• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Pazar, Mart 26, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG DÜNYADAN YAZARLAR

Siz Özelleştirmeyi Ne Sanıyorsunuz? | Fikret Başkaya

Gazedda Gazedda
8 Ekim 2017
Okuma Süresi: 6 dk
A A
Siz Özelleştirmeyi Ne Sanıyorsunuz? | Fikret Başkaya

Ortak yaşam alanları ve kaynakları [müşterekler] özelleştirilip, birer kâr aracına dönüştürüldükçe, toplumsal temelin aşınması kaçınılmazdı. Zira bunların yokluğu, toplumu bir arada tutan “tutkalın” yokluğu demeye gelir… Dolayısıyla, ortak yaşam alanlarından ve araçlarından [müştereklerden] mahrum bir topluluğun varlığını sürdürmesi mümkün değildir… Artık sanayi kapitalizmi sonrasında oluşan kapitalist paradigma iflas etmiş bulunuyor.


Fikret Başkaya | Özgürüniversite.org


Politik İslamcı AKP hükümeti bir ‘orta vadeli ekonomik program [O.V.P]’ ilan etmiş. 2017-2019 döneminde 30 milyar dolarlık “özelleştirme” yapılacakmış. 15 yıllık iktidarında 60 milyar dolarlık özelleştirme yapmış. 2019 yılında bu rakam 90 milyara ulaşacakmış. Özelleştirme [privatizasyon], neoliberal gericiliğin dayatılmaya başlandığı 1980 sonrasının üç sloganından biriydi. diğer ikisi liberalizasyon ve deregülasyondu. Liberalizasyon, sermayenin hareketini sınırlayan/zorlaştıran mevzuatın tasfiye edilmesi, dünyayı sermaye için ‘dikensiz gül bahçesi’ haline getirmek, sermayeye sınırsız “özgürlük” demeye geliyordu… Deregülasyon [kuralsızlaştırma!], sanayi kapitalizminin tarih sahnesine çıktığı dönem sonrasında işçiler, emekçiler, mütevazı toplum kesimleri lehine sağlanmış ne kadar kazanım varsa tasfiye edilmesini amaçlıyordu ki, buna “devleti küçültmek” de dediler… Aslında amaç devleti küçültmek değil, sermayeyi büyütmekti… Özelleştirme de [privatizasyon], toplumun ortak malı olan, ortak kullanımına sunulan, sunulması gereken ne varsa sermayeye peşkeş çekmekti… Bunun sözde “gerekçesi” de “ekonomik etkinliği” sağlamak, “verimliliği artırmak” olarak sunuldu. Aslında özelleştirme, “herkesin olan” kamusal servetlerin, hizmetlerin, ortak yaşam alanlarının, özetle müştereklerin sermaye sahipleri (büyük hırsızlar) tarafından yağmalanması, talan edilmesi demektir.  Gerçek durum öyledir ama retorik farklıdır… Fakat asıl rahatsız edici olan, bu yağma ve talanın, bu kepazeliğin bir başarı öyküsü olarak sunulabilmesiydi.

Önce bir yalan üretmek sonra da insanları o yalana inandırmak, egemenlik sisteminin bir klasiğidir. Ve bu durum doğrudan ideolojik köleliği angaje eden bir şeydir… Özelleştirmelerin ne kadar önemli, ne kadar vazgeçilmez, ne kadar faydalı olduğunu kafalara sokmak için “konunun uzmanları”, isimlerinin önünde dr. doç. prof. olan zevat, “medyatik aydınlar”, her şeyi bilen köşe yazarları, burjuva politikacıları… özelleştirmenin neden gerekli olduğunu anlata, anlata bitiremediler… O kadar ki,  insanlar “şu iş olsa da kurtulsak” der hale geldiler… Ve sendikalar bu saldırının karşısında durmadılar, durmak istemediler… İtiraz edenler çok küçük bir azınlıktı… Televizyonlarda sendikacılar ‘konunun uzmanlarıyla’ yan yana oturarak, özelleştirmeye övgüler düzdüler… Siz, sendikaları ve sendikacıları ne sanıyorsunuz?…

Oysa meselenin esası şöyleydi: Kapitalist dünya sistemi krize girmişti, söz konusu olan da “yapısal bir krizdi”. Sermaye değerlenme sıkıntısı çekiyordu. Yeni bir işletme kurmak sermayeyi değerlendirmek, kârı artırmak için uygun değildi. Zira, yeni ürünlerin pazarı yoktu. Marksist bir kavramı kullanmak gerekirse, sermaye realizasyon sıkıntısı çekiyordu. İşte böylesi koşullarda, hazır bir pazarı olan, insanların verdikleri vergilerle, kamu kaynaklarıyla oluşturulmuş devlete/kamuya ait kamu işletmelerine el koymak bir çözüm olabilirdi… Bu işletmelerin zarar ettikleri, kaynakları israf ettikleri, enflasyona neden oldukları, toplumun sırtında bir kambur oldukları, bunların “verimli”, “kârlı” hale gelebilmeleri için özel sektöre devredilmeleri gerektiği, yukarda sözünü ettiğim zevat tarafından sürekli dillendirildi. Malûm, bir yalanı ne kadar çok tekrarlarsanız, inandırıcılığı da o kadar artar ve belirli bir eşikten sonra da yalan “gerçeğe” dönüşür… Yalnız bir şey var: Yalanı sıradan insanlara söyletirseniz pek inandırıcı olmaz… Ama mesela isminin önünde “prof”, doçent, vb. yazılı olan biri, medyatik bir aydın, ünlü bir zat, yalan söyleme konusunda yetenekli bir burjuva politikacısı,  ‘duayen’ bir şahsiyet… tarafından söylenirse inandırıcılığı artar. Bu yüzden egemenlik sistemi “uzmanı” boşuna yüceltmez… Siz uzmanların öbek öbek televizyonlarda neden boy gösterdiğini sanıyorsunuz… Öyle bir uzman ki, kapitalizmi ağzına almadan iki saat boyunca ‘ekolojik krizden’, “iklim krizinden” söz edebiliyor… Acaba şeylerin gerçeğini söylemeye cüret etseydi, entellektüel dürüstlüğün gereğini yapsaydı oraya davet edilir miydi?  Unutulmasın, uzman denilen ‘ağacı görür ama ormanı görmez”…’

Böylece iktisadi kamu işletmeleri sermayeye peşkeş çekildi. Bu işletmelerin kaça satılacağına, fiyatının ne olacağına da alıcı kapitalistler karar verdi. Tuz-sabun parasına satıldılar ama onu da gerektiği gibi ödemediler. Devlet bankalarından kredi aldılar, o kredileri de ekseri ödemediler. Yılların birikimi olan güzelim fabrikaların, işletmelerin çoğu kapandı… Yerlerine lüks otel, lüks konut, vb. inşa ettiler. Aslında  yapılan tam bir sanayisizleşmeydi… Yüzbinlerce işçi işsiz kaldı. Gelir dağılımı dengesizliği derinleşti. İşten atılanların bir kısmı taşeron işçi statüsünde iğreti işlerde yaşam mücadelesi verdi… Aslında kapitalist toplumda işçi “ücretli köledir” ama taşeron “iki kere köledir” maalesef…

Özelleştirmeler bahsinde “verimliliğe” , “karlılığa” aşırı vurgu yapılır ama hiç bir zaman verimlilikten gerçekten ne anlaşıldığı, “kimin için verimli” sorusu gündeme gelmez… Söz konusu işletmeler bidayette kâr etsinler diye kurulmuş değillerdi ki… Bir ihtiyacı karşılamak saikiyle oluşturulmuşlardı. Kaldı ki, bir işletme istenirse pekâlâ “verimli” de işletilebilir… Ama dediğim gibi verimlilikten ne anlaşıldığı önemsiz değildir. Mesela TÜPRAŞ özelleştirildi. Türkiye’nin en verimli işleyen kuruluşlarından biriydi… PTT zarar ettiği için mi özelleştirildi… PTT’nin zarar etmesi diye bir şey mümkün müdür? Kâr amacıyla mı oluşturulmuştu da zarar etmesinden şikayet ediliyor? Postaneler özelleştirildi ve hizmet dibe vurdu… Şirketin daha çok kâr etmesi için olabildiğince az işçi çalıştırma gereği olarak… Yakın zamanda postaneye yolunuz düştüyse görmüşsünüzdür. Beş kişilik işi iki kişiye yaptırıyorlar. Tabii kuyruk da uzadıkça uzuyor… Netice itibariyle, özelleştirme lehine ileri sürülen gerekçelerin hiç bir inandırıcılığı yoktu…

Fakat gözden kaçan bir şey vardı: Özelleştirmeler sadece kamu işletmelerini  angaje etmiyordu… Her şey özelleştirme konusuydu… Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, su, İletişim, yollar köprüler, limanlar, göller, koylar, meralar, bilinen anlamda “güvenlik” de özelleştirildi. Şimdilerde zenginlerin, varlıklı sınıfların özel polisi var ama ona polis denmiyor “özel koruma” diyorlar… Diyeceksiniz ki, zenginlerin kendi korumaları varsa, o zaman devletin polisi ne için? Zenginleri yoksullardan korumak için, yoksulları hizaya getirmek için… Velhasıl ne kadar ortak yaşam kaynağı ve yaşam alanı varsa özelleştirildi, birer kâr aracına dönüştürüldü…. O kadar ki şimdilik bir tek hava özelleştirilmiş değil… Sıranın ona da geleceğinden şüpheniz olmasın…

Soluduğumuz hava hariç, her şeyin özelleştirildiği bir toplumda yaşamanın ne demek olduğunu hiç düşündünüz mü? İnsan ve toplum yaşamının tüm veçheleri özelleştirmişken, her şey metalaştırılmış, paralı hale getirilmişken, “insan bunun neresinde?” denmeyecek midir? Ortak yaşam alanlarından, ortak yaşam kaynaklarından mahrum bir toplumsal yaşam ne  demektir? Böyle bir  toplum yaşanabilir bir toplum mudur? Bu sürdürülebilir bir durum mudur? Suyun özelleştirilmesine itiraz etmeyen, bu kepazeliği, “normal bir şey” kabul eden bir insan nasıl bir yaratıktır?

Ortak yaşam alanları ve kaynakları [müşterekler] özelleştirilip, birer kâr aracına dönüştürüldükçe, toplumsal temelin aşınması kaçınılmazdı. Zira bunların yokluğu, toplumu bir arada tutan “tutkalın” yokluğu demeye gelir… Dolayısıyla, ortak yaşam alanlarından ve araçlarından [müştereklerden] mahrum bir topluluğun varlığını sürdürmesi mümkün değildir… Artık sanayi kapitalizmi sonrasında oluşan kapitalist paradigma iflas etmiş bulunuyor. Öyle ki, her şey karşıtına dönüşmekte ki, bu durum George Orwell’in söylediğini hatırlatıyor: “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cehalet güçtür“. Bunu tersinden Türkiye’ye uyarlarsak: Cumhurbaşkanı cumurbaşkanı değil, başbakan başbakan değil, parlamento parlamento değil, mahkemeler mahkeme değil, gazeteler gazete değil, üniversite üniversite değil, vb… Öyleyse, şeylerin nereye vardığını düşünmenin ve gereğini yapmanın zamanı ne zaman gelecek?

 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Marx hayatını vahşi kapitalizmle savaşarak geçirdi | Salih Kallab | IndyTurk
DÜNYADAN YAZARLAR

Marx hayatını vahşi kapitalizmle savaşarak geçirdi | Salih Kallab | IndyTurk

Gazedda
24 Mart 2023
0

Konuya açıklık getirmek adına şunun altını çizmek gerekir; Frederick Engels, 1883'te Londra'daki Highgate Mezarlığı'nda toprağa verildiği sırada yoldaşı Karl Marx için yaptığı veda konuşmasında şöyle demişti: İsmin ve eserlerin çağlar boyunca varlığını sürdürecek....

Okumaya Devam Et
ABD, Irak’ı özgürleştirdi mi, işgal mi etti? | Serbest Ferhan Sindi | IndyTurk
DÜNYADAN YAZARLAR

ABD, Irak’ı özgürleştirdi mi, işgal mi etti? | Serbest Ferhan Sindi | IndyTurk

Gazedda
24 Mart 2023
0

ABD'nin 2003'te Baas rejimine son verdiği ve Saddam Hüseyin'i devirdiği 19 Mart müdahalesi, sebepleri ve sonuçları itibarıyla tartışılmaya devam etse de Irak halkının 2003 öncesinden ise bugünden geleceğe daha umutlu baktığı bir...

Okumaya Devam Et
Mor Flamingo 🦩Ece Temelkuran
DÜNYADAN YAZARLAR

Mor Flamingo 🦩Ece Temelkuran

Gazedda
23 Mart 2023
0

Yazar Ece Temelkuran, Olmayan Kuşlar Ansiklopedisi kitabında yer alan Mor Flamingo hikâyesi yazarın hayal gücünün yüksekliği yanında kurguculuğunun karakterler üzerindeki gerçekliğini var ederken, doğanın talanına, neo-liberal iktidarların birbirlerinin yıkımı üzerinden...

Okumaya Devam Et
Kebap’tan sonra 🥛🦁 Aydın Boysan
DÜNYADAN YAZARLAR

Kebap’tan sonra 🥛🦁 Aydın Boysan

Gazedda
23 Mart 2023
0

Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Türkiye’de Erdoğan ve gelmiş geçmiş bütün iktidarların halka önerdiği, bir önceki hükümetin halkın yaşam kalitesini düşürdüğü iddiası oldu. Erdoğan da uzun süre hastane...

Okumaya Devam Et
Türkiye, Tatar 🏳️ Proudhon
DÜNYADAN YAZARLAR

Türkiye, Tatar 🏳️ Proudhon

Gazedda
23 Mart 2023
0

Proudhon, Federasyon İlkesi kitabında yazdığı Federal Garanti’nin etkinliği bölümünde yer verdiği dört ana unsura değinir. Ve şu an içinde olduğumuz sistemi tamamen deşifre ederek, federal garantinin ispatını sunar. Önce anarşist...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
Karanlık zamanlarda bile insanlıkla birlikte nefes almaya ve yaşamaya direndi tiyatro | Yaşar Ersoy
GAZEDDA YAZARLARI

Karanlık zamanlarda bile insanlıkla birlikte nefes almaya ve yaşamaya direndi tiyatro | Yaşar Ersoy

Gazedda
25 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Fransa’da emeklilik reformu protestolarında Bordeaux belediye binası ateşe verildi

Fransa’da emeklilik reformu protestolarında Bordeaux belediye binası ateşe verildi

15 saat önce
Milyonerler 2050’ye kadar dünyanın karbon bütçesinin üçte ikisini tüketecek

Milyonerler 2050’ye kadar dünyanın karbon bütçesinin üçte ikisini tüketecek

15 saat önce
Deli kadınları dinleyin | Marinos Nomikos | To Thema Online [GR-TR]

Deli kadınları dinleyin | Marinos Nomikos | To Thema Online [GR-TR]

15 saat önce
Mülteciler yeterince cezalandırılmadı mı? | Chrystalla Hadjidemetriou | Phileleftheros [GR-TR]

Mülteciler yeterince cezalandırılmadı mı? | Chrystalla Hadjidemetriou | Phileleftheros [GR-TR]

15 saat önce
Mars’ta hayat var mıydı?

Mars’ta hayat var mıydı?

15 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.