Almanya’nın doğu eyaletlerinden Thüringen’de yeni başbakanın aşırı sağcı ve İslam düşmanı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin desteğiyle belirlenmesi krize neden oldu. Krizin erken seçimle aşılması planlanıyor.
DW Türkçe’nin haberine göre, Almanya’nın doğu eyaletlerinden Thüringen’de sağcı popülist, göç ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin desteğiyle başbakan seçilen ve bu nedenle ülkede geniş infiale neden olan Hür Demokrat Parti’li (FDP) Thomas Kemmerich, görevinden istifa edeceğini duyurdu. FDP Eyalet Parti Meclis Grubu da, parlamentonun lağvedilmesi ve erken seçimin önünün açılması için dilekçe vereceğini açıkladı. Bunun için meclisin üçte ikisinin oyu yeterli. FDP Genel Başkanı Christian Lindner de Thüringen’deki başbakanlık seçimlerinde yaşananlardan sonra, parti yönetiminden güvenoyu isteyeceğini, FDP Federal Yönetim Kurulu’nun bu amaçla cuma günü acil toplantıya çağrıldığını duyurdu.
Ekim ayındaki seçimlerde yüzde beş barajını kılpayı aşıp, eyalet parlamentosuna girmeyi başaran FDP’nin eyalet teşkilatı başkanı Kemmerich, dün partisinin vekilleri dışında Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi ile AfD üyesi vekillerin oylarıyla, halen başbakanlık görevini yürüten Sol Parti’li Bodo Ramelow’u bir oy farkıyla geride bırakıp, sürpriz şekilde başbakan seçilmişti.

Thüringen’deki AfD lideri Höcke’ye “faşist” demek suç değil
FDP’li Kemmerich’in AfD’nin desteğiyle seçilmesi ve dün hemen yemin ederek görevi devralması büyük tepkiye neden oldu ve federal hükümetin ortakları arasında da kriz yarattı. Nitekim ekim ayı sonunda yapılan seçimlerden sonra Merkel’in partisi CDU, birinci güç olan Sol Parti ile koalisyonu reddettiği için hükümet kurulamamış, halen başbakan olan, seçmen desteği de yüksek Sol Parti’li Ramelow da Sosyal Demokratlar ve Yeşiller ile azınlık hükümeti üzerinde uzlaşmıştı. Ramelow, dün girdiği başbakanlık seçiminde favoriyken, AfD’nin kendi adayı yerine FDP’nin adayını desteklemesiyle bir oy farkla kaybetmişti. AfD’nin Thüringen teşkilatı en radikal olanı ve lideri Björn Höcke de çoğu politikacı tarafından “Nazi” olarak niteleniyor. Hatta bir süre önce Höcke’ye “faşist” demenin mahkeme tarafından suç olmadığına karar verilmişti.
AfD’nin Thüringen teşkilatı en radikal olanı
Başbakan seçilen FDP ve onu seçtiren sağcı popülist parti AfD dışında Almanya’da hakim olan genel kanı erken seçimlere gidilmesi yönünde. Olayın bu kadar çok tartışma yaratmasının başlıca nedeniyse AfD’nin Thüringen teşkilatının partinin en sağcı kanadı olması. AfD’nin Thüringen lideri Björn Höcke, pek çok siyasi partili politikacı tarafından “Nazi” olarak niteleniyor ve dünkü olağanüstü gelişmeyi de bilinçli planladığından yola çıkılıyor.
Dünkü seçimlere favori olarak giden Sol Parti’li Başbakan Bodo Ramelow, olanları 1930 ile karşılaştırdı. 2 Şubat 1930 yılında Adolf Hitler’in “En büyük zaferi Thüringen’de elde etmiştik. Orada gidişata yön veren parti bizim” sözleriyle başlayan Twitter paylaşımıyla Ramelow böylece AfD’yi Hitler’in partisiyle bir tutmuş oldu.
Kriz üzerine Merkel devreye girdi
Thüringen’de seçimler sonrasında ortaya çıkan durum üzerine erken seçimlerin yapılması yönündeki sesler yükselmiş, talepler çoğalmıştı. Afrika gezisinde olan Almanya Başbakanı Angela Merkel de devreye girerek, seçimin sonucunun geri alınmasını istemişti. Böylece o da erken seçim taleplerini destekleyenlerin yanında yer aldığını ortaya koymuş, ilaveten “Demokrasi adına kötü bir gün” diye konuşmuştu.
Kemmerich’in AfD’nin desteğiyle seçilmesine kendi partisinden de tepkiler gelmiş, gelişme Almanya çapında “bir tabu yıkılması” olarak nitelenmişti.
Federal hükümet çatırdıyor
Alman hükümetini oluşturan koalisyonun en küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) lideri Markus Söder’den de sert bir tepki geldi. Söder, yaşananların “kabul edilmesi imkansız bir tabu yıkılması” olduğunu söylerek eleştirdi.
Alman hükümetinin diğer ortağı Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Vekili ve Maliye Bakanı Olaf Scholz da Thüringen’de olanların eyalet sınırlarını aştığını belirtip ortakları CDU’nun federal teşkilatına yönelik ciddi şüpheleri ortaya çıkardığını söyledi. Almanya’da federal düzeyde hükümette çatırdamaya neden olan Thüringen’deki gelişme üzerine federal hükümetin ortakları Cumartesi günü acil olarak toplanacak ve izleyecekleri tutumları belirleyecek.
Thüringen’deki darbenin amacı Merkel’i devirmek
Alman basınında bugün yer alan yorum sütunlarının tamamı, Thüringen’de eyalet başbakanının sağ popülist ve İslam karşıtı AfD’nin desteğiyle seçilmesi üzerine başlayan siyasi krize ayrıldı.
Handelsblatt gazetesi, yaşanan siyasi krizden, Thüringen eyalet meclisinde sadece beş koltuğu olmasına rağmen „merkez aday“ olduğu iddiasıyla başbakanlığa soyunan ve sağ popülist, İslam karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin de desteğiyle seçilen Hür Demokrat Parti‘nin (FDP) eyalet teşkilatı başkanı Thomas Kemmerich’i sorumlu tutuyor.
“Thüringen’in başkenti Erfurt’ta yaşanların birinci sorumlusu Kemmerich’tir, çünkü kendisi ‘merkezden bir aday’ olduğu ve bu adımıyla ‘siyasi bir mesaj vereceği’ iddiasında ısrar etti. Onun dışında işlerin bu aşamaya gelmesinden ise FDP’nin Genel Başkanı Christian Lindner sorumludur. Dün acilen Erfurt’a gidip zararı azaltmaya çabaladıysa da geç kaldı. Yaşanan kriz üzerine partisinin yönetiminden güven oyu isteyecek olması doğru bir adım. Yalnız sadece FDP’nin değil, bütün demokrasinin zarar görmesine neden olan Thüringen vakasından sonra özeleştiri yapması da iyi olurdu.”
Frankfurter Rundschau gazetesi ise Thüringen sınırlarını çoktan aşan ve Almanya çapında büyük bir krize dönüşen olay üzerine, Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile krizin baş aktörü olan FDP’nin aşırı sağcı AfD ile ilişkilerini artık kesinlikle netleştirmesi gerektiğini savunuyor:
“CDU ve FDP, sadece bir tabuyu da yıkarak Almanya tarihinde faşistlerin de desteğiyle bir başbakan seçilmesini sağlamakla kalmadılar. İlaveten çok hareketli zamanların yaşandığı bir dönemde, büyük bir güven sarsıntısına ve belirsizliğe de neden oldular.”
Stuttgarter Zeitung gazetesi de AfD’nin en radikal kanadının bulunduğu Thüringen’de, çoğu poltikacının “Nazi” diye nitelediği Björn Höcke ile flörtün, zaten yüzde beş barajı sınırında var olma mücadelesi veren Hür Demokratları yok olmanın eşiğine getirdiği görüşünde.
Die Tageszeitung (taz) ise Thüringen’de Sol Partili başbakan seçilmesini engellemek için oynanan oyunun arkasında bir komplo planı olduğundan emin. Ve bunun FDP’den çok asıl CDU’da büyük çatışmalar yaratacığı görüşünde:
“Ortalıkta dolaşan iddialara bakılırsa CDU’nun en muhafazakar kanadı olan Değerler Birliği (Werte-Union) Thüringen’de yaşanan darbeyi önceden en ince ayrıntısına kadar özenle planlamış. Amaçları da Başbakan Merkel ile CDU’nun lideri ve Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer’i yerlerinden etmek. Yoksa (ezeli rakipleri) Friedrich Merz’in dün tartışmalı uluslararası finansman devi BlackRock’taki denetim kurulu başkanlığı görevini bırakacağını açıklaması ve partisi CDU’daki yenilenme sürecinde daha aktif görev alacağını duyurması tesadüf değil.“