Ekonomik kriz zamanları kriz yönetimini kısa yoldan çözme anlayışı çoğu zaman ürün teşviği, ihracat teşviği, üretim teşviği gibi yöntemlerle sorunları çözmeye çalışır. Çoğunlukla da bu yöntem başarısız olur.
Bugün bir başka başarısızlık hikayesini hatırlayalım. Bir yıl kadar önce, Erhan Arıklı Ekonomi Bakanı görevini yürütürken, Türkiye ile kıyı ticareti konusunda belli anlaşmalar yapılmış ve bu kapsamda ihracatı teşvik etmek için kktcden – Türkiye Cumhuriyeti’ne muz ihracatı gerçekleştirilmesi kararı alınmıştı.
Alınan karara göre , “Türkiye’ye 100 ton muz ihracatı kotası açıldı. İlk kez Türkiye’de muz konusunda bizim için bir kota imkânı açıldı ve ilk kez Kıbrıs’ta üretilen muzun garantili alımı söz konusu olacak” denilmişti.
Ancak, bugün Yenidüzen Gazetesinde muz üreticileri ile bir röportaj yapıldı. O röportajlardan birkaç ifade:
Kış sonrası yılın ilk hasadını aldıklarını kaydeden Ekici, gelirler ile giderlerin bir birini karşılamadığını belirtti.Devlet desteğinin de yok denecek kadar az olduğunu anlatan Ekici, günümüz şartlarına göre çok önemsiz bir destek yapıldığını ifade etti.
“Ocak ayından beridir ilk kez muz gördük. Muz nazik bir ağaç olduğu için, doğal afetlerden çok etkileniyor. Son senelerde yaşanan seller ve don felaketi, muz üretimini bitirdi diyebiliriz.”
“Bu sektöre verilen destekler yok denecek kadar çok düşüktür, komik rakamlardan söz ediyoruz. Girdi maliyetleri çok yükseldi, gübreye %500 zam, su %380 zamlandı. 98 kuruşa aldığımız elektrik şu anda 3,36 TL oldu, işçilik çok arttı.”
Sonuç olarak, Kıbrıs’ın kuzeyi bilinen politik sebeplerden dolayı serbest ticaret yapamıyor. Onun yerine, ürün ikame ederek yapılmaya çalışılan ticaret ise herhangi bir stratejik yaklaşım olmadan yapıldığında sürdürülebilir olamıyor.
Küresel iklim krizi gibi gelişmeleri görmezden gelip, tarım ürünü ticaretinde bütünsel bir yaklaşım olmadan üretilen çözümler çare olmuyor.
Yeterli ticareti gerçekleştirecek altyapı yatırım ve iş yapabilirlik ortamı olmadan, 100 ton muz ihraç edeceğiz sözü reklam sloganından öteye geçemiyor.
Bütün bunlar yönetsel zaafiyetlerle, Kıbrısın kuzeyinin çözümsüzlük politikasının birleştiği noktada ekonomik anlamda gelişmenin imkansızlığını gözler önüne seriyor. Nihayetinde, şükran ekonomisinin de bir sınırı var…