘acil alarm’: Gazze’de olası soykırımı önleyin
Umut Bozkurt

Gazze’deki kıyım, güçlünün hukuğu ve enternasyonalist bir direniş ufuğu kurmanın önemi üzerine | Umut Bozkurt

Umut Bozkurt
29 Ekim 2023

“Filistin dünya için ahlaki bir turnusol kağıdıdır”. Angela Davis 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırıp 1400 kişiyi öldürüp 200den fazla kişiyi rehin almasının üzerinden tam 21 gün geçti. Bu 21 günde...

Devamı içinDetails
Umut Bozkurt

Merkez sol toplumda ezilen farklı kesimlerin sesi olmalı – Umut Bozkurt

Umut Bozkurt
12 Aralık 2021

Seçimlere giderken solun içindeki boykotçular ve parlementer siyaset içinde mücadeleyi anlamlı bulanlar arasındaki tartışmalar kızışıyor. Bence bu tartışma toplumun çoğunluğunun gündeminde değil.

Devamı içinDetails
Sadece Kıbrıslı Türklerin mağduriyetlerini görmek yetmez – Umut Bozkurt
Umut Bozkurt

Sadece Kıbrıslı Türklerin mağduriyetlerini görmek yetmez – Umut Bozkurt

Umut Bozkurt
18 Haziran 2020

Bugün, Şener Levent’in Voice of International Students’in başkanı Emmanuel Achiri’ye Afrika logosu üzerinden başlayan tartışmadan ötürü dava açacağını öğrendim. Şener Levent’le yıllar içinde görüş farklılıklarımız olmuştur ama onun görüşlerini dile...

Devamı içinDetails

YAZARLAR

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor
Konuk Yazar

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor

Konuk Yazar
22 Mart 2025
Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar
Engin Kara

Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar

Engin Kara
22 Mart 2025
Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?
Mustafa Onurer

Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?

Mustafa Onurer
21 Mart 2025
Çalıyor

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

KIBRIS
Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

DÜNYA
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

SANAT
Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

DÜNYA
“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

KIBRIS

İzel Seylani: Birlikte hayal etmeyi başardığımızda… | Video

SANAT
İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

DÜNYA
Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

DÜNYA
Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

DÜNYA

Instagram

Takip et

  • Bekir Paşa Lisesi öğretmenleri Eğitim Bakanlığı
  • Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu paylaşımında TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!” dedi.

https://gazeddakibris.com/imamoglu-demokrasi-meydanlarinda-sesinizi-yukseltin/
  • Tel Aviv’de toplanan onbinlerce kişi, Netanyahu
  • Güney Kore, Japonya ve Çin dışişleri bakanları, Kore Yarımadası
  • 21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Gün nedeniyle Kıbrıs
  • "AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

https://gazeddakibris.com/ortaokullarda-basortusu-yasaginin-kaldirilmasinin-dusundurdukleri/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social
  • Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, CHP
  • Gençlik Federasyonu açıklamasında 22 Mart Cumartesi akşamı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kampüsünde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan olayların demokratik değerler ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

https://gazeddakibris.com/genclik-federasyonundan-polise-daudeki-garabet-tutumdan-donun/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

2 ay önce
KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

2 ay önce
İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

2 ay önce
Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

2 ay önce
Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

2 ay önce

Gazedda Facebook

Gazedda Facebook
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.