Stan Lee’yi Örümcek Adam, X-Men, Hulk, Thor, Iron Man gibi filmlerde kısa rollerinden hatırlıyor olabilirsiniz; tabii eğer süper kahraman filmlerini biraz seviyorsanız.
Çizgi roman piyasasının ABD’li iki büyük firmasından biri olan Marvel’ın yayın yönetmeniydi. Superman, Batman, Flash gibi süper kahramanları yayınlayan DC diğer büyük şirket.
Stan Lee çoğu zaman Marvel’ın kurucusu ya da sahibidir gibi yanlış bir algı vardır. Aslında Stan Lee, Marvel’ın kurucusu ve sahibi Martin Goodman’ın eşinin kuzenidir. Zaten çizgi roman dünyasına da 1939’da liseyi bitirdikten sonra daha 17 yaşındayken bu bağlantıyla adım atar.
1930’ların sonunda başlayan ve 1950’ye kadar süren çizgi romanın daha doğrusu ABD tarzına verilen adla “comics”in “Altın Çağı”nın başlangıcıyla Marvel’ın (ki o zamanlarda firmanın adı Timely idi) kapısından adımını atar.
Çizer değildir, önceleri kurşun kalemle yapılan eskizlerin üzerinden mürekkeple geçilirken atlanan kurşun kalem izlerini silmek gibi bir iş yapar.
İki yıl sonra ilk kez Captain America’nın Mayıs 1941’de yayınlanan sayısında adı künyede çıkar. Konuşma balonlarını yazmıştır. Künyedeki adı Stan Lee’dir.
Asıl adı Stanley Martin Lieber olan Stan Le, 1922 New York doğumlu.
Stan Lee’nin yayın yönetmeni olarak Marvel’ın başına geçmesi, Altın Çağ’ın bitip Gümüş Çağ’ın başlamasına denk gelir. Altın Çağı tanımlayan şey, comics piyasasında Superman, Batman, Captain Amerika ve Wonder Woman egemenliğiydi. Bu kahramanlardan sadece biri Marvel’ındı. 2. Dünya Savaşı koşullarında milliyetçi, ahlakçı ve vatansever temalarla çok satıyor, çok kazandırıyorlardı. Ancak savaş sonrası koşullar değişmeye başlar ve DC, tıpkı NATO’nun kuruluşu (1949) gibi farklı maceralar yaşayan süper kahramanları biraraya getiren bir birlik kurar (Justice League of America). Timely’nin sahibi Martin Goodman bu değişime karşılık vermek için işin başına Stan Lee’yi getirir.
Stan Lee, Timely adını değiştirmekle işe başlar ve Marvel adını koyar. Çizgi roman alemine dokunuşu farklı olacaktır; sorunlu, kusurlu ve insan yönü ağır basan süper kahramanlar yaratır. Örümcek Adam, Fantastik Dörtlü, X-Men, Daredevil, Hulk ve Iron Man süperlerdir ama günlük sorunları, zorlu aile ilişkileri, ekonomik sıkıntıları, dini inanışlarıyla sıradan insanlar gibidir. DC, NATO’da Sovyetler dışı dünya ülkelerini askeri amaçla bir araya getirmesi gibi “yüksek siyasete” göz kırparken, Marvel savaş sonrası evine dönmüş ABD’lilerin sıradar sorunlarını dert ediyordu bir nevi. Stan Lee’nin yarattığı karakterlerden Örümcek Adam en başarılısı olur ve çok satar; 1970’e kadar sürecek Gümüş Çağ’ın belirleyici faktörlerinden olur.
Stan Lee, Marvel’ı comics piyasasının tartışılmaz en büyüğü olan DC ile eşit konuma getiren isim. Şirketin çizgi roman, TV dizisi, bilgisayar oyunu ve nihayetinde sinema kollarında tartışılmaz bir konumu var.
Stan Lee 1970-1985 arası süren Bronz Çağ’da tüm süper kahramanların beyaz olmasının kırılması, ayrımcılığın işlenmesi, kadın süper kahramanların daha çok boy göstermesi döneminde de, büyük iki firmanın işlerini “tarih öncesi” gösterecek kadar cüretkar, kaliteli işler çıkara küçük firmaların comics dünyasını değiştirdiği “Modern Çağ”da da (ki hala bu dönem yaşanıyor) hep Marvel’ın başındaydı.
Özellikle 2000’li yıllarda küçük, bağımsız yayıncıların başarılı, derinlikli işleri eski süper kahramanları zorladığı dönemlerde Marvel Sinema ve TV dizileriyle varlığını sürdürdü. İşte tüm bu filmlerde Stan Lee hep vardı, imzasını da yazının başında belirttiğim küçük rolleriyle atmıştı.