Malta Dışişleri Bakanı Evarist Bartolo, Doğu Akdeniz’deki durumun uzlaşma ruhuyla halledilmesi gerektiğini, uzlaşmanın teslim olma anlamına gelmediğini belirtti.
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ve Malta Dışişleri Bakanı Evarist Bartolo, cuma günü Lefkoşa’da bir araya geldiler, diğer konuların yanı sıra Türkiye’nin Kıbrıs denizlerinde devam eden kışkırtmalarını görüştüler.
Christodoulides de, ortak denizin çevresinde barış ve istikrarı korumak için kararlı ve süratli hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi; “Biz AB üyesi devletler olarak AB’nin esası üzerindeki özel prensiplerini savunma görevimize bağlıyız. AB’nin ilkelerle ilgili konular üzerindeki duruşunda çifte standart ya da seçici hassaslık olamaz” şeklinde konuştu.
Bartolo açıklamasında, ülkesinin Türkiye’ye bir hava üssü sunacağına ilişkin haberleri yalanladı; bunların ‘tamamen saçma’ olduğunu ifade etti.
Malta’nın bağımsız bir Cumhuriyet, tarafsız bir ülke ve askeri üslerden arınmış olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı, “Ve geriye değil ileriye gitmek isteriz” dedi.
AB’nin Türkiye yaptırımları konusuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Bartolo, bu konuda görüşmelerin devam ettiğini hatırlattı ve şöyle konuştu:
“Önemli olan yapılanın etkili olmasıdır. Yaptığımızın etkili olması önemlidir. Sembolik tedbirlerle mutlu mu olacağız? Gelin bunu etkili tedbirlerle yapalım. Yaptığımızın etkili tedbirler olduğu konusunda açık olalım.”
“Bazen akılda bir niyetle bir şey yaparız, örneğin Libya’daki rejimi değiştiririz ve daha kötü bir durumla sonuçlanır.”
“Doğu Akdeniz’le ilgili olarak kötü bir durumda olduğunu biliyoruz. Elimizden geleni yapmazsak daha kötü hale gelebilir. Ve biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya razıyız.”
İki dışişleri bakanı Kıbrıs sorununu, Kıbrıs-Malta ilişkilerini, göç konusunu, Suriye, Lübnan ve Libya’daki durumu da görüştüler.
Bartolo açıklamasında şöyle dedi:
“Küçük bir ada devleti olarak Kıbrıs’ın görüşlerini ve kötü durumunu anlayabiliriz. Eğer Malta Kıbrıs olsaydı ve Kıbrıs Malta olsaydı aynı hakları talep edecektik ve aynı çıkarları savunacaktık.”
“Sizin gibi küçük bir ada olarak uluslararası hukukun tanınmasını isteriz. Anlaşmazlıkların barışla halledilmesini isteriz. Doğu Akdeniz’in içinde bulunduğu durumun ne kadar karmaşık olduğunu, ne kadar zor olduğunu biliyoruz, bir uzlaşma ruhuyla halledilmelidir. Ancak uzlaşma teslim olma anlamına gelmemektedir. Uzlaşma ve teslim olma arasında fark vardır.”
“Uzlaşmanın acılı olduğunu biliyoruz. Ama askeri karşılaşmanın daha da acılı olacağını biliyoruz.”
“Umarız bir çözüme ulaşılması için harcanmakta olan çabaların meyve vereceğini umuyoruz.”
“Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmasını ve yeniden birleşilmesini dilerim. Umarım Kıbrıs’ın gençleri, özgür bir birleşik ülkede yaşayabilirler.”
Dışişleri Bakanı Christodoulides de, Bartolo’ya, maalesef artan bir tehlike haline gelen Doğu Akdeniz’deki durum hakkında bilgi verdiğini, Türkiye’nin müşterek AB çıkarlarını ve bölgede istikrarı tehdit etmekte olduğunu vurguladığını söyledi.
Christodoulides, “Ortak denizlerimizin etrafında barış ve istikrarı korumak için hızlı ve kesin bir şekilde hareket etmeliyiz. Üye ülkeler olarak bizim AB esasını oluşturan özlü ilkeleri savunma görevimize bağlıyız. İlkeler konusunda AB tutumuyla ilgili çifte standart veya seçici hassaslık olmamalıdır” dedi.
Dışişleri Bakanı, Akdeniz’in bugün sınırları tanımayan çeşitli ve benzersiz sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, her zaman uluslararası hukuk esasında, ilgili tüm ülkelerle iyi komşuluk ilişkileri ruhuyla hareket etmenin gerektiği bir hale geldiğini söyledi.
Christodoulides, Malta’ya, AB müktesebatı, değer ve ilkeleri, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde kapsamlı bir çözüm yoluyla Kıbrıs’ı yeniden birleştirme çabalarında destekçi tutumundan dolayı teşekkür etti.