Sendikalar, tarih boyunca kritik aşamalarda toplumların dönüştürülmesi ve hakların geliştirilmesi için kilit bir role sahip olmuştur. Ancak, Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekleşen pratik yapılanma, bizlere örgüt disiplininden bağımsız bir örgütlenme yapısı sunmaya başlamıştır.
Son dönemlerde ülkenin gündemini belirleyen eylemlerin neredeyse tamamının, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerden bağımsız olarak başladığı gözlemlenmekle birlikte, dün akşam yapılan eylemle de; yakın geçmişimizde ilk kez, tüm örgütlerden bağımsız, nitelikli bir eylem örgütlendiğine şahit olmaktayız.
Sendikal mücadele, tartışmasız ki mücadelenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Örgütlü mücadele, toplumların haklarını kazanmasında çok önemli bir yere sahip olmakla beraber, bugünkü yapısıyla birçok sendikayı çatısı altında birleştiren Sendikal Platform, basın açıklamalarıyla eleştirdiği statükonun destek tahtasına dönüşmüş durumdadır.
Nitekim, dün yaşadığımız süreç de bunu kanıtlar niteliktedir. Halkın tamamını ilgilendiren asgari ücretle ilgili eylem düzenleyeceğini söyleyen ve 40 civarında imzacı örgütün bulunduğu “eyleme” 20 civarında sendika temsilcisi katıldı, bir basın açıklaması okudu, bilimsel hangi gerekçelere bağlı olduğu belli olmayan bir ücret söyleyip, eylemi sona erdirdi.
Bu eylem bile, toplum nezdinde herhangi bir olumlu ya da olumsuz tepki almadı. Öte yandan dün akşam saatlerinde herhangi bir örgütün liderliğini üstlenmeden başlatılan eylemle ilgili gerçekler de karşımızda durmaktadır. Sendikal Platform üyesi sendikalar, bahsi geçen eylemle ilgili olarak, son gün birer basın açıklaması yapmakla yetindi. Dahası, platform üyesi sendika liderliklerinin birçoğu eyleme dahi katılmadı…
Dolayısıyla, GazeddaKıbrıs olarak, Sendikal Platform’un yanıtlaması gereken soruları sayfamızdan paylaşmak ve tartışmaya açılması gereken Sendikal Platform statükosunu, belki bir nebze tartıştırabilmek istedik.
1- Kıbrıs’ın kuzey yarısında örgütlü sendikalar, toplumsal yaşamın dönüştürülmesinde, işçi haklarının korunması ve dahası geliştirilmesi için neler yapmaktadır? 15 Ocak tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde düzenlediğiniz eylemde asgari ücretin 8 bin TL civarında olması gerektiğini belirttiniz. Bu hesabı nasıl yaptığınızı halkla paylaşır mısınız?
2- Geçmişte sendikalar yoğunlukla UBP hükümetlerinin olduğu dönemlerde daha aktifken, CTP hükümetlerinin olduğu dönemlerde ise daha silik hareket ettiği ve eylem yapmaktan çoğu zaman uzak durduğu görülmektedir. Bugün ise var olan hükümetlerden bağımsız sendikalar eylem yapmaktan, sokağa çıkmaktan aciz bir hale gelmiştir. Bu durum sendikal liderliklerin partilere karşı ikircikli tavrının ve/veya onlardan makam/mevki beklentisinden dolayı üyelerin sendikaların yönetimlerinin samimiyetine olan kuşkusundan mı kaynaklanmaktadır? Temsili eylemler dışında, kitlesel eylemlerden kaçınılmasının sebebi sendikalar ve üyeleri arasında bulunan sorun mudur?
3- Özellikle son 15 yıldır yoksulluğun ciddi şekilde arttığı gözlemlenmektedir. Sendikal Platform, sınıflar arası uçurumun artması, bazılarının daha zengin olurken bazılarının ciddi anlamda fakirleştiği ortamla ilgili söyleyecek bir sözü ve eylem planı var mıdır? Oturduğunuz koltuklardan yaptığınız basın açıklamalarıyla bu sorunun düzeltilebileceğini düşünüyor musunuz?
4- Sendikal Platform, sendikaların ne olduğu ve ne işe yaradığı ile ilgili bilgi sahibi midir? Özel sektörde hak edilen emeğin ödenmemesi yanısıra temel hakların dahi alınamaması ile ilgili bir atılım yapmayı düşünmekte midir?
5- Sendikal hareketin geleceği için sektörel sendikalaşmadan, zorunlu sendikalaşmaya kadar çeşitli düşünceler ortaya atılıyor. Öte yandan, Meclis’te emek ile ilgili çok uzun yıllardır tek bir düzenleme dahi yapılmamıştır. Bu konuda sendikal platform olarak emekçi halka bir borcunuz olduğunu düşünüyor musunuz?
6- İş mahkemeleri, sosyal diyalog mekanizmaları gibi en basit koruma uygulamaları bile yokken mevcut düzende emekçilerin yanında olmak için gerekeni yaptığınıza inanıyor musunuz? Sendikal bürokrasi içinde kitlelerin öfkesini kontrol edip statükoyu sürdüren bir bloğa dönüştüğünüzün farkında mısınız?
7- Kamuda göç yasasına karşı mücadele edeceğinizi söylemenize rağmen, üzerinden 9 sene geçmesiyle birlikte yasanın aynı noktada bulunduğu hepimizin malumu. Bu süreçte CTP, TDP, UBP, DP, HP gibi partilerin iktidarda olduğunun ve tüm bu partilerin göç yasası olarak adlandırılan yasaya dair bir düzenleme yapmamasına rağmen, bu sürece dair kimseye hesap vermediğinizin farkında mısınız ?
8- Sendikaların sahibi olduğu kooperatif bankaların bazılarında kriz döneminde fahiş faiz uygulamaları yapıldığı, bununla ilgili mahkeme süreci olduğu ancak yaşanan süreç içinde kooperatif bankaların özel bankalar gibi hareket ettiği ve çeşitli usülsüzlüklerin yaşandığı biliniyor. Buna dair olarak yaratılan mekanizmada kimsenin hesap vermediği, sorumluluk almadığı ve sınıfsal bir perspektif ile hareket edilmediği konusunda ne düşünüyorsunuz ?
9- Sendikal Platform’a üye birçok sendika liderliğinin profesyonel bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir. İşçinin haklarını savunması beklenen sendikalarda, üst düzey yöneticilerin çok uzun yıllardır gerek devletten, gerekse üyeden aldığı maaşla sendikayı yönettiği gözlemlenmektedir. Sendikacılıkta profesyonelleşmenin sendika liderliğini memur pozisyonuna getirdiğini düşünüyor musunuz?
10- Sendikalar Kıbrıs sorununda federal çözüm talep ederken, federal işleyiş anlayışının önce kendi içlerinde gelişmesi gerektiğini ve bu nedenle benzer sektördeki sendikaların birleşerek gerek ekonomik, gerekse kitlesel anlamda daha büyük güç olabileceklerini anlama gibi bir çabası var mıdır? Yoksa sendikal liderlikler kendi pozisyonlarını koruyabilmek için bunu görmezden mi gelmektedir?
11- Sendikaların liderlik etmesi gereken toplumsal hareketleri uzunca bir süredir halkın başlattığı gözlemlenmektedir. Gerek yoksullaşma, gerekse toplumsal ve kültürel konularda kendiliğinden başlayan halk hareketlerinin olduğu bilinmektedir. Liderlikten yoksun bu hareketlerde çoğu zaman talep edilen sonuçlara varılmamaktadır. Toplumun ciddi bir çoğunluğunu üye olarak örgütleyen sendikalar, bu konularla ilgili neden adım atmamaktadır? Bir eylem durumunda üyenin sendikasına ve liderliğin eylem planına riayet etmeyeceği mi düşünülmektedir?
12- Sendikal Platform, toplum nezdinde bir meşruiyetinin kaldığını düşünmekte midir? Düşünülmüyorsa, yaşanan bu sorunla ilgili ne gibi adımlar atmayı düşünmektedir?
13- Demokratik teamüller gereği, sendikalar alacağı eylem kararıyla ilgili olarak üyesinin görüşüne başvurmakta mıdır? Alınan karar/lar, üyenin talebiyle mi, sendika yöneticilerinin talebiyle mi alınmaktadır?