76 yıl önce, 27 Ocak 1945’te Sovyetler Birliği Kızıl Ordusu 1 milyon 100 binden fazla insanın öldürüldüğü Auschwitz toplama kampından, yaklaşık 7 bin tutsağı kurtardı.
Her yıl 27 Ocak’ta Uluslararası Holokost’u Anma Günü çerçevesinde “Faşizm bir daha asla!” ana sloganıyla etkinlikler düzenleniyor. Başta Polonya olmak üzere Almanya’da da değişik şehirlerde yapılan anma, kutlama, kınama etkinliklerinde faşizm lanetlenerek, ırkçılık ve faşizm tehlikesinin varlığına dikkat çekiliyor.
Yahudi Soykırımı’ndan sağ kurtulmayı başaran 89 yaşındaki Knobloch Alman Federal Meclisi’ne hitap ettiği konuşmasında sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partili milletvekillerine seslenerek “”Burada bulunuyor olmanız umrumda değilmiş gibi yapamayacağım” dedi. AfD sıralarına dönerek konuşan Knobloch “Siz kendi Almanyanız için savaşacaksınız, biz de kendi Almanyamız için savaşacağız ve size söyleyeyim: Siz kendi savaşınızı 76 yıl önce kaybettiniz” dedi.
Evrensel gazetesinden Ali Çarman ilgili haberinde faşist Hitler yönetimindeki Nazi döneminde yaşanan vahşeti şöyle özetliyor:
“Hitler, 1933’te iktidara getirilmesiyle insanlık için en uğursuz, en karanlık, en acılı bir dönem başladı.
İşçilerin örgütü sendikalar ve az çok muhalif olan bütün gazeteler bir bir kapatıldı. Büyük şölenler eşliğinde meydanlarda kitaplar yakıldı. Sokak ortalarında kurşuna dizmelerin, tutuklamaların sonu gelmez oldu. Faşist Hitler, Almanya’yı kana buladıktan 6 yıl sonra eylül ’39’da Polonya’yı işgal etti. Faşizmin ve sermayenin geleceği açısından büyük bir tehdit unsuru olarak gördüğü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne saldırdı.
Naziler başa geçer geçmez; faşizme karşı direnen komünist, ilerici, demokrat ve Yahudileri sistemli bir şekilde yok etmek için toplama kampları açıldı. Dachau’da başlatılan deney kampı, 22 ana toplama kampına bağlı 20 bin kampa yükseldi. Avrupa’nın onlarca, yüzlerce şehrinde insanlar tıka basa doldurulan ve hayvan taşımacılığında kullanılan vagonlarla toplama kamplarına taşındı. Sağ salim kampa ulaşmak bir şans, kampta yaşamak ise şansların en büyüğü oldu. Zira, faşistler her gün, en akla gelmedik deney ve yöntemlerle insan öldürmeyi bir zevk haline getirmişti.
Polonya’da Krakov yakınlarına kurulan Auschwitz toplama kampına dört yıl boyunca toplam 1 milyon 300 bin kişinin getirildiği belirtiliyor. Günde 6 bin cesedin krematoryumda yakıldığı düşünüldüğünde soykırımın boyutu daha iyi anlaşılır. Gaz odaları, kurşuna dizmeler, çalıştırarak öldürmeler, en akıl almaz tıbbi deneylerle katledilenler, idam edilen ve fırınlarda yakılanlar ile 1 milyon 100 bin kişinin faşistler tarafında katledildiği Auschwitz belgelerinde kayıtlı.
Toplama kamplarından geriye kalan veya kurtarılan belgeler incelendiğinde, sonlarının geldiğini anlayan Naziler bu kez kampta sağ kalabilenleri zorla ölüm yürüyüşüne çıkardılar. 18 Ocak 1945’te, Auschwitz’te 60 bin kişi ölüm yürüyüşüne çıkarıldı. Çoğunluğu Yahudi olan binlerce tutsak ya yola çıkarılmadan hemen orada ya da kışın dondurucu soğuğunda öldü. Yol kenarlarında cesetlerin sıralandığı daha sonraları öğrenildi. 27 Ocak 1945’te Sovyet Kızıl Ordusu Auschwitz toplama kampına girerek, yaklaşık 7 bin tutsağı kurtardı. Savaş sonrası devam eden Nürnberg mahkemelerinde hazırlanan belgelerde, 5 milyon 700 bin Yahudi’nin ve bir o kadar da faşizme karşı direnen komünist, demokrat, aydın ve emekçinin Nazi kamplarında vahşice katledildiği belirlendi. Kampların ortaya çıkardığı en önemli gerçeklik ise; insanın ne olursa olsun umudunu yitirmediği, özgürlük ve dayanışma tutkusundan vazgeçmediği, gelecek güzel günler için canını esirgemediği oldu.“
Alman meclisi Nazi dönemi kurbanlarını andı
Deutsche Welle Türkçe‘de yer alan habere göre Alman Federal Meclisi, “Nasyonal Sosyalizm Kurbanlarını Anma Günü”’nde özel oturumla bir araya geldi. Nazilerin toplama ve imha kampı Auschwitz’de kalanların 27 Ocak 1945 tarihinde Kızıl Ordu tarafından özgürleştirilmesinin yıldönümü olan gün sebebiyle mecliste bu yıl 25’inci kez resmî tören düzenlendi. Meclisteki özel oturumda misafir konuşmacılar Münih ve Yukarı Bavyera İsrail Kültür Cemaati Başkanı Charlotte Knobloch ve yayıncı Marina Weisband’dı.
Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble tarafından açılan anma törenine Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Stephan Harbarth da katıldı.
“Antisemitizm göründüğünden daha büyük”
Yahudi Soykırımı’ndan sağ kurtulmayı başaran 89 yaşındaki Knobloch toplum içindeki Yahudi nefretine daha güçlü bir şekilde mücadele edilmesini istedi. “Antisemitizm olgusu görünenden daha büyük” diyen Knobloch aşırı sağcılığın Yahudi nefretinin en büyük taşıyıcısı olduğunu söyledi. Knobloch radikal İslam içerisinde de reddetme tutumu olduğunu vurguladı.
Knobloch mecliste yaptığı konuşmada doğduğu Münih’te çocukluğu sırasında nasıl ayrımcılığa uğradığını anlattı. Büyükannesinin Theresienstadt’taki toplama kampına götürüldüğünü ve 1944 yılında öldürüldüğünü ifade eden Knobloch “Büyükannemden insanlara sevgiyi miras aldım, insanlara rağmen” diye konuştu.
AfD milletvekillerine: 76 yıl önce kaybettiniz
Korona tedbirleri ile Holokost arasında kurulan benzetmelere de değinen Knobloch “Korona tedbirlerini Nasyonal Sosyalizmin Yahudi politikalarıyla karşılaştıranlar antisemitik devlet terörünü ve Şoah’ı zararsız gösteriyor” dedi.
Konuşmasında sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partili milletvekillerine hitap eden Knobloch “Burada bulunuyor olmanız umrumda değilmiş gibi yapamayacağım” dedi. AfD sıralarına dönerek konuşan Knobloch “Siz kendi Almanyanız için savaşacaksınız, biz de kendi Almanyamız için savaşacağız ve size söyleyeyim: Siz kendi savaşınızı 76 yıl önce kaybettiniz” dedi.
Kendisini “gururlu bir Alman” olarak tanımlayan Knobloch “Ben memleketimi kaybettim, onun için savaştım ve onu tekrar kazandım ve onu savunacağım” ifadelerini kullandı. Almanya’daki demokrasiden dolayı gururlu olduğunu söyleyen Knobloch dinleyicilere “Sizden rica ediyorum. Ülkemize iyi bakın” diye konuştu.
“Sadece insan olmak Yahudiler için bir ayrıcalık”
1987 doğumlu Marina Weisband ise Almanya’da “sadece insan olmanın” Yahudiler açısından bir ayrıcalık olduğunu söyledi. Yahudilerin güvenlik gerekçesiyle toplum içinde Yahudi oluşlarını gizlemek ve kendilerini görünmez kılmak zorunda kaldığını belirtti.
Weisband, “kendilerini yaşayan bir anıta indirgemeden hatıraları taşımanın bir yolunu bulmanın” genç kuşak Yahudiler açısından bir ödev olduğunu söyledi. Hedefin Almanya’da Yahudi varlığının sıradan ve doğal algılanmasını sağlamak olduğunu ifade etti.
Almanya’da Holokost sonrası üçüncü kuşak Yahudileri temsilcisi olarak konuşma yapan Weisband 2018 yılından beri Yeşiller partisi üyesi.
Almanya’daki Yahudi hayatının 1700 yılı
Nazi Almanyası’nın işgali altındaki Polonya’da bulunan Auschwitz’de çoğu Yahudi olmak üzere 1 milyon 100 binden fazla insan öldürüldü. Yahudi Soykırımı (Holokost) sırasında tüm Avrupa’da öldürülen Yahudilerin sayısı ise 6 milyonu geçiyor. Nazi Almanyası’nın başlattığı İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybedenlerin toplam sayısı ise en az 55 milyon.
1996 yılında dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog’un önayak olması ile başlatılan Holokost anması bu yıl “321 – 2021: Almanya’daki Yahudi hayatının 1700 yılı” başlığını taşıyor. Anma kapsamında Leo Baeck Enstitütüsü tarafından hazırlanan bir sergi de mecliste ziyaretçilere açıldı.