Yenidüzen, enflasyon hesaplarında hata yapıldığına dair bir haber yapmış. Olayın aydınlatılması için komite kuruldu ancak spekülasyonlar devam ediyor.
Yenidüzen, komite raporuna ulaşmış. Haberde: “Söz konusu komitenin çalışmaları ve tespitleri sonrası İstatistik Kurumu, 12 ay boyunca enflasyon hesaplamasında kullanılan 7 bin 881 adet üründen 97’sinin fiyat girişinde hata yaptı, ancak ileriki aylarda fiyat girişlerini düzenleyerek enflasyon hesaplamasına dahil etti.”
Veri bankasında hata olmasaydı, doğruluğundan şüphe duyardım. Yukarıda belirtilen hata oranı, bu haberdeki hata sayısından oransal olarak daha fazla değil.
Diğer tespit edilen sorun: “Yapılan inceleme sonucu, fiyatının derlendiği işyerinde o ürünün bulunmaması durumunda üç ay boyunca fiyat değişiminin olmadığı tespit edildi.”
İstatistik Kurumu’nu bırakın, siz fiyat toplamaya gittiğinizi düşünün, satıcı, “John West yok, Hünkar verelim” dedi. Ne yaparsınız? Hünkar’ın fiyatını mı yazarsınız o ay? Hünkar’ın fiyatı daha düşükse? Ya da çok daha yüksekse? Hünkar, %50 daha ucuzsa? Bir sonraki ay, John West tekrar satışa sunulursa? Zikzak çizmeyecek mi fiyatlar? Çok mu zor bunu anlamak?
İngiltere İstatistik Ofisi de bunun üç ay boyunca devam etmesi durumunda, yerine başka bir ürün bulur. Üç ay boyunca ürün fiyatı toplamaz. Yazılardan anladığım kadarıyla, KKTC İstatistik Kurumu fiyatı bir önceki fiyatla aynı bırakmış. Bunun evrensel bir doğrusu olduğunu sanmıyorum. Birçok ürün fiyatı toplanır, dolayısıyla bir ürünün genel toplamı etkilemesinin önüne geçmeye çalışılır. Yanlış olan şu: Her ürün olmadığında, yerine başka ürün koymak.
Aynı olayı, “ürünlerin sepetteki ağırlıklarıyla ilgili” tartışmalarda da görüyoruz. Ağırlıkların sabit kaldığı durumda, bütün diğer faktörler sabit kaldığında, fiyat artışlarını daha iyi görme imkânı sağlar. Eğer sepetteki ağırlıkları sürekli değiştirseniz, iki değişken olur. Tabii ki, değişken ağırlıklarla da enflasyon açıklanabilir. Dünyada yapılıyor. Ancak maalesef, öyle bir siyasi olgunluğa sahip değiliz. Düşünün, şeffaf bir şekilde, yaptıklarını açıklayan İstatistik Kurumu’nun başına gelmedik kalmadı. O yüzden, bu şekilde devam etmek en doğrusu. Böyle bir yola girmek yarardan çok zarar getirir.
Fiyatlardaki artışların grafiklere sığmadığı bir dönemde, CTP artışları yeterli bulmuyor. Eğer amaç daha iyi bir enflasyon endeksi yaratmak olsaydı, iş bu kadar politize edilmezdi. Yapılan haberde de bunu görmek mümkün…Tek görüş!
Doğrusu neyse, CTP, bize anlatsın. Ortada kelime oyunlarından baska bir şey yok…Enflasyonun, %99’luk kısmını değil, %1’lik kısmını konuşuyoruz.
Bir fiyat endeksinden, CTP’nin beklentisi nedir? Fiyat endeksinin söylediği, enflasyon çok ama çok yüksek! Özellikle eğitim, sağlık ve barınmada inanılmaz artışlar var. Bu bilgi politika geliştirmek için yeterli değil mi?
Barınmada, fiyatları kontrol etmek için devlet destekli konut projelerinin yapılmasını savunabilirsiniz, dışarıdan kaynağı belli olmayan paranın önüne set çekecek politikaları savunabilirsiniz.
Sağlık? Hastanelerde her şey yolunda mı?
Ya okullarda? Özel okul fiyatlarında olağanüstü bir artış var. Özel okul bir tercih diyebilirsiniz. Haklısınız, derim ama özel okuldan ayrılan devlet okuluna gidiyor. Devlet okullarında durum ne? Bu ek talebi karşılayabiliyor mu? Ailesinin parası olan daha iyi şartlarda eğitim aldığı bir durum çıkıyor ortaya. Bir sorun yok mu?
Nedense, Yenidüzen ve CTP, ülkedeki gerçek sorunları konuşmamızı istemiyor. Neden acaba?