Savaş döneminde enerji ve petrol tekelleri kârlarına kâr kattılar. Ancak petrol, gaz vb. eksikliği nedeniyle tüketiciye yansıyan enerji fiyatları korkunç boyutta arttı. Şirketlerden aşırı kâr vergisi alınması talepleri yükseliyor ve AB içinde bile bazı ülkeler bu vergiden yana adım attı. Teleholis’ten seçtiğimiz yazıda, “Bazıları için Ukrayna’daki savaş kârlı” denirken, bu şirketlerden vergi alınmazsa toplumsal isyanların gündeme gelebileceği belirtildi.
Evrensel Gazetesi‘nin L’Humanité gazetesinden çevirdiği bu makalede de Patrick Le Hyaric, ekonomiye katkıda bulunmamalarının yanı sıra devletten doğrudan yardım alan dev grupların elde ettiği süper kârların altını çizdi. Hyaric, “İşçiler maaş bordrolarına yeni bir şey görmüyorlar fakat finans, enerji, ulaşım, otoyol, otomobil, lüks veya toplu dağıtım grupları sevinçten havalara uçuyor. Nitekim kârları artık ‘süper kâr’ haline gelmiştir” dedi.
İngiltere’nin ana gündemleri ise ekonomik kriz, geçim kaygısı ve ülkenin Muhafazakar Parti tarafından seçilecek yeni başbakanı. Ancak Guardian gazetesinin gerçekleştirdiği bir araştırmanın önemine de değinmek gerekiyor. Araştırmaya göre çocukların çevrimiçi ortamda ırkçılık ve kadın düşmanlığı da dahil olmak üzere aşırı sağ görüşlerden etkilenme yaşı konusunda endişelenmek için nedenler artıyor ve bununla mücadele konusunda yapılması gerekenler var. Guardian, geçen yıl terör suçları nedeniyle tutuklanan 20 çocuktan 19’unun aşırı sağcı ideolojiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor.
Aşırı kâr vergisi: Almanya’da toplumsal barışın bir koşulu mu?
Avrupalı enerji şirketleri, Ukrayna’daki savaş sırasında rekor kârlar kaydederken, tüketiciler yükselen fiyatlar ile boğuşuyor. Ama federal hükümet aşırı kâr vergisi konusunda anlaşamıyor.
Bazıları için Ukrayna’daki savaş kârlı. Enerji şirketleri, petrol ve gaz fiyatlarındaki artış sayesinde yüksek kârlar elde eden şanslı şirketler arasında yer alıyor. Avrupa’nın en büyük petrol şirketi Shell, geçen çeyrekte 11,5 milyar dolar kâr açıkladı. İlk çeyrekte kârı “sadece” 9,1 milyar dolardı; ancak bu sonuç bile rekor bir kâr olarak kabul edildi. Shell böylece geçen yılın aynı dönemine göre kârını beş katına çıkardı.
Fransız enerji grubu Total Energies ve İspanyol grubu Repsol da önemli ölçüde daha yüksek kârlar elde ettiler. İlki, ilk yarıda kârını 9.8 milyar dolara, rekor bir seviyeye ve 2021’in ilk yarısındaki kârın yaklaşık üç katına çıkarmayı başardı. Repsol, 2.5 milyar avroya yükselen kârını ikiye katladı.
En son İngiliz petrol şirketi BP de üç aylık rakamları sundu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, BP kârını da önemli ölçüde artırdı. İkinci çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre kârını üç katına çıkardı. Grup, bazı analistleri bile şaşırtan bir artı 8,5 milyar dolar kaydetti.
Bu kazanımlar performansa ve yeniliğe değil, yalnızca keskin bir şekilde artan piyasa fiyatlarına dayanmakta. Önümüzdeki çeyrekte, BP benzer şekilde yüksek bir kâr bekliyor. Rusya kaynaklı arzın devam eden “kesintisi” ve azalan stoklar nedeniyle “sürekli” yüksek fiyatlar bekleniyor.
Tüketiciler için bunun anlamı şu: Giderek daha fazla hoşnutsuzluğa neden olan keskin bir şekilde yükselen fiyatlar. Bu da “aşırı kâr vergisi” tartışmasını teşvik ediyor. Bunun arkasındaki fikir, ekstra kârın bir kısmını almak ve böylece tüketicilerin üzerindeki yükü hafifletmek. Bu toplumsal barış adına yapılacak.
Bazı ülkelerde uygulamaya sokuldu bile ve Almanya’da hâlâ tartışılıyor. Üç iktidar partisinin (sosyal demokrat SPD, Birlik 90/Yeşiller ve liberal demokratlar FDP) bu konuda karşıt pozisyonları var.
Federal Meclis’te Yeşiller Fraksiyonu Başkan Yardımcısı Andreas Audretsch, aşırı kâr vergisi getirilmesinden yana konuştu. Alman Basın Ajansı’na (dpa) “Krizden yararlananlar toplumsal barışı sağlamak için bir şeyler vermek zorunda kalacaklar” dedi. Petrol şirketleri “hiç çaba harcamadan milyarlarca dolar kazanıyorsa”, böyle bir vergi olmalı. Diğer her şey “adalet açısından iletilemez” diye belirtti.
Hafta sonu, Sosyal Demokratların liderleri de aşırı kâr vergisi lehinde konuştular. SPD Başkanı Saskia Esken, Neue Osnabrücker Zeitung’a (NOZ) bu konuda yeni bir girişimde bulunmak istediğini duyurmuştu. Liberal demokratlar (FDP) ise aşırı kâr vergisine kesinlikle karşı çıkıyorlar. İtalya ve İngiltere’de kendilerine yakın partilerin bu konuda attıkları adımları bile gereksiz ve zararlı görüyorlar.
Ancak Almanya’da toplumsal barışın koşulu olarak aşırı kâr eden şirketlere özel vergi getirilmek zorunda. Yoksa Yeşillerden Ekonomi Bakanı’nın dediği gibi hoşnutsuzluklar isyanlara dönüşebilir.
(Çeviren: Semra Çelik)