Aşağıdaki grafikte, Türkiye için gıda ve genel enflasyon serilerini çizdim. Gıda, genel Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) bir kalemi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), işlenmemiş gıdayı ayrıca hesaplayıp açıklıyor.
Görüldüğü üzere, işlenmemiş gıda, TÜFE ile beraber hareket ediyor. Tüketiciyi doğrudan ilgilendiren işlenmiş gıdada durum farklı. Grafik, 2021 yılının sonundan itibaren, gıda fiyatlarında genel enflasyonun üzerinde bir artış yaşandığını gösteriyor.
Grafiğin en çarpıcı yanı, üç serinin uzun bir aradan sonra nihayet aynı noktada buluşması. Sanki genel enflasyon, gıda enflasyonuna Dilek Türkan’ın meşhur “Nihayet Karşımdasın” şarkısını söylüyor gibi. Yıllarca farklı seviyelerde seyreden bu iki seri, tıpkı şarkıdaki gibi, ‘bir bahar akşamı’ kavuşuyor ve aynı tempoda dans etmeye başlıyor. Genel enflasyon, şarkının nakaratındaki gibi soruyor: “Daha önce neredeydiniz?” Bu kavuşma, enflasyon dinamiklerinde yeni bir döneme işaret ediyor.
Fiyatlama açısından bakıldığında, işlenmiş ve işlenmemiş gıda arasında önemli bir fark var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yaptığı bir araştırmaya göre (Tablo 1, sayfa 10), beklendiği gibi, işlenmemiş gıda fiyatları, işlenmiş gıda fiyatlarına göre daha hızlı değişiyor: İşlenmemiş gıda fiyatları ortalama ayda bir değişirken, işlenmiş gıda yaklaşık 2 ayda bir değişiyor. Yüksek enflasyon, fiyat değiştirme hızını artırmış olabilir.
Bu şu açıdan önemli: Fiyat belirli bir süre sabit kalacağından, işlenmiş gıda için enflasyon beklentileri daha önemli.
Üç serinin de aynı noktada buluşması, enflasyon belirsizliğinin azaldığına işaret ediyor olabilir.
Enflasyon beklentilerine baktığımızda buna benzer bir durum var: Ortalama olarak yaklaşık %70. Firmaların enflasyon beklentileri %60 civarındayken, hanehalklarının enflasyon beklentisi %80.
Enflasyon beklentileri istikrara kavuşmuş olabilir ancak enflasyon seviyesi hala çok yüksek: %70.
Bütün bunlar, enflasyonun belirli bir süre ortalama %70’lerde seyredeceğine işaret ediyor.
Bu anlattıklarım daha mikro bazlı verilerle de tutarlı. Geçtiğimiz hafta, Atilla Çifter hoca, X’deki hesabından, Türkiye’nin üç büyük süpermarketinin brüt kar oranlarını gösteren bir grafik yayımladı. Enflasyondaki artışın hızlandığı dönemde, süpermarket karlarının da artabileceğini, ancak son dönemde kar oranının 2010 yılından bu yana en düşük seviyede olduğunu gösteriyor. Türkiye’de, şu anda temel sorun, ‘enflasyon beklentileri’ tezini destekliyor.