İnsan vücudunun çalışmasını düzenleyen birçok biyolojik saat vardır. Bunlardan bir tanesi de insan vücudunun yaklaşık bir günlük fiziksel, mental ve davranışsal süreçlerindeki değişimleri ifade eden sirkadiyen ritimdir. Sirkadiyen ritim başlıca uyku-uyanıklıktan sorumludur. Stres kontrolü, yorgunluğu önlemek, enerjiyi korumak, zihni ve vücudu yenilemek ve bir sonraki güne hazıralanması için uyku gereklidir. Yeterli miktarda uyumayan bireylerin, anksiyete, hırçınlık, konsantrasyon eksikliği ve karar vermekte sıkıntı yaşayabilmektedir. Yeterli uyku miktarını belirleyen faktörlerin başında bireyin yaşı gelmektedir. Bireyin yaşı arttıkça uyku gereksinimi azalmaktadır. Yetişkin bir bireyin ihtiyacı olan uyku süresi günlük 7 ile 9 saat arasında değişirken, 0 ve 3 aylık olan bir yeni doğanın ihtiyacı olan uyku süresi günlük 14 ile 17 saat arasındadır.
Sirkadiyen ritmin bozulduğu uyku problemleri, vardiyalı çalışma ve jetlag gibi durumlarda uzun dönemde obezite, kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom ve kanser risklerini arttırmaktadır. Günümüzde uyku süresi yaşam tarzı ve giderek artan ekran kullanım süresi nedeniyle azalmaktadır. Sirkadiyen ritim, retinaya doğrudan gelen ışık tarafından etkilenmektedir. Örneğin, kullanılan teknolojik cihazlardan yayılan ışıklar, bireyin sirkadiyen ritmini bozarak uyku ve uyanıklık döngüsünü değiştirebilmektedir. Işık nedeniyle bireyin uykuya dalması etkilemekte ve sonuç olarak uykunun azalmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle, uykunuz kaçtığında veya sabaha karşı uyandığınızda, yapacağınız en son şey elinizi telefonunuza götürmek olmalıdır.
Akut uyku yetersizliği halk arasında açlık hormonu olan leptin ve tokluk hormonu olan ghrelin seviyelerinde değişime neden olarak iştahın arttırmasına sebep olmaktadır. Öte yandan, uzun süreli uyku, azalan enerji harcanmasıyla ilişkilendirilmekte ve kilo alımıyla sonuçlanmaktadır. Her şeyin azı karar çoğu zarar olduğu gibi uykunun da yeterli olanı vücudumuzun mental ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayacaktır.
Bu konuda Kuzey Kıbrıs’ta yapılan bilimsel çalışmalar sınırlıdır. Fakat Kuzey Kıbrıs’ta küçük örneklem grubuyla bir bilimsel çalışmaya katılan 187 yetişkin bireylerden %25.7’sinin önerilmeyen uyku süresi olan 6 saatten az ve %4.3’ünün ise önerilmeyen uyku süresi olan 11 saatten fazla uyuduğu bulunmuştur. Aynı çalışmaya katılan bireylerin %28.3’ün ise aşırı kilolu olduğu saptanmıştır.
Obezite başlıca besin alımının artması ve günlük hayattaki enerji harcamasının azalmasıyla ilişkilendirilmektedir. Fakat uyku gibi, besin alımı ve enerji harcamasını etkileyen çevresel ve fizyolojik faktörlerin önemi de unutulmamalıdır.