• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Pazartesi, Ocak 30, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Mertkan Hamit

Tatar’ın Kıbrıs sorununa dair bilgisi oldukça sınırlı – Mertkan Hamit

Mertkan Hamit Mertkan Hamit
18 Kasım 2020
Okuma Süresi: 7 dk
A A

Kıbrıs sorunu ile ilgili, Kıbrıslıtürklerin yaklaşımları konusunda Kıbrıslıtürk sağının geçen onca zamana kadar yeterli birikime sahip olamamış olması, seçim kazanmasına rağmen konuya vakıf olamaması anlaşılması zor bir konudur.

Tartışmasız, R. R. Denktaş, Kıbrıs müzakereleri ile ilgili pek çok konuda temel parametreleri ortaya koyan görüşmeleri gerçekleştirmiştir. İki bölgelilik, sarih çoğunluk vs.. gibi yaklaşımların temeli bu görüşmelerle Kıbrıs Sorunu bağlamında ilk kez onun öncülüğünde kayda geçmiştir.

Şu an 50 yıldır federasyon görüşülüyor diye şikayet eden Kıbrıs sağı, aslında şikayetçi oldukları 50 yılın 35 senesinin tapındıkları isim olan Denktaş’a ait olduğunu dair görmezden gelmektedirler. “Egemen eşitlik” diye Kıbrıs Sorunu çerçevesinde hukuki karşılığı olmayan bir iddiayı ortaya koyarken, meselenin daha özlü noktalarında yeterli bilgiye sahip olmadığına kanaat getireceğimiz bir liderin, pazarlık masasında yaratıcı öneri sunamayarak, Kıbrıslıtürklerin geleceğinin de, haklarının da başka bir devletin tahakkümü altına devredileceği görülmektedir. Durum o kadar vahimdir ki, ilhak kaygıları gündeme geldikçe, Kıbrıslıtürk lider Tatar, “ben Kıbrıs’ın kuzeyini ilhak ettirmem” diyecek cesarete sahip değildir. Bunun uluslararası olarak Türkiye’yi ne kadar müşkül bir pozisyona düşüreceğini de öngörebilir mi ondan dahi emin değilim.

Geçtiğimiz gün Tatar, Maraş’ın döküntüleri arasında TRT’nin İngilizce yayın yapan kanalı TRT World’e bir mülakat verdi. Bu mülakat, seçim süreci boyunca slogandan başka bir ifadesi bulunmayan Tatar’ın Kıbrıs Sorununa dair düşüncelerini ve bilgisini anlamak açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Mülakatın genel çerçevesi, Ersin Tatar’ın Kıbrıs Sorunu’ndan ne anladığına odaklansa da, ifadelerinde Kıbrıs Sorunu ile ilgili detaylara dair bilgilerde yeterli bilgiye sahip olmadığına dair ibareler mevcuttur.

Bu yazıda ise mülakatta ortaya koyduğu ifadeleri kendi siyasi geleneği ve uluslararası hukukta Kıbrıs sorunu çerçevesinde kabul edilen ilkeler etrafında ele alacağım.

“Maraşa dönüş”

Ersin Tatar ifadesinde “Kıbrıslı Rumlar gelip, mülklerinde kalabilir, işletmelerini çalıştırabilir ancak bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırlarında olmalıdır” şeklinde olmuştur.

Bu noktada ortaya temel olarak Kıbrıslırumların hangi statüde Kıbrıs’ın kuzeyinde ikamet edecekleri sorusu ortaya çıkmaktadır. kktc’de ikamet etmek için belli koşullar vardır. Vatandaş olanlar sınırsız özgürlüğe tabi iken, “yabancılar” çeşitli sınırlamalar ile karşı karşıya kalmaktadır. Öncelikle bu adada doğup büyümüş, yaşadığı bölgede bir hayat kurarak yeniden geri gelmiş birine “yabancı” muamelesi yapmak abestir. Dahası, mesela, Maraş’ta kendine ait 10 daireli bir apartmanı olan ve mülkiyetin tümü kendinde olan biri için, tüm bu mülkleri elde tutması yasal olarak mümkün değildir. Çünkü yabancıların mülk edinme hakkı ilgili tüzükle sınırlandırılmıştır. Eğer “kktc içinde bir azınlık” olarak nitelendirmek isterseniz, bu sefer de azınlık hukuku bağlamında yaratılması gereken ciddi mekanizmalar karşımıza çıkmaktadır. Avrupa Konseyi direktiflerine göre bile hareket edildiğinde, bu konuda hem yasal hem de uygulamada eksiklikler olduğu görülecektir. Bireysel hakları tam olarak sağlamaktan uzak anlayışın, grup haklarını nasıl sağlayacağı daha büyük bir merak konusudur. Dahası, devletin hizmetlerinin azınlık unsurlarının olduğu bölgede yeniden tanımlanması, bölgesel idari yapılanmalar ve bunun dışında ayrımcılığa sebebiyet vermeyecek uygulamaların geliştirilmesi gerekmektedir. Mağusa Belediyesi’nin hali hazırda bu hizmetleri vermekten uzak olduğunu düşündüğümüzde, Maraş’ta bu hizmetlerin düzgün verilemiyor olması, konunun etnik ayrımcılık olarak yorumlanabileceği sorunsalını çıkarmakta ve aşamalı olarak geri dönen Kıbrıslı Rumların yaşadıkları etnik ayrımcılığa dayalı uygulamalardan dolayı şikayetçi olacağı ve istenilen sonuçların yaratılamayacağı durumların ortaya çıkması mümkündür. Hal böyle olunca, sorun sadece mülkiyet ve toprak paylaşımı ile ilgili değil, aynı zamanda kişilerin statüsü ile ilgilidir. Maalesef bu açılım, bireysel hakları mülkiyet hakkı ile sınırlandırma ile beraber, kişisel ve grup haklarının daha geneli ile ilgili bir çerçeveye sahip değildir. Niyetlenen Kıbrıslı Rumlara mülklerini verip, sonra da bir yıldırma politikası uygulamak ise; sonuçlarının herkes için çok acı olacağı ise aşikardır.

“Federal Devlet, Üniter Bir Devlet Yaratacaktır”

Tatar’a göre, sıradan insanlar detayları anlamamaktadır. Kendisi ifadesinde federal devletin birleşik bir devlete dönüşeceğinden şikayet etmektedir. Muhtemelen, burada söylemek istediği federal devletin; üniter bir devlet yaratacağı yaklaşımıdır.

Tatar’ın sıradan insanların anlamadığı nokta ise esasen kendinin uluslararası hukuku yanlış yorumlaması ve yanlış bilgi üzerinden bir tez icat etmesi ile ilgilidir.

Tatar verdiği cevapta, “1960 iki cemaat tarafından kurulmuş olmasına rağmen, biz 1963 yılında cumhuriyetten atıldık” demektedir. Oysa ki, Kıbrıs’ın self-determinasyon hakkının bir sonucu olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasında iki eşit ortak olan Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar egemenliğin icrasını paylaşmaktadır. Başka bir deyişle, Tatar’ın ifade ettiği gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Kıbrıslıtürkler atılmış olsa dahi, bu onların Kıbrıs Cumhuriyeti üzerindeki haklarını geçersiz kılmamaktadır. (Tatar’ın bir yurttaşlık hakkı olan Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu olduğu bilinmektedir)

Egemenlik icra etmek halklara dayanırken, devletler, bir anayasa ile oluşturulmuş sosyal bir sözleşmenin yarattığı kurumlardır. Bu temel ayrımı görmezden gelerek, Kıbrıslıtürk toplumunun tarih sahnesinde sahip olduğu en önemli siyasi hakkın sessizleştirilmesi son derece sorunlu bir durumdur.

Dahası, coğrafi olarak bölgelere ayrılmış bir Federal devletin üniter devlet yaratma korkusu hukuk ve siyasi gerçeklere değil, sadece psikolojik yargılara dayanmaktadır.

Bakir Doğan Kıbrıs Türk Devleti

Tatar’ın bir diğer anlaşılmaz ifadesi ise, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin; tanınmış bir oluşturucu devlet olarak Kıbrıs rum parça devletini oluşturacağı; Kıbrıs türk oluşturucu devletinin ise Bakir Doğum olarak Federal Devletle birlikte yaratılacağına dair anlayıştır.

Bakir doğum tartışmaları ile daha önce kaleme aldığım bir makalede konuyu daha detaylı anlatmıştım. Aslında, Tatar konuyla ilgili bilgilendirilmesine ragmen konuyu anlamadığı yada doğru anlatmadığını söyleyebiliriz.

Çünkü, Bakir Doğum temel olarak federasyon görüşmelerinde Kıbrıs türk tarafının ve Türkiye’nin talep ettiği bir yöntemdi. Konu Annan Planı tartışmalarında da ele alınmıştı. Esas olan Federal Devletin bakir doğum ilkesi ile doğması, böylelikle, eğer Federal Devlet 1963’teki gibi bir şey deneyimler ise, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumları, devletin ortadan kalkmasıyla ayrı ayrı kaderlerini belirleme imkanına erişebileceklerdi. Ancak, bu Kıbrıs’ın egemenlik hakkının İngiliz kolonyalizminin sonlanmasından kaynaklanmasından ötürü ve yerleşik ilkelerden dolayı kabul görmemiş, yaratıcı muğlaklık ile çözülmeye çalışılmış iki tarafın da kendine göre yorumlamasına olanak sağlayacak biçimde yaklaşılmıştı.

Tatar ise Kıbrıs Türk devletinin bakir doğum ile yaratılması vurgusundan rahatsız olması, kendi bakış açısı içinde neden rahatsızlık yarattığı anlaşılamaz. Çünkü, bakir doğum ile Kıbrıslı Türklere, Kıbrıs halkının dışında bir egemenlik hakkının yaratılması aslında kendi egemen eşitlik iddiasına olanak sağlayacak bir yaklaşımdır. Ancak bunu reddetmiştir. Dahası, Kıbrıs Rum tarafının ve uluslararası hukuka uygun olan yaklaşım federasyonlarda oluşturucu devletlerin yetkileri (artık yetkiler) anayasa ile düzenlenmesi esastır.

Bu anlamda, TRT World’e yansıyan ifadelerde, Tatar’ın konuya dair en azından aklının karışık olduğu, ancak, temel olarak Kıbrıs sorunu müzakerelerine dair yeterli donanıma sahip olmadığı kuşkusunu doğrulamaktadır.

Zaten, mülakatın bir noktasında “danışmanlarım Kıbrıs çözümü için federasyon görüşmelerinin 1968 yılına dayandığını söyledi” ifadesi de, Kıbrıs sorunu müzakere süreçlerinin tarihselliğine dair bilgisinin oldukça sınırlı olduğunu da göstermektedir. 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Mertkan Hamit

Mertkan Hamit

Tarihsever, ekonomist, Levant insanı...

Her siyasetçi bilir: Maraş önemlidir | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Her siyasetçi bilir: Maraş önemlidir | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
23 Ocak 2023
0

Mağusa'da doğup büyüdüğüm ve hala daha seçmen kütüğünde kayıtlı olduğum mahalle seçimlerde "Maraş" olarak genellenen ve "siyasi hassasiyetlerine" her daim önem verilen beş mahalleden biridir. Toplam 3500 civarı oyu olan...

Okumaya Devam Et
Mertkan Hamit

Konuyu sekülerizme hapsetmek kutuplaşmanın derinleşmesine neden oluyor | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
16 Ocak 2023
0

Göz boyamaktan başka işlevi olmayan, stratejik yetkileri halk iradesinin denetiminde dahi olmayan anayasal düzenimizde anayasal demokrasinin anayasa ile belirlenmiş görev tanımına sahip  görevli, görev tanımına aykırı açıklamalar yapacak, yaptığı açıklamalar...

Okumaya Devam Et
Çözüm sandık değil terapidir – Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Çözüm sandık değil terapidir – Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
4 Ocak 2023
0

Haddim olmadığını bilerek ve psikoloji üzerine çok ahkam kesmek istemeden buraya ufak bir not bırakayım. Kendi kanaatim ülke yarısında gündeme gelen bir çok sorunun kaynağında siyasi, sınıfsal ekonomik unsurlar kadar...

Okumaya Devam Et
Soğuğa bağlı ölümlerin 32 bin civarında olacağı tahmin ediliyor | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Soğuğa bağlı ölümlerin 32 bin civarında olacağı tahmin ediliyor | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
25 Kasım 2022
0

Havalar soğurken, Ukrayna Savaşının dolaylı sonuçlarından biri olan hane halklarının enerji maliyetlerindeki artış ile soğuk sebebli ölüm ilişkisi üzerine bir model geliştirildi. Model, hali hazırda uygulanan enerji desteği, hane halkı...

Okumaya Devam Et
TL ile ticaret, enflasyonu artıracak | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

TL ile ticaret, enflasyonu artıracak | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
23 Kasım 2022
0

Türkiye Cumhuriyeti ile kuzey Kıbrıs arasındaki ticaretin TL ile yapılması kararı önemlidir. Ancak önemli olması hane halklarına ilk aşamada olumlu etki yaratacağı anlamına gelmemektedir. Sonuçlarının etkilerini de belirli bir zaman...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Balin Palmer

Hatırlayış – Balin Palmer

Balin Palmer
27 Ocak 2023
Zehirleyen kapitalist yıkımın dökümü[*] | Sibel Özbudun-Temel Demirer
Temel Demirer

Zehirleyen kapitalist yıkımın dökümü[*] | Sibel Özbudun-Temel Demirer

Sibel Özbudun
25 Ocak 2023
Bir yıllık enflasyon yüzde 120
Mustafa Onurer

Eşitlik mi, eşitsizlik mi? | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
25 Ocak 2023
Her siyasetçi bilir: Maraş önemlidir | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Her siyasetçi bilir: Maraş önemlidir | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
23 Ocak 2023
Acil olarak anti kolonyal bilinç çalışmaları yapmamız lazım | Halil Karapaşaoğlu
Halil Karapaşaoğlu

Acil olarak anti kolonyal bilinç çalışmaları yapmamız lazım | Halil Karapaşaoğlu

Halil Karapaşaoğlu
23 Ocak 2023

SON EKLENENLER

The Dark Side of the Moon 50 yaşında

The Dark Side of the Moon 50 yaşında

10 saat önce
Adorno’nun sakatlanmış yaşamı – Peter E. Gordon

Adorno’nun sakatlanmış yaşamı – Peter E. Gordon

10 saat önce
Süper güçler o kadar da süper değil – Robert Ford – Indyturk

Süper güçler o kadar da süper değil – Robert Ford – Indyturk

2 gün önce
“Düzen(sizlik)”, akp ve laiklik* | Temel Demirer

Erdoğan’dan ‘adaylık’ tartışmalarına yanıt: Yeni yönetim sistemi 2018’de kronometreyi sıfırladı

2 gün önce
STK’lardan BM’ye mektup: Fosil yakıt yöneticisi COP28’i yönetemez

STK’lardan BM’ye mektup: Fosil yakıt yöneticisi COP28’i yönetemez

2 gün önce
Amazon ormanlarının büyük bir bölümü iyileşemeyebilir

İnsan faaliyeti ve kuraklık Amazon’un üçte birinde bozulmaya yol açıyor

2 gün önce
Gençlerin gözünden LGBTİ+’lara karşı görülmeyen şiddet

Gençlerin gözünden LGBTİ+’lara karşı görülmeyen şiddet

2 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.