• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Aralık 10, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
13 °c
Nicosia
14 ° Per
14 ° Cum
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Tavandan dökülen ada – Tüge Dağaşan

Bir avuç tohum dökülüyor elinden umut taşıyıcılarının, yine de döl tutmuyor toprak çünkü kurudu elinde bir avuç hırsızın. 

Tüge Dağaşan Tüge Dağaşan
3 Aralık 2022
Okuma Süresi: 3 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Bu makale ilk kez 30 Aralık tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.


“Neye, nereye elini atsan dökülüyor. Dökülmemiş, laçkalaşmamış hiçbir şey yok. Bir memleket bu hale nasıl getirilir, nasıl gelir, bunu akıl almıyor. Her yerde, her şeyde bir çürüme. Yoksulluk gırtlağa kadar, cehalet almış yürümüş.” Yaşar Kemal bu sözleri ne zaman söyledi? Ne zaman yazdı? 74’lerde mi? Biz çürümeye ne zaman başladık peki? 74’lerde mi? Öncesi sonrası neydi ve daha sonrası ne olacak peki?

Bir avuç tohum dökülüyor elinden umut taşıyıcılarının, yine de döl tutmuyor toprak çünkü kurudu elinde bir avuç hırsızın. 

Duvarları rengârenk evlerdi eskiden içinde yaşadığımız evler çünkü evin içinde yaşıyorsan duvarları rengârenk olur ama illa ki yaşıyorsan! Evler adaya sığardı o zamanlar. Şimdi ise ada evlere sığıyor. Giderek adalaşıyor evler, adaya benziyor, adaya dönüşüyor. Yarım kalmış adaya. Yarım adaya. Yüzümün yarısı olan adaya. Evlerde renkler çürüyor bu yüzden, yüzümün yarısı gibi, adanın yarısı gibi. Sorunlar artık evlerde de çözülemiyor, evler adalaşıyor çünkü. Aşılamıyor sınırları evlerin, her odaya geçiş kimlikle, hem evden çıkış vizeyle. Süreli hemdertler ama süresiz dertler… 

Bir avuç umut ekiyor inanmaya devam edenler, yine de filizlenmiyor toprak çünkü çürüdü elinde bir avuç hadsizin. 

Eskiden paslı demir konurdu toprağa güçlensin diye şimdi paslı cesetler konuyor. Pas tutuyor her bir beden daha toprağa girmeden. Çünkü Yaşar Kemal ta o zamandan dedi “yoksulluk gırtlağa kadar.” Bu zamana kadar kimse yoksul değildi o yüzden de bilmedi. Artık biliyor. Artık herkes yoksulluğu biliyor. Yoksunluk içinde yaşıyor herkes çünkü ve doymak bilmiyor ruhları hiçbir doyuma. Doyumsuzluk ele geçiriyor düşüncelerini ve ahlâksız düşler kuruyor her cep. Oysa Orhan Veli demişti “cep delik, cepken delik.” 

Bir avuç düş kuruyor oyun bozucular, yine de gerçekleşmiyor düşleri çünkü kurallar bir avuç oyun kurucu elinde.

Sokağın tavanı kadar sevmeyi Edip’ten öğrenmiş olabiliriz. Sokaklarda şiir okumayı kendimizden sevmiş olabiliriz. Adayı boydan boya tavana kadar hayallerle boyayabiliriz. Duvarları çürümüş rutubetlenmiş olsa da yapabiliriz. Bıkmadan usanmadan tekrar tekrar dökülen tüm duvarları sıvayabiliriz. Fakat bizim alçımızı çaldılar, alçı taşlarımızı çaldılar, boyalarımızı çaldılar. Biz izin verdik çalmalarına. Şişelere doldurup doldurup kuşkanatlarıyla ada dışına uçurdular. Belki bu yüzdendir ada dışında aranır renkleri duvarların da yine de bulunmaz. Tavanı dökülüyor adanın çünkü artık çürümüş, zaten denize de yakın. Deniz de değil aslında bu; su. Tuz. Tuzlu su, yanaklardan akmış da adanın çehresine dolanmış. Belli ki tâ 74’ten. 

Okulların tavanı dökülüyor dertten, okulların koridorlarının tavanı dökülüyor tasadan, evlerin içi dökülüyor adadan çünkü ada evlere sığıyor zorla ve evler adalaşıyor. Evlerin yüzü yaşlı, elleri buruşuk, gözleri zayıf, dişleri çürük. Evlerin ağzında ellerin ağzındaki gibi ona ait olmayan birer diş. Geleceği çiğneyip çiğneyip tükürüyor yüzlere karşı yüzsüzce. Yüzler gidip elleriyle mühürlüyor geleceği bilmem kaç yıllığına ve not düşsün tarih bunu adanın yıllığına, kimse de okulun tavanına bakmıyor elinde pusulayla güle oynaya yürürken sandığa.

Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan

"ve güneş doğarken hiç umut yok mu umut umut umut... umut insanda" Nâzım Hikmet Ran

Yarım Canlar Destanı
Tüge Dağaşan

Yarım Canlar Destanı

Tüge Dağaşan
2 Mart 2025
Sıradan Bir Hikaye
Tüge Dağaşan

Sıradan Bir Hikaye

Tüge Dağaşan
21 Ocak 2025
Hayvan | Tüge Dağaşan
Tüge Dağaşan

Hayvan | Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
10 Eylül 2024
“Kültürümüzde olmayan” erkek şiddeti, 90 senede 140’tan fazla kadını öldürdü!
Tüge Dağaşan

Ur – Tüge Dağaşan

Tüge Dağaşan
23 Aralık 2022
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.