Geçen haftaki yazımda, sizlerle besin etiketi okumanın önemini paylaşmıştım. Bu haftaki yazım ise markette sıklıkla karşılaştığımız besinleri tanımlayıcı rehber niteliğinde olacaktır. Markette reyonlar arasında dolaşırken, muhakkak etiketlerinde light, diyabetik, glutensiz ve laktozsuz gibi tanımlara sahip besinler gözünüze takılmıştır.
Besin etiketi üzerinde görebileceğiniz tüm bu ibareler sağlık otoriteleri ve devletler tarafından hazırlanmış gıda mevzuatlarında detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Kuzey Kıbrıs’ta ise Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın gıdalar konusunda söz sahibi olduğu görülmektedir. Fakat light, diyabetik, glutensiz ve laktozsuz olarak nitelendirilen besinlerin tanımına dair herhangi bir tüzük bakanlık mevzuatlarında bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu yazıda piyasada satışta olan gıda maddelerinin göz önüne alınması nedeniyle Türk Gıda Kodeksi yardımıyla besinler tanımlanmıştır.
Light ürünler diğer bir değişle diyet ürünler genel bir ifadeyle “içindeki yağ, tuz, şeker miktarı azaltılmış gıda” olarak tanımlanmaktadır. Türk Gıda Kodeksine göre, kalorisi; yani yağ, karbonhidrat ve şeker oranları %25 azaltılan ürünler light besin sınıfına girmektedir. Sağlığı korumak ve özellikle beslenmeyle ilişkili hastalıkları önlemek ve bazen de formda kalmayı başarmak için kalori tüketimini kontrol etme gereksinimi doğar. Birçok uzman, kalp hastalıkları, şişmanlık, kolesterol ve diyabet gibi risk gruplarındaki bireylere şeker, yağ, tuz ve kalorisi düşük gıdaları önermektedirler. Diyet gıdaların sağlıklı bir hayat için yardımcı olacağına inanılmaktadır.
Diyabetik ürünler içeriğinde şeker yerine tatlandırıcı bulunan ürünlerdir. Bu ürünler ayni zamanda içeriklerinde bulunan tatlandırıcılar nedeniyle kalorisi azaltılmış ürünlerdir. Diyabet hastalarının kan şekerlerinin normale yakın sınırlar içerisinde tutulması için diyetlerinde şeker yerine tatlandırıcı kullanmaları önerilmektedir. Avrupa Birliği içinde kullanılabilir olduğu yayınlanmış birçok düşük kalorili tatlandırıcı vardır. Bu düşük kalorili tatlandırıcılar isimleriyle veya çeşitli kodlarla etiketlerde belirtilmiştir. Sıklıkla karşılaşabileceğimiz tatlandırıcılar arasında Asesulfam K (E950), Aspartam (E951), Siklamat (E952), Sakarin (E954) ve Steviol Glikosit (E960)’dır.
Halk arasında tatlandırıcıların sağlıksız maddeler olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. Yapılan birçok bilimsel çalışmada bu tatlandırıcı maddelerin sağlık üzerinde herhangi bir olumsuzluğa sebep olduğu bulunmamıştır. Çeşitli sağlık kuruluşları tarafından tatlandırıcıların günlük güvenli kullanım miktarları belirlenmiştir.Sakarin için bu miktar günlük bireyin kilosu başına 2,5 miligramdır. Aspartam için u miktar günlük bireyin kilosu başına 40 miligramdır. Asesulfam-K ve Siklamat için bu miktarlar günlük bireyin kilosu başına sırasıyla 15 ve 11 miligramdır. Örneğin, 70 kilo bir erkeğin günlük tüketebileceği Sakarin miktarı 175 miligram olarak belirtilmiştir. Aslında, bu miktara sağlıklı beslenen bir insanın ulaşması oldukça zordur.
Market reyonlarında glutensiz besinlerle de karşılaşabiliriz. Gluten, buğday ve buğdaydan üretilen makarna, bulgur, ekmek ve unda bulunan bir maddedir. Bu maddenin tüketimi genetik bir hastalık olan çölyak hastalığına sahip bireylerde ciddi sorunlara sebep olmakta ve hayat kalitelerinin azalmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle, çölyak hastalarının güvenle tüketebilecekleri glutensiz alternatif besinler üretilmektedir. Sağlıklı bir bireyin bu glutensiz ürünleri tüketmeleri, bireylerin sağlıkları için olumlu veya olumsuz bir etki göstermeyecektir. Fakat bu ürünlerin piyasadaki fiyatları yüksek olduğundan, sağlıklı bireylerin ceplerinden daha fazla ücret çıkmasına sebep olabilir. Bir besinin pahalı olması her zaman o besinin daha sağlıklı olduğu anlamına gelmez, ürünün sağlıklı bir ürün olduğunu ancak etiketini okuduğunda anlaşılır.
Süt ve süt ürünleri reyonunda laktozsuz ürünlere rastlayabilirsiniz. Laktoz, halk arasında süt şekeri olarak adlandırılan bir maddedir. Laktozsuz süt ürünlerinde, sütün içine laktaz adında bir enzim eklenerek bu laktoz denilen maddeyi parçalar ve yok eder. Laktozsuz sütlerin, laktoza karşı duyarlılığı olan bireyler tarafından tüketimi uzmanlar tarafından önerilmektedir. Laktoza karşı duyarlı olan bireylerin süt tükettiklerinde mide spazmı, şişkinlik ve gaz gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Eğer süt içtiğinizde bu rahatsızlıkları yaşıyorsanız, sizin için laktozsuz sütler bir tüketim alternatifi olacaktır. Ayrıca süt içtikten sonra bu rahatsızlıkları yaşan bireyler laktoz içermeyen soya sütü, badem sütü ve hindistan cevizi sütünü gönül rahatlığıyla tüketebilir.
Günümüzde sıklıkla tüketilen besinlerin birçok sağlıklı alternatifi bulunmaktadır. Okuduğumuz besin etiketlerini anlamak ve doğru seçimler yapmak, tüketicilerin en doğal hakkı olmakla birlikte, sağlığın korunması ve sürdürülmesinde önemlidir.