Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki (IKBY) Zaxo kentinin turistik alanlarından Perex köyüne düzenlediği ve en az dokuz sivilin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin dün (25 Temmuz) yazılı bir açıklama yaptı.
BMGK, “Güvenlik Konseyi’nin üyeleri, 20 Temmuz 2022’de Irak’ın Duhok vilayetindeki saldırıyı en güçlü şekilde kınıyor. Saldırı, aralarında çocukların da olduğu dokuz sivilin ölümüyle sonuçlandı” dedi.
Açıklamada ayrıca, “Güvenlik Konseyi üyeleri, hayatını kaybedenlerin ailelerine ve Irak hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesi’ne en derin taziyelerini ilettiler, yaralananlara acil ve tam şifalar dilediler ve soruşturmalarla ilgili Irak makamlarına desteklerini ifade ettiler” denildi.
Açıklamada ayrıca şu çağrı ve destek mesajı vardı:
Güvenlik Konseyi’nin üyeleri, Üye Devletleri söz konusu soruşturmalar konusunda Irak hükümeti ve tüm diğer ilgili yetkililere destek olmak için etkin bir şekilde işbirliği içinde bulunmaya çağırıyor. Güvenlik Konseyi üyeleri, Irak’ın bağımsızlığı, egemenliği, birliği, toprak bütünlüğü, demokratik süreci ve refahına desteğini bir kez daha dile getiriyor.
BMGK toplanacak
Irak Dışişleri Bakanlığı, Zaxo’daki saldırıyla ilgili Türkiye’yi BMGK’ye şikayet etmiş, saldırıyı görüşmek üzere acil oturum talep etmişti.
Rûdaw’ın aktardığına göre, BM Sözcülüğü Ofisi, BMGK’nin bugün öğleden sonra Zaxo gündemi ile toplanacağını söyledi.
Ne olmuştu?
Habur Sınır Kapısı’na 12 kilometre mesafede yer alan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Zaxo’ya 20 Temmuz’da top isabet etti.
Saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu dokuz kişi hayatını kaybetti, 23 sivil de yaralandı.
Irak ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tuttu. Türkiye ise saldırının, “terör örgütü kaynaklı” olduğunu açıkladı.
Irak hükümeti, Türkiye’yi Irak’ın egemenliğini alenen ihlal etmekle suçladı. Irak Dışişleri Bakanlığı, “Alanda PKK olmadığını” belirtti.
Irak yönetimi ayrıca, “Ankara’dan resmi bir özür sunmasını ve askeri güçlerini Irak topraklarından çekmesini” istedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise; saldırıyla ilgili TRT habere yaptığı açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nden aldığımız bilgiye göre sivillere yönelik herhangi bir bir saldırımız olmamıştır” demişti.
HDP: İkinci Roboski’dir
Halkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Zaho kentine yapılan ve 8 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin bir açıklama yapmıştı.
Saldırının kınandığı açıklamada, “Yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre 12 kişi yaşamını yitirmiş, içinde ağır yaralıların da olduğu 20 kişinin ise tedavisi sürmektedir. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve halkımıza başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bilindiği üzere daha önce de aynı yöntemlerle Şengal, Maxmur gibi sivil yerleşim bölgelerinde siviller katledilmişti. En son 26 Mayıs’ta Bamernê’ye yönelik saldırıda 2’si çocuk 3 kişi yaşamını yitirmişti. CPT Irak Kürdistan Bürosu’nun hazırladığı rapora göre, 2015’ten bugüne Mahmur ve Şengal başta olmak üzere bölgenin birçok kentine yönelik AKP iktidarının gerçekleştirdiği hava saldırılarında, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu en az 112 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Sivil yerleşim alanlarını bombalamak insanlık ve savaş suçudur. Türkiye, bunu yasaklayan uluslararası sözleşmelere de doğrudan taraftır” denildi.
“Tarihe ikinci Roboski katliamı olarak geçecek olan bu katliamdan iktidar siyasi ve hukuki olarak sorumludur” ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Bu katliam aynı zamanda başka bir ülkenin egemenlik alanına da saldırı anlamına gelmektedir. Failler ve karar vericiler mutlaka yargılanmalı, hukukun ve insanlığın gereği yerine getirilmelidir. Savaş ve çatışmaların olmadığı bir bölge ve dünya için mücadele eden bir parti olarak, sınır ötesi askeri harekatların ve saldırıların bir an önce durdurulması gerektiğini bir kez daha yineliyor, bu katliamı en sert biçimde kınıyoruz. Ayrıca bu katliama kapı aralayan tezkerenin meclisten geçmesi nedeniyle Meclis başkanının derhal Genel Kurulu bu gündemle acil toplanma çağrısında bulunması talebimizi kamuoyu önünde iletiyoruz.”
İHOP: Zaxo saldırısının sorumluları cezalandırılmalı
20 Temmuz 202’de, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırları içindeki Dohuk ilinin Zaxo (Zaho) ilçesinde gerçekleşen topçu ateşi sonucunda ikisi çocuk 9 sivil hayatını kaybetti, en az 22 sivil yaralandı.
Cenevre Sözleşmesini hatırlattılar
Bugün yazılı açıklama yapan platform, bu katliamın insancıl hukukta sivillerin korunması ile ilgili temel ilkelerin korunması gerektiğini bir kez daha ortaya çıkardığını ifade etti:
“İnsancıl hukukun özünde yer alan Cenevre Sözleşmelerinin ortak 3. maddesi hükümlerini yeniden hatırlatmak isteriz: Bir silahlı çatışma durumunda çatışmanın tüm tarafları, devlet olsun ya da olmasın, uluslararası insancıl hukuk kurallarına bağlıdır ve bu kurallara uyması gerekmektedir. Çatışma tarafları, sivil halkı korumak amacıyla, her zaman sivil halk ve savaşçılar arasında ayrım gözetecektir. Ne sivil nüfus ne de sivil kişiler saldırı hedefi olmayacaktır.”
“Linççi nefret söylemlerini kınıyoruz”
İHOP, başka sivillerin zarar görmemesi için olayın cezasızlığa maruz kalmaması gerektiğine dikkat çekti:
“Türkiye’nin hala taraf olmadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsünün savaş suçlarını düzenleyen 8. maddesinde de sıklıkla atıf yapılan bu ilkeye göre, savaşan tarafların statülerinden bağımsız olarak sivillerin zarar görmemeleri hedeflenmektedir.
“Gerçekleşen elim saldırı sonrasında Irak Cumhuriyeti’nin resmi açıklamasını ve Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikâyetini de takip ediyoruz. Mağdurların etnik kökeninin bu olayda farklı olmasının Irak Hükümeti üzerinde yarattığı hassasiyeti de gözlemliyoruz.
“Failin ya da mağdurların milliyeti ve etnik kökeninden bağımsız olarak, her insanın yaşam hakkının savunulması ilkesinden hareketle, olayın Roboski katliamı gibi benzerlerinden farklı olarak, tüm taraflarca dikkat ve hassasiyetle ele alınması, etkili bir soruşturma ve kovuşturma süreçleri işletilerek, sonuçların şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılarak sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır.
“Türkiye’den bu olaya ilk demokratik tepkiyi veren ve ifade özgürlüklerini kullanan Diyarbakır Barosu’yla diğer bölge barolarına ve bu doğrultuda düşünen herkese yönelen linççi nefret söylemlerini de kınıyoruz.
“Bu saldırıyı çevreleyen koşulları ortaya çıkarmak ve hesap verebilirliği sağlamak için olayla ilgili hızlı ve kapsamlı bir soruşturma yapılması aciliyetini korumaktadır.
“Uluslararası camiayı başka sivillere zarar gelmesini önlemek açısından bağımsız bir soruşturma heyetinin kurulması ve faillerin ortaya çıkarılması için işbirliği yapmaya, Birleşmiş Milletleri ise olayı araştıracak bir misyon oluşturmaya davet ediyoruz.”
bianet/gazedda