• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Eylül 27, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Tüge Dağaşan

Bir kitap okudum, güneyim karıştı: Salıncak – Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan Tüge Dağaşan
12 Ağustos 2021
Okuma Süresi: 20 dk
A A

SALINCAK

Eylül 21’di okumaya başladığımda. Sonbahar, tarihe inat gelmemişti sokaklarımıza fakat iç sokaklarımın çıkmaz yollarında yine değerli bir kalemden çıkan bir kitap duruyordu rengârenk durağımda. 

Cemal Süreya’nın “aynı şehirde; 

                                sen varsın, 

                                ben varım, 

                                biz yokuz…” dizeleri bir aşka mı aitti bu romanda yoksa çok dilli sokaklarımızın insanlarına mı?

I.Sınırları Aşmak

Ne sinir kelimedir şu sınır; sanki birileri noktalarını koymayı unutmuştur ı’lara. Yaraların kabuk bağlamıyor olmasıyla açılıyorum romana ya da roman bana.

“Belki sana çılgın gibi gelen düşler, kimileri için sıradandır” cümlesi kurulurken romanda, Cenk Mutluyakalı’yı düşündüm. Bir erkek yazarın, bir kadını nasıl bu kadar bilinçli konuşturabildiğini, düşlediğini. Aslında doğru mu okudum-anladım diye kontrol etmek için bir kez daha okudum aynı cümleleri. 

Kızı ve babası ile yaşayan bir kadın var bu romanda. Yukarıdaki cümleyi de babası kuruyor zaten. Daha ilk sayfalarda kurulan anlam dolu ifadeler, yeniden okunmasını sağlıyor cümlelerin. 

Larnaka Limanı’nda bir düş. Erotik bir düş. Adalı bir yazar, adayı yazar bu romanda. Larnaka gerçekten limanı için mi seviliyor diye düşünürken Larnaka’ya taşıyorum düşüncelerimi, şu anımı. Ellerini birbirine kavuşturup “yeniden …” diye başlayan cümlesi geliyor kulaklarıma yaşlı adamın. Ki belki de yok şimdi adada, hayatta. “Yeniden birleşeceğiz” demişti gülen gözlerle kapıların açıldığı ilk yıllarda. Roman dışına taşıyorum istesem de istemesem de. Sallanıyorum bir romana doğru bir adanın şu anki gerçeğine doğru.

Alexia ! 20 yaşında bir kızı var. Sınırlara ulaştı mı, aştı mı, kaçtı mı Alexia?

II. Larnaka

Bir efsane ile kesişen bir yürüyüşle devam eden roman, tuz gölü efsanesini anlatırken tuz gölü geldi aklıma. Yine sallandım roman ve ada arasında ve çok sevdim renk, hayat, aşk devinimi başlangıcını. Alçalan uçakları düşündüm ki zaten okurken alçalmıştı bile uçaklar kıyıda. Gökyüzünden üzerinize yansıyan uçağın gölgesini siz de hayal edebiliyor musunuz? Alexia ismini bile okuyabiliyor uçağın: Kerinya.

Elenisiniz, Ermenisiniz, Maronitsiniz, Arapsınız, Türksünüz derler ya; insan değil mi hepsi de. Şu çağa bakıyorum da uzaklaşıyorum kendime. 

Hangi lisanda anlaşabilirdik? Sadece bakışsak yetmez mi? 

Ne kadar haklı, sokak isimleri değişirse; bir çocuk, bir gün geri döndüğünde, nasıl bulacak ki evinin yolunu?

Sokaklar yeniden seslerini çoğaltabilir mi artık? 

“Nereye götürmüşlerdi seni?” diye sorarken babasına Alexia, düşündüm ben de götürülenleri. Esir hayatı yaşayan atalarımızı, halkımızı, ailelerimizi… Hiç gülen yüzünü göremeyeceğiz sanırım bu adanın. 

150 kişi bir kamyonda, elleri gözleri bağlı. Güzel anıların kaybolması öyle kolay ki aslında. İyi/lik kavramını ne zaman kaybeder insan diye düşünürken, Alexia’nın babasının sözlerini okumam, Salıncak için zamanı geldi çağrısıydı. 

Utançlar ne kadar ağır olabilir?

Bedenen ya da zihnen esir olmak…

Bilinmezlik en büyük esarettir diye mi bir yere kayıtlı olmak insanı rahatlatır?

Bir yanımız hep esir kalmaya devam edecek mi Salıncak?

“Baktığın yerden 

  içimdeki denizi göremiyorsun” der Neşe Yaşın.

III. Günebakan

Günebakan’da; Despina kelebek dövmesiyle girer avluya, cinsel özgürlük temalı kelebek. 

Sadece bir kadının diliyle, düşüyle yazılmamış Salıncak, bir annenin dili de hâkim sayfalara.

Hayranlıkla okumaya devam ederken, bir yandan da içim burkuluyor, göğsüm sıkışıyor düşünmekten. İnsanın paydası bir olsa ne olurdu sanki. Bu kadar kötüye geçemese insan, iyide kalabilse.

Belki çocuklar olsun kalır, belki onlar değiştirilmez, özünden koparılmaz; bir temenni sadece.

Despina. 

Sekinin kenarına oturduk birlikte. 

Babasız büyüyor Despina. Aşka inancı kalmayan bir anne. “Aşka ne zaman inancın oldu ki” diye şaşıran kızı.

Aşkı tanımlamayı sorguladığımız bir dönemde, aşkı da farklı bakış açılarıyla anlatıyor olması iyi bir şans bizim için. 

Kerinya’ya gitmek istiyor. Çocuk olduğu sokaklara, yollara, evine…

IV. Gelgit

Gelgit kısmına geçerken; gelgitler yaşıyorum istemeden. 

Babam da köyünü bakımsız görünce gitmek istememişti bir daha.

Gitmek kimi zaman kaçmaktır, kimi zaman varmak diyerek devam ediyorum romana. 

Haklı roman; yaşanmışlıklar da bizle yaşar, koynumuzda.

Hangi cümlenin altını önce çizmeliyim Salıncak?

V. Ada

Yurtsuzlukta yorulmuş çocukları karşılıyor, 74’ün kalpsiz Temmuz’u. 

Ülkemizin yarısı sahi bize niye yasak Salıncak?

Bir bebek, adı Anna. Gözleri içine kaçan o oyuncak bebekten benim de vardı; adı Anna değildi. Karanlıktan korkan çocuklarla dolu sokaklardaki ağaçlar dile gelse ya… 

Beşparmak Dağları’na gelene kadar güneyde miyiz kuzeyde mi anlamadım. Hep kuzey olarak düşündüm nedense, güneyim karıştı. Hangi yarımdayım hangi taraftayım karıştım. 

Yaşamın özünü tutan anılara takılıyorum ilk kez, tel örgüler yerine. 

Çocukların pespembe yanakları, hiç bir kötülüğün uğramadığı bir coğrafyanın yüzölçümü sanki. 

Girne’ye varıyor Alexia.

“Bir daha geri gelmeyecekler sandık

  Geldiler

  Ellerinde kapılarımızın anahtarı”

Gürgenç Korkmazel

VI. Kerinya

“O kadar seneden sonra emin değilim” kimin evi.

Ev neresidir Salıncak?

Ev nerededir? Sen de evini özlüyor musun benim gibi?

Hangi yatakta yattığına göre değişir mi insanlık Salıncak?

Yatağın altına gizlenen bugünkü kahramanlardan ne güzel bahsetmişsin.

Ganimetleri hâlâ kimlere dağıtıyorlar, gerçekten de bitmiyor Salıncak. Seçimler biterse belki o da biter ne dersin? 

Evler diyor evimiz, eviniz, evleriniz, evlerimiz… İçimdeki evin pencereleri kapanıyor 1974’e giderken.

VII. 1974

Çocukluğumdan geçiyorum sen her “ev” dediğinde…

Herkesin çocukluğuna dair bir anısı vardır derken evimi düşünüyorum.

Alexia’nın çocukluğuna dair ilk anısının sembolüydü o salıncak. Öyle bir salıncak ki, adını vermiş hayatının ilk romanına. 

Bir yaprak koparıp da uzaklaştı ya yusufcuktan, kimi de limondan kopardı aynı yaprağı uzaklaşırken. Dedi ya roman; seçicidir bellek, vardır milyon anısı herkesin. 

Temmuz 15’ti, babası girdi kapıdan içeri, darbe oldu dedi. Yasak dedi. 

EOKA B neydi Salıncak?

Kozalaklar neden yakılır Salıncak?

Temmuz 19, aynı telaşla eve giren baba. 

Uçak sesleri bir romandan nasıl bu kadar net duyulabilir Salıncak?

Korkulu gözler eşitliyordu hepimizi. 

Dome Hotel’deki bellek yanılmasını yaşıyoruz biz de okurken.

Temmuz sonu.

Ağustos nasıl bitti.. Eylül nasıl geçti..

Ateşkes vardı.

VIII. Evlerin de canı vardır

“Evimden, evime döndüm, sokağımdan sokağıma, kendimden ötesine sığındım, yersiz yurtsuzluğumu hatırladım. Bir kavuşmadan ayrılıyor ya da bir ayrılığa kavuşuyordum. Kerinya’dan Larnaka’ya. Evim olmayan evim geride kalmış, sonradan evim olamayan evime yanaşmıştım.” 

Doğduğumuz evin, çocukluğumuzun evinin bahçesindeki ağaçtan bir yaprak koparmak neden önemlidir Salıncak?

Herkes bir bir gidiyor Salıncak, evlerini göremeden ve görememeye devam ederek…

İki anne, iki baba, üç çocuk.

Türkçe, Rumca konuşmalar.

Yedi yolcu.

Londra – Lefkoşa hattı.

1974’ün 19 Temmuz’u. 

İki Kıbrıslı aile.

Tam ortasından bölünecek başşehrin havaalanına son yolculuk.

Adanın tek havaalanında kontrol memuru Hristakis.

O son inişi yapan pilotun gözleri.

Ah ki ne ah Salıncak. Ah ki ne ah.

Yunan darbesinde cuntanın ilk kontrol altına aldığı yer havaalanı. Savaşta ilk bombalanan yer. O havaalanı bir daha kullanılmadı. 

Yeni havaalanına adı verilmesi gereken kişiydi pilot. 

“Uçaktan görüyorum, savaş gemileri var!” demişti…

IX. İçe açılan kapılar

Bellek, gerçeklik midir Salıncak? 

Bakkala yürümek.. Gün, Eleni teyzenin gülümseyen yüzünde iyileşirdi. Yırtık bir sigara karton üzerinde tutardı hesaplarını. Tıpkı çocukluğumdaki bakkalın yaptığı gibi.

Mavi panjurlar, kahverengiye neden boyanır Salıncak? Biz de maviden kahverengiye boyamıştık, nedeni aynı mı Salıncak? Boyandıkça geçmiş örtülür mü Salıncak?

Alexia ne güzel demiş Salih’e; “niye eski ismi diye sorguluyorsun da gerçek ismi demiyorsun Salih?”

Biz yokken de hep birileri vardı, her defasında – hep- değişmişti isimleri belki de.

78. sayfada sokağı öyle güzel anlattın ki Salıncak. 

Ve haklısın Salıncak, sokak insan gibidir. Çocukluğumun sokağına gittim, kaldım orda. 

Peki ya sen Salıncak; bir sokağın adı mı olmak istersin yoksa sakini mi?

X. Örümcek ağları

Dedin ya bir kadın evine döndüğü zaman kendine devrilir diye, sen de üzerime devrildin be Salıncak.

Keşke’miz bile aynı.

Hani son cümlen var ya 90. sayfada, “ben de” diye haykırdım bil Salıncak!

XI. Bir çiçeğin yası

Flipinlilerin milli çiçeği; ful çiçeği. Arap yasemini de derler.

Haklısın insan ağaçlar için yas tutabilir Salıncak.

Demek bundanmış benim de üzüm mevsiminde tadımın kaçması. Ah Salıncak, ah!!

XII. Sen uyu anne

Sessizlik, bir annenin gidişi.

XIII. Andonis

Dileğimiz aynı Salıncak; tertemiz yürekli çocuklar dilemek dünyaya. Birbirine tüfek tutmayan çocuklar büyüsün ve kirlememiş sözcükler büyütsünler. 

Andonis ile Alexia’nın aşkı.

XIV. Herkes öldürür sevdiğini

109. sayfa 2. paragraf.

Alexia, tarih dersinin ortasında hocasına bağırmaya başlıyor. Bağırarak okumuştum ben de o paragrafı. Haklı Alexia, hiçbir bilim insanı böyle taraflı konuşmamalı, anlatmamalı. 

Yalnızlıkla üşümemeliyiz, korkuyla yaşamamalıyız.

Tarih hocası Nikos; “ders bitmiştir!”

“İyilikler bizim, katliamlar onların” dedi, düşündüm. Düşündüm Salıncak, ben de senle bağırıyorum: “Daha ne kadar düşman olacağız?”

Hepimiz resmi tarihin ve milliyetçi ezberin köleleri olmuştuk. Bizim öğrendiğimiz tarih ne kadar doğru diye yakınıyor Alexia. Sana katılıyorum Alexia. 

Kıbrıslı olarak ortak yurttaşlık bilincine hiçbir zaman sahip olamayarak okumaya devam seni Salıncak.

Tarih dersinden dışarıya çıkmak istiyor Melina ve çıkıyor.

Bayılıyor Alexia, yanında tarih öğretmeni, özür diliyor ondan.

Hamilelik. 

Bu adada baharın en görkemli müjdecisi badem ağaçları ve yine badem ağaçları çiçek yüklendi. 

Hamilelik, içindeki tohum. Bambaşka bir mucize. 

Andonis evlilik düşünmüyor. 

XV. Cehennet

Yürek dediğin yaralı bohça, birileri yırtar sen dikersin. Cehennem dediğin yer; acı çektiğin değil, acı çektiğini kimsenin duymadığı yerdir, bilirsin. 

Harika bir orgazm yaşamış olsa da ardından “niye gerçeği de rüyalardaki kadar güçlü olmuyor” diye söylenmeden edemeyen Alexia. 

Yaşlılık. 

Hüzün dağıtma yöntemlerimiz olduğunu hatırlatıyorsun bize Salıncak ve bahsedemeyeceğimiz acıların varlığını.

XVI. İki yitik yürek

Kimin asapları bozuk değil ki Salıncak? 

Ne doğru dedin; toplumun dörtte üçü mal mülk meselesinden birbirine küstür. Ana evlada, gardaş gardaşa.. ah.. 

Sonsuzluğu izler gibi bahçeye bakıyor Alexia. 

Birine bağlandığın zaman yalnızlığın ilk adımını atmış oluyordun. Çünkü o gidecek, sen yalnız kalacaktın. 

Ve haklısın Salıncak, sırayı bozar savaşlar. Dünyanın nizamını bozar. İnsan gendi memleketine yabancılaşır. Söyle Salıncak.

Alexia ve Salih.

İçindeki suskuyu, küçük koydan açık denize bırakan Alexia. 

Sen Salih’in aşkı mısın gerçekten?

Gerçeği bilip öğretememek, tek taraflı anlatmak…

XVII. Yara bandı

Ne yana dönsek, ötesine yürümek yasak. 

Coğrafi barikatlar aşılır da zihinsel barikatları nasıl aşacağız?

Çocuklar gelenekleri öldürüyor mu Salıncak?

Sitem, çaresizlik.

Başka yerlere kaçma isteği derken;

XVIII. Anlamlar ve yalanlar

Alexia ve kocaman adamın konuşmaları.

Sevişmek sorun olmuyor, yemek yemek sorun.

Evlilik ve sınırlar.

Arkadaşın ne kadar haklı Alexia, senin yüzünün gülmesi ya da kendini iyi hissetmen bir süre sonra yetmiyor. Başkalarının da yüzü gülmeli, başkaları da kendini daha iyi hissedebilmeli. 

Hayallerle, hesaplaşmalarla, yorgunlukla uyuyoruz, tıpkı Alexia gibi Salıncak, 

tıpkı Alexia gibi.

Çayını, cam bardaktan içme huyu sadece babana ait değil Alexia ve Kıbrıs kahvesi deyimi yerleşsin artık dilimize. Kıbrıs yerleşsin artık benliğimize. 

Yoksa benim de dileğim bir rüya mı?

Darbe salatası söyleyelim mi dışarıya çıktığımızda yine?

Geleneklerimiz gerçekten de ölüyor Salıncak.

Son buluşma kocaman adamla.

Son sevişme.

İki kadın bir adam.

Yalanlar.

Gerçeklerle yüzleşmekten korkanlar çoğaldıkça, yalanlar giderek artıyor. Hatta bu yalanlar, zamanla gerçeğe dönüşüyor. Haklısın Salıncak. 

Ya evlilikten kurtul ya yalanlarından.

XIX. Salih

Hayatın adalet terazisine güven yok Salıncak, haklısın. 

Larnaka’ya gidiyor Salih. 

Alexia’nın evinden çıkıp geliyor Salih, Alexia’nın evi şimdi burada. Onun olmayan şehirde yaşıyor, nasıl içinden çıkılmaz bir labirent. 

Hepimizin alınlarında plaka gibi etnik kodlarımız var haklısın Salıncak. Çıkarsak bu plakaları üzerimizden, insanlar olsak, çıplak insanlar; işaretsiz, harfsiz, rakamsız, kodsuz insanlar. Yurdunu seven, üreten, paylaşan insanlar. İnsanlar ayrılacaksa iyi-kötü diye ayrılsa, plakasız olsak.

Çocukluğunun sokağının adı neydi?

Hep savaşa yoğunlaşıyoruz, acı günlere saplanıyoruz.

Aynı dili konuşanlarda hınç, düşmanlık, kin yoktur. 

Sokaklara sahip olmak uğruna, dünyayı kaybetme. 

Devleti yitirme.

Darbecilerimiz, işgalcilerimiz, garantörlerimiz, kahvenin telvesi gibi içimize oturdu; haklısın Salıncak.

Evler çoktu sizin, biz azdık siz çok.

İlk başlarda aklına gelmeyeni sonradan sorgular olursun.

Her ağaçtan iki tane vardı, salıncak bir tane.

Ağaçlar ve mevsimler.

Bu mevsimleri hayatımıza siz ekmiştiniz ya da  sizin mevsimlerinizi biz yaşadık.

Mavi panjurlar kahverengiye boyandı.

Panjurda delik olması tesadüf mü; çünkü benim odamın panjurunda da delik vardı Salıncak.

XX. Sokağın çocukluğu

Özdemir Asaf diyorsun ki;

“Bir ülke karanlıktır

  Bir sokağı sönükse..”

Bizim her sokağımız sönük, sökük, soluk bu yüzden.

Siren sesleri, mavi araçlar, polisler, çığlıklar ki çocuk çığlığı bunlar. 

Beyaz güvercin bakışı taşıyan çocuklardı, nefret ilişemezdi bu saflığa. 

Çocukların boylarından büyük çığlıkları var sende Salıncak.

XXI. Salıncak

Uyan Despina, Kerinya’ya gidiyoruz. 

Bu ülkedeki işgali onaylıyor musun?

Senin evin gasp edildi. 

Git ve bu ayıbı onayla!

En başta gösterdiği tepkiden eser kalmıyor ve gitmek istiyor o da. 

Kahvaltı masası.

Zaman nedir sorusu ve Alexia’nın babasının verdiği cevap.

Haklısın Salıncak, zaman çocukların büyümesidir. Albümlerin çoğalması, yitirdiğimiz insanların gülüşü. İnsanların düğünü, göçü, hüznü. Doğumla ölümün yarışı. Daha çok cenazedir zaman, daha çok pişmanlık, daha çok özlem. 

Her bir hayali, ne zaman kuruyorsan o zaman yaşa.

Ne güzel, ne anlamlı bir öğüt bu Salıncak.

Zamana kanmayalım haklısın.

Dallarına tırmanıp çocukluğumu toplayacağım bir limon ağacı var. Babası iç çekerken yüzünden bir bulut geçer. Aşı tutmuş dedi, turunçtu ve o kirli temmuzda limona aşılamıştım, tutmuş aşı.

Yola çıkıyorlar.

Kızıyla gideceği yol, annesiyle kaçtığı yoldu.

Haklısın Salıncak; biz yolumuzu, yönümüzü değiştiremedik. Yol bizi değiştirdi.

Barikattalar.

Bu toprakların neresi özgür?

Gösteriş ne kadar büyüyorsa, gerçek o kadar küçülüyor.

Devlet aklı neyi kabul eder ve neyi kabul etmez?

Kayıtlarda kızıyla kardeşti Alexia.

Nedense hayat, başkalarının hatalarının faturasını masum evlatlara kesiyordu.

Kendini nereye ait hissediyorsun, hangi millete, hangi bayrağa, hangisine anne?

Despina ne güzel sorguluyorsun hayatı.

Coğrafya ve insan en iyi yurt tarifi midir Salıncak?

Şimdi bu sokaklar kimin anne?

“Sokaklar sahipsizdir” der Salıncak.

Oyuncaklarımız yoksa da sokaklarımız vardı.

Sokaklar çocuktu, çocukluğunu yitirdi o sokaklar.

Çocuklarını arayan sokaklar var şimdi

Haklısın Salıncak; sokaklar yarıldı, ayrıştı, küflendi, çürüdü, dilsizleşti. 

Şimdi o sokaklarda birbirinin geçmişini bilmeyen, birbirini tanımayan insanlar var. Ötekinin acısını umursamayan, ne oldum delisi, birbirini ezerek konuşan insanlar. Şimdi vicdanını yitirmiş, kurtarıcısından kurtulmaya can atan sokaklar var.

Kocaman adam, çocukluğunun evinin tam karşısından çıkıyor ve çok şaşırıyor Alexia.

Yalan yarım gülüşlerle içlerine döküldüler. Geride kalmıştı hepsi. 

Salih’in babası onlar için mangalı yaktı.

Sokak isimlerini yenileyen çocuklar, dünyayı değiştirecek ve tarihi yeniden yazacak. 

Şehir gerillası komuta gibi Salih. 

“İyi bir evlat yetiştirmişsiniz” sayfa 179, son satır.

Salih’in babası o filozof tarzıyla der ki; “kafeste doğan kuşlar, uçmayı hastalık zanneder.”

“Biz birlikte yaşamayı hastalık görürük bu adada, öyle zannederik.”

“Eğer omurga yoksa, et dediğin ne kadar duracak insanın sırtında.”

“Ortalık leş kokarsa, sebebi aha bu omurgasız vücutlardan dökülen çürük etlerdir.”

Salih, yeni sokak adıyla gelir. Sokağın yeni adı Kounias (Kunya). Salıncak anlamını taşıyor.

Alexia sokaklarının adını söylememişti ona, Salih bu adı vermişti artık sokağa.

Alexia’nın çocuk olamadığı yerde, kızı da çocuk olamamıştı.

Alexia gökyüzüne bakıyor, savaş anlarını hatırlıyor ve gökyüzüne gülümsüyordu. Temmuz’un içinden kurşunlar geçiyordu.

Hepimiz yarımız haklısın Salıncak. 

Ve Alexia gülümsemeye devam eder;

“Senin gözlerin benim gökyüzümdür, senin saçların benim rüzgârım.”

Tüge Dağaşan

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan

"ve güneş doğarken hiç umut yok mu umut umut umut... umut insanda" Nâzım Hikmet Ran

“Kültürümüzde olmayan” erkek şiddeti, 90 senede 140’tan fazla kadını öldürdü!
Tüge Dağaşan

Ur – Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
23 Aralık 2022
0

Kimsin dediler. Kimsin, kimsin, kimsin… Defalarca, günlerce farklı kişiler aynı soruyu sordular ona. Kimsin? Sahi kimdi o? Bu saatte ne işin var burada diye eklediler sorularına, sonra evli misin soruları...

Okumaya Devam Et
Geceyle Konuşmalar I – Tüge Dağaşan
Tüge Dağaşan

Geceyle Konuşmalar I – Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
6 Aralık 2022
0

Bu makale ilk kez 1 Aralık tarihinde Avrupa Gazetesi'nde yayımlanmıştır.  Ey gece! Ey gökyüzünün gerçek hali, sen söyle neden toplandı bu insanlar baktığım yere ve neden bu kadar küçükler gözümde?...

Okumaya Devam Et
Tavandan dökülen ada – Tüge Dağaşan
Tüge Dağaşan

Tavandan dökülen ada – Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
3 Aralık 2022
0

Bu makale ilk kez 30 Aralık tarihinde Avrupa Gazetesi'nde yayımlanmıştır. "Neye, nereye elini atsan dökülüyor. Dökülmemiş, laçkalaşmamış hiçbir şey yok. Bir memleket bu hale nasıl getirilir, nasıl gelir, bunu akıl...

Okumaya Devam Et
Burası bizim mahalle Tata | Tüge Dağaşan
Tüge Dağaşan

Burası bizim mahalle Tata | Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
16 Kasım 2022
0

Yürüyoruz gülüyoruz eğleniyoruz Tata. Yolumuz dümdüz çünkü gözlerimizde at gözlükleri; ne çukurlar var içine düşebileceğimiz ne de zamanı gelince gömüleceğimiz. Çünkü arsalar ve apartmanlar için daha uygun, ölüleri kim ne yapsın?...

Okumaya Devam Et
Aklımdan ne aldılar? | Tüge Dağaşan
Tüge Dağaşan

Aklımdan ne aldılar? | Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
22 Eylül 2022
0

Sessizlik doğanda var galiba dedi.  Evet dedim. O kadar çok soru sormuştu ki susmak en iyi cevap gibi gelirken bana, ona öyle gelmemişti. Soruları, bir sınav kağıdı hazırlar gibi art...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Göçenin halinden 🐉 Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Göçenin halinden 🐉 Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
20 Eylül 2023
Dün Anayasa’nın doğumgünüydü 🏴‍☠️ Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Dün Anayasa’nın doğumgünüydü 🏴‍☠️ Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
18 Eylül 2023
Pınar Barut, Mine Atlı, Özgür Gazete ❤️ Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Pınar Barut, Mine Atlı, Özgür Gazete ❤️ Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Eylül 2023
Çalıyor

Türkiye’nin LGBTİ+ imtihanı | Video haber

Türkiye’nin LGBTİ+ imtihanı | Video haber

DÜNYA
Island Seeds, ilk single’ı “Stray Cat” (Sokak Kedisi) şarkısını yayınladı 

Island Seeds, ilk single’ı “Stray Cat” (Sokak Kedisi) şarkısını yayınladı 

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Black Mirror’ın 6. sezonundan ilk fragman yayınlandı

Black Mirror 15 Haziran’da dönüyor | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Mocha Kasırgası Myanmar’a ulaşırken milyonlarca mülteci yıkıma karşı hazırlanıyor

Suriyeliler “geri gönderme” tartışmasına ne diyor? 🏴

DÜNYA
Barış Atay’dan Memet Ali Alabora’ya Gezi’nin sanatçıları | “O an öleceğimi sandım” ✊

Barış Atay’dan Memet Ali Alabora’ya Gezi’nin sanatçıları | “O an öleceğimi sandım” ✊

DÜNYA
Fillerin Asya’daki yaşam alanlarının yaklaşık üçte ikisi yok oldu

Almanya’daki Türk seçmenler hangi adaya, neden oy verdi? 🗳️🇩🇪

DÜNYA
Mustafa Sarıgül fenomeni 📵

Mustafa Sarıgül fenomeni 📵

DÜNYA

İktidar 🌌🌍 Ulus Baker

DÜNYA
Kıbrıs üzerine 🌶️🧠 Ulus Baker

Kıbrıs üzerine 🌶️🧠 Ulus Baker

DÜNYA
Dil, bir emir sistemidir 👅👮

Dil, bir emir sistemidir 👅👮

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın güneyinde binlerce kişi, faşizme karşı tek ses oldu. Elefteria Meydanı’nda başlayan yürüyüş, sırasıyla İçişleri Bakanlığı ve Meclis’e gidilmesinin ardından yine aynı yerde son buldu.
Video: Feelix Eer
  • Susmuyorum diyorsan, özgürlüklerine ve ülkene sahip çıkıyorsan, senin sesin olan ve cesaretle konuşan gazetecilerin sesinin baskılarla kesilmesine karşıysan, sen de imzala! Eğer imzalıyorum diyorsan, imzaliyorumkibris@gmail.com adresine ismini, soy ismini ve (eğer tercih ediyorsan) unvanını e-mail olarak göndermeni rica ederiz.

ÖNEMLİ NOT: İmza kampanyası, yarın akşam Basın Emekçileri Sendikası Lokali’nde düzenlenecek panelde de imzaya açılacaktır. Panel saat 19.00’da gerçekleştirilecektir.
  • “İnsani yol ihtiyacı” gerekçesiyle Pile’de yaşanan şiddet olayları ile ilgili yeni bir video yayınlandı. 
Uluslararası boyutta kınan şiddet olayları sonrası Kıbrıstürk tarafı bölgeden çekilmek zorunda kalmış, BM Güvenlik Konseyi yaşanan olayların uluslarası boyutta suç teşkil ettiğini vurgulamıştı.
  • Savaşların kazananı, acıların bayramı olmaz. 
Ο πόλεμος δεν έχει νικητή και ο πόνος δεν γιορτάζεται.
 #temmuz1974 #july1974 #kıbrıs #kibris #cyprus #gazedda #gazeddakibris #gazeddakıbrıs
  • One Island,
One Country,
No Bullshit!
  • Hayat Ersin
  • Her Perşembe ve Cuma gün olduğu gibi; öğle saat 12:00’da Gazeddakıbrıs Kolektifi’nden Nuri Sılay ve Tevfik Aytekin, bu hafta da Kıbrıs ve dünya gündemini yorumluyor. 

Sansürsüz, Gazedda’nın Youtube, Facebook ve Twitter sayfalarından aynı anda yayında olacak.
  • Η Οργανωτική Επιτροπή της Πορείας Υπερηφάνειας της 17ης Μαΐου προσκαλεί κάθε άτομο σε πορεία κατά της Ομοφοβίας, Αμφιφοβίας και Τρανσφοβίας στις 17 του Μάη

17 Mayıs Onur Yürüyüşü Organizasyon Komitesi herkesi 17 Mayıs Günü Homofobiye, Bifobiye, Transfobiye karşı yürüyüşe davet ediyor.

May 17th Pride March Organizing Committee invites everyone to march against Homophobia, Biphobia, and Transphobia on May 17th.

#pride2023 
#pride2023🌈

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Sıcak sular, dünyanın en büyük buz tabakasına doğru akıyor: Küresel deniz seviyesini tehdit edebilir

Dünyanın en yoğun sıcak dalgası Antarktika’da kaydedildi

14 saat önce
Hava kirliliği gibi çevresel etkiler kanser vakalarını artırıyor

Avrupa’da neredeyse herkes zehirli hava soluyor

2 gün önce
Çobanoğlu: Akkuyu Nükleer Santrali, radyoaktif bir tehdittir

‘Akkuyu’yu neresinden tutsak elimizde kalıyor: Koşar adım felakete gidiyoruz’

2 gün önce
Nazlı: Bütün çocuklardan sosyal hizmetler sorumludur

Nazlı: İlaç yolsuzluğunun konuşulmayanı: yoksulluk!

4 gün önce
“Din Kültürü kitaplarında, yönlendirme, manipülasyon, duygusal istismar ve görmezden gelme var”

“Din Kültürü kitaplarında, yönlendirme, manipülasyon, duygusal istismar ve görmezden gelme var”

4 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.