AKEL Politbüro üyesi Aristos Damianu Kıbrıs sorununda süregiden çıkmazın ve müzakere boşluğunun Türkiye’nin ve hukuk dışı planlarının lehine olacağı yönünde AKEL’in yıllardır uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, özellikle Crans Montana’da müzakerelerin çökmesinin ardından Türkiye’nin tutumunu daha da sertleştirerek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğine ve Mağusa’nın kapalı kentinin yerleşime açılmasına yönelik tehditlerini hiçbir bedel ödemeksizin yaşama geçirmeye başladığına işaret etti.
Kıbrıs sorununun bugün en uç noktaya vardığını ve taksimin kalıcılaşması tehlikesinin gerçek olduğunu belirten Damianu, bu nedenle yapılacak olan beşli konferansa Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in uygun şekilde hazırlanması gerektiğini söyledi. Guterres Çerçevesi’nin, müzakerelerin müktesebatının, bugüne kadar varılmış olan görüş birliklerinin sorgulanmasının ve özellikle BM tarafından belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için üzerinde anlaşmaya varılmış olan zemine ilişkin denemelere girişmenin Sn. Anastasiadis tarafından artık tamamen geçmişte bırakılması gerektiğini ifade eden Aristos Damianu, bu tür yaklaşımların Kıbrıs sorununu çözme çabasına sadece zarar verdiğini, Türkiye’nin uzlaşmaz tutumuna bahane sunduğunu ve artık Türk tarafının resmen iki devletli çözümü öne sürdüğünü vurguladı.
Sn. Anastasiadis’in güvenilirliğini yitirdiği, yalpalamaları ve art niyetli tutumları sonucu ne yazık ki taksimin kalıcılaşmasının eşiğine gelindiği koşullarda AKEL’in her zaman olduğu gibi bugün de yurtsever bir parti olarak sorumlulukla hareket edeceğine işaret eden Damianu, taksimin önlenmesinin, yurdumuzun ve halkımızın kurtuluşuna ve yeniden birleşmesine götürecek olan çözüm için özlü müzakerelerin yeniden başlamasının koşullarını yaratmanın AKEL için kararlarının ve hareketlerinin pusulasını teşkil edeceğini belirtti.