Yemenliler o kadar fakirleştirildi ki açlıktan ölmeden önce kendilerini öldürüyorlar
Yemen’de savaşı sona erdirecek barış müzakereleri devam ederken, Norveç Mülteci Konseyi’nden üç yerel yardım çalışanı savaşın yıkıcı etkisini anlatıyor.
Yemen’de 10,000’den fazla insan öldü ve 3 milyona yakın kişi çatışma sonucu evlerinden kaçmaya zorlandı. Yaklaşık 22 milyon insan yardıma muhtaç duruma gelirlen 14 milyon civarı açlıktan ölme tehditi altında. Çatışmayı sona erdirmek için görüşmeler İsveç’te devam ederken, Norveç Mülteci Konseyi’nden üç Yemenli yardım görevlisi, çatışmanın ülkelerine getirdiği fiziksel ve duygusal yıkımı anlatıyorla: Savaş ilk başladığında henüz geçntim, istekli ve hırslıydım. Güç savaşının bizi hayallerimizi çöpe atmak zorunda bırakabileceğini hayal bile edemezdim.
Bu vahşetin içinde arkadaşlarımı ve akrabalarımı kaybettim. Bazısı öldü bazıları ile ise iletişimim kesildi. Şimdi nerede olduklarını bile bilmiyorum; yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyorum. Taiz’i henüz görmediyseniz, savaşın bu şehirdeki etkisini anlamayamazsınız. Hasar şehri her yönden vurdu. Füzeler binaları paramparça etti ve kuşatma aileleri parçaladı. Şehrin kuzeyinden güneye gitmek anca tehlikeli yollar ve tüneller kullanılarak altı saatte mümkün olabiliyor; bu, savaştan önce sadece 10 dakikalık bir süreydi.
Savaş, bir toplumun en kötüsünü ortaya çıkarır. İnsanlar kontrol noktalarında gasp, tehdit ve gözaltına maruz kalmaktadır. Şiddet toplumsal dokumuzu yok ederken küçük çatışmaların yaratılmasına sebep oldu. Bizi maddi ve manevi olarak yıprattı, güvenli ve onurlu yaşam hakkımızı elimizden aldı.
Ben halihazırda bu savaşta yaşıyorum ama insani yardımlar nedeniyle en kötüsüne, en çok acı çeken insanların üzüntülerine ve trajedilerine maruz kaldım. Bombardımanın insanları öldürdüğünü biliyoruz, ama çökük bir ekonominin de neler yaptığını şahit oluyorum. İnsanlar, açlıktan ölmek yerine kendilerini öldürmeyi yeğleyecek kadar çaresiz bir fakirlikte.
İşimiz önemlidir, ama aynı zamanda dehşet verici.
Her yıl üniversiteye kayıt olan köyümden en az 20 genç olurdu, bunların çoğu tıp veya mühendislik okurlardı. Hiç kimse orduya katılmayı veya silah taşıma aklından bile geçirmezdi. Ama şimdi neredeyse hiç kimsenin üniversite masraflarını karşılama durumu yok. Şimdilerde iş imkanı az ve geçim pahalıdır; silahlı bir gruba katılmak hayatını idame ettirebilmenin tek yollarından biridir. Genç, eğitimsiz erkekler cephede ön sıralarda yer alıyor; çünkü başka bir seçeneleri yok.
Bazı hikayeler olur ki içimi parçalar. Geçenlerde 55 yaşında Muhammed Mahioub Ahmed Saif adında bir adamla tanıştım, kızı Taybeh’in evlenmeden 1 hafta önce mayına basığını bacaklarından birinin havaya uçtuğunu diğerinin ise ciddi şekilde zarar gördüğünü anlattı. Taybeh evliliğinden 1 hafta önce yatalak kalarak tamamen bağımlı hale geldi. Muhammed’in köyü tam anlamıyla bir mayın tarlası. Satabileceği her şeyi satarak ailesini bir yakınına ait olup kapı ve penceresi olmayan yarım inşaat bir odaya taşıdı; tüm aile bu yarım odada yaşıyor.
Muhammed bana hikayesini anlatırken ağladı ve ben de ağladım.
The Guardian’dan çeviren Aycan Akcin
https://www.theguardian.com/global-development/2018/dec/11/yemen-war-norwegian-refugee-council?fbclid=IwAR2SHLP9InCJA-M4EiVa9bR9m_dJhswmTfwNfQVg4VtLnt8YusiyDc6gedo