Günümüzde bir çok insanın zihinsel sağlığının bozulmasına sebep olan, hissedilmemiş duyguların, yani baskılanmış duyguların ve bu duyguları hissetmeye karşı hissedilen korkuların, zihinde yüksek aktive oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum zamanla kişinin kendi varlığını hissetmesinin ve kendi gerçeğini görebilmesinin önünü kapatmaya başlar. Başkalarını memnun etmek üzerine kurulu, kendi olmaktan korkan, içinde kendi ile çatışma haline düşen, maddi dünyanın esiri olan, kendinden kaçmak için herşeyi yapan bir çok insan da bu durumda acı içinde ‘yaşamaya’ çalışır. Bir çok bilim dalı bu konularda yıllardır araştırma yapıp, yol kat ederken, bu noktada artık nefes ve meditasyon bilimlerinin öneminden bahsetmek de çok önemlidir. Buna daha genel bir isim de verecek olursak Farkındalık yolculuğu da demek yerinde olur. Bu yolu bir yazı da anlatmak çok zor olsa da önemli bazı noktalara değinmek istiyorum.
Farkındalık yolculuğunun içeriği olarak bazı ana unsurlardan bahsedecek olursak, nefes bilimi,meditasyon bilimi, spiritüel algı(kendi hayatını anlamlandırabilmek), kişinin yaratıcılığını ve kendi misyonlarını anlamasını destekleyecek çalışmalar, beden çalışmaları, otantik hareket sanatı ile iyileşim, nefes bilimi ve hareket sanatının birlikte kullanılması, biriken duygu yükünün hafiflemesine yardımcı olacak ve kişinin kendi içinde olup biteni algılamasına yardımcı olacak yazı yazma sanatı, kendi hikayesini anlayabilmek için farkındalık çalışmaları, bilinçte yüklü olan anlamları dengeleme çalışmaları vesaire gibi daha bir çok etkili çalışmadan bahsedebiliriz. Ancak bugün bu yazıda nefes ve meditasyon bilimine biraz deyinmek istiyorum.
Küçük yaşlarda duygularla baş edemediğimizde veya duyguların ‘kötü’ olduğuna ikna olduğumuzda nefesimizi farkında olmadan bozmaya ve disfonksiyonel nefes alışkanlıkları geliştirmeye başlıyoruz. Bu durum zamanla duygusal, zihinsel, davranışsal ve fiziksel bir çok olumsuz etkinin oluşmasına sebep oluyor. Hissedilmemiş duygular, kaygı, endişe, depresyon vb gibi daha bir çok durumu da beraberinde getirmeye başlıyor. Zihinde normalin dışına çıkan aktiviteler, çoğunlukla kişi hissetmekten kaçındığı duygulardan ötürü bir koruma mekanizması olarak oluşmaktadır. Bu koruma mekanizmalarını da nefesimizin doğal akışını farkında olmadan bozarak güçlendirmeye devam ediyoruz. Çünkü eğer nefes doğal akışında olsa, duygular o an hissedilir ve bırakılır. Ancak duygular bize acı vermeye başladığında ve bu duygularla ne yapacağımızı bilemediğimizde, nefesi bozarak bu duygulardan kaçınmayı başarıyoruz. BU durum anlık olarak ‘iyi’ hissetmemize sebep olsa da uzun vadede ciddi olumsuzluklarla yüzleşme durumunda kalmamıza sebep olabiliyor.
Sağlıklı ve doğal nefes akış kazanılması için nefes tekrardan eğitilirken, hissedilmemiş duygular hissedilir ve yükler hafiflemeye başlar. Bu durumda zamanla zihinde olan yüksek aktivite de sakinlemeye başlar. Korkudan kaynaklı koruma mekanizmaları da farkındalığa yükselir ve kişi hayatında daha sağlıklı düşünebildiği noktalara erişir. Nefes daha sağlıklı bir hale gelirken, ilk değişim olarak zihin aktivitesi de daha sağlıklı bir hal almaya başlar.
Bu noktada meditasyonu, hayatımıza dahil etmeye başlamamız mümkün olur. Yine ihtiyaç duyulursa, sessizlikte gerçekleşen meditasyon pratiğini hayata apate edebilmek için, nefes dışında da farklı ön hazırlıklarla kişi bu sürece hazırlanabiliyor. Kişinin hayata ve kendisine olan bakış açısının değişmesine sebep olan meditasyon pratiği kişinin dönüşümünü desteklemeye ve daha derin seviyeden kendini bilmesine yardımcı olur. Bununla birlikte meditasyonun fizyolojik, duygusal hem de zihinsel sağlığımızda ciddi olumlu etkilere sebep olduğunu da artık bilimsel olarak da biliyoruz. Meditasyon düzenli bir şekilde yapıldığı takdirde, spiritüel algıda da içsel bir eğitim başlıyor. Bu da hayatımızı daha derin seviyeden görebilmemize ve hayatımızı anlamlandırabilmemize yardımcı oluyor. Böylelikle tam anlamıyla bir yeniden doğuş başlıyor. Çünkü aşırı derecede kendini duygulardan korumak için zihinde yaşayan ve kendini hissedemeyen kişi, kendisi ile tekrardan kim olduğunu anlama ve keşfetme sürecine giriyor. Kendi hikayesini anlamaya başlayarak, zamanla atacağı adımları daha iyi görebilmeye ve kendi hayatını daha iyi yönetmeye başlıyor. Bu yolda azimli, disiplinli olan ve ilk zor anda vazgeçmeyen kişi, ne olursa olsun bu yola devam etmeye and içen kişi, mutlaka zamanla kendi içindeki ustaya uyanmaya başlar. Farkındalık yolu, sabır, disiplin ve azmin yoludur. Bu noktada ısrarcı olan her kişi kendi gerçekliğine uyanır. Kendi gerçekliğine uyanırken, hayatın gerçekliğine uyanmaya başlar. kendisini yeni gözlerle görmeye başlayan kişi, hayatı da yeni gözlerle görmeye başlar.
Kendi varoluşunu ve hayatı daha derin seviyeden anlamaya başlayan kişi kendi hayatının liderine dönüşür. Hayatın ona olan bir şey olmadığı gerçekliğine uyanmakla birlikte, kendi yaratım gücüne uyanır. Bu uyanışın bir başlangıç olduğunu idrak ettiğinde ise, gözlerinin tamamen açılma olasılığının heyecanına uyanır ve bilir ki bir kere karar verilmişsse elbet gözleri tamamen açılacak ve uykudan tamamen uyanabilmesi mümkün olacaktır.