Rus askerlerinin Donbass bölgesine girmesinin yankıları sürerken uzmanlar, Rusya’nın yalnızca bu bölgede değil tüm Ukrayna’da bir harekata hazırlandığı konusunda uyardı. Bölgedeki gelişmelerle ilgili Batı basınının teyite muhtaç bilgiler paylaştığını da not düşen uzmanlar, Türkiye’nin ise bu savaşta tarafsız kalsa bile başta boğazlar konusu olmak üzere ekonomik, politik ve Suriye sınırında etkileri görülecek sonuçlarla karşılaşacağını belirtiyor.
Uzmanların görüşleri şu şekilde:
Rusya’nın tam olarak ne yaptığını Putin’in açıklamalarını esas alarak şöyle özetleyebiliriz: Rusya birkaç gün önce tanıdığı Donetsk-Lugansk cumhuriyetlerinin 2014 savaşından sonra oluşan ateşkes hattının ötesinde operasyon yürütüyor ve buna özel bir operasyon tanımı yapıyor. Bu, Donetsk-Lugansk sınırlarını genişletme amacıyla yapılan bir kara operasyonu. İkincisi, Ukrayna’nın NATO ülkelerinin desteğiyle sahip olduğu silah, askeri mühimmat ve araçların yok edilmesi üzerine hava harekatı yürütüyor.
‘Neonazi liderleri Moskova’ya kaçırılabilir’
Tüm Ukrayna sathında hava harekatı var. Üçüncüsü, Ukrayna’da Rus etnik yapısının etkili olduğu Mariupol, Nikolaev, Harkov ve Odessa kentlerinde durumu daha yakından izliyor ve gerektiğinde müdahale yapabilecek düzeyde gözlüyor. Ayrıca bu dört kentte neonazi örgütlerin liderleri ve üst düzey yöneticilerine yönelik nokta operasyonları yaparak soykırım suçlamasıyla Moskova’da yargı önüne çıkarmayı hedefliyor. Bunlar Rusya’nın perspektifi.
‘Batı, Rusya ve Putin’i tanıdığını sanıyor’
Batı medyasının Ukrayna’dan bildirdiği ve Batılı liderlerin yaptığı açıklamalara göre ise, topyekun savaş var. Ancak bunun doğruluğunu Batı kaynakları da teyit edemiyor. Bu nedenle Rusya’nın açıklamalarına itibar etmemiz söz konusu oluyor. Batı’nın şunu anladığını düşünüyorum: Putin gidebileceği yere kadar gitmek konusunda kararlı. Topyekun savaş dahil ne gerekirse yapacak. Batı’nın aldığı tesirsiz kararlarla Putin’i durduracağını zannetmeleri, Rusya’yı ve Putin’i tanımadıkları anlamına geliyor. Olan Ukrayna halkına oluyor, buna üzüntü duyuyorum bir vatandaş olarak.
‘Türkiye boğazlar konusunda dikkatli olmalı’
Türkiye Cumhurbaşkanı ise Rusya-Ukrayna hattında olup biteni idrak edebilmiş değil. Türkiye bu savaşta en dikkatli olması gereken ülke, soğukkanlı olunmalı. Yalnızca ekonomik değil Suriye’de, Fırat’ın doğusunda da bazı yeni gelişmeler yaratacak. Boğazlar konusuna da değinecek olursak, Rusya’nın boğazlarla ilgili talepleri olsa da bu konuda kontrol Türkiye’de. Boğazlardaki durum Rusya ve NATO’nun isteğine bağlı değil. Montrö’ye bakarak söylemek gerekirse, yakın bir savaş tehlikesi zamanında neler yapılabileceği gayet açık. Türkiye kendisini yakın savaş tehdidi altında hissettiğinde boğazlardan gemilerin geçişiyle ilgili takdir hakkına sahip. Bu savaşın tarafı da olsa takdir hakkı saklı. Tarafsız da olsa savaşan devletlerin gemilerini -yardım götüren gemiler hariç- geçişlerini engelleme hakkı bulunuyor.
Rusya’nın bu sabah başlattığı askeri harekatın iki hedefi olabilir. Bunlardan birincisi ve daha iyimser bir senaryo olarak nitelendirebileceğimiz hedef, Donetsk ve Lugansk bölgelerinin tamamının ele geçirilmesidir. Bunu diplomatik bir süreç takip edebilir.
İkinci ve bana göre giderek güçlenen hedef ise Kiev’de bir rejim değişikliği sağlamaktır. Putin yaptığı son açıklamalar ve Ukrayna’nın “nazilerden arındırılması ve askersizleştirilmesi”nden söz etmesi bu olasılığı güçlendirmiştir. Kiev’de Moskova’ya yakın bir hükümetin işbaşına getirilmesinin ardından Rusya askerini çekebilir. Batı’ya da “Euro-Maidan”ın cevabını verdiğini söyleyebilir. Bu ikinci senaryo daha uzun bir süre gerektirecek ve küresel çapta ekonomik ve siyasi anlamda bir kriz ortamı doğuracaktır.
‘NATO’nun yayılma sevdası, Putin’in ilkel milliyetçiliği’
Bu ortamın öncelikli kurbanları elbette Ukrayna ve Rusya halkları olacaktır. Bunun yanında Türkiye de ekonomik bakımdan çok ağır zarara uğrayacak, Türk halkının yaşam koşulları daha da zorlaşacaktır. Üç alanda darbe yiyeceğimiz kesindir: Enerji, gıda ve turizm. AKP rejimine başta Montrö’nün esnetilmesi olmak üzere Batı’dan ciddi bir siyasi baskı da gelecektir. Bu rejimin iktidarda kalmak dışında bir gündemi olmadığı için olmadık tavizler vermesi olasıdır.
NATO’nun yayılma sevdası ve Putin’in ilkel milliyetçiliği patlayıcı bir karışım yaratmıştır. Savaş başladıktan sonra kim kışkırttı kim başlattı tartışmaları ikincildir. Dünyanın işi çok zorlaşmıştır. Bizim de öyle.
Rusya’nın başlattığı askeri harekat sonuç olarak bir saldırı ve savaşın başladığını gösteriyor. Kara harekatının kapsamının nereye uzanacağı, nerelerin ilhak, işgal edileceği belirsiz.
İlk gelen haberler şunu gösteriyor: Kapsamlı hava harekatları ülkenin tamamına yayılmış, tüm askeri üsler bombardıman hedefi altında ülkenin en batısındaki üsler bile. Kara harekatının belli olan kısmı, Rusya’nın etkisinin çok yoğun olduğu, halkın desteğini aldığı bölgelerde. Bu yalnızca Donetsk-Lugansk cumhuriyetlerinin dar sınırlarını değil onun dışına da işaret ediyor. Örneğin, Harkov’a paraşütlü hava indirmesi, Rus tanklarının kente girmesi… Bunun ne kadar ilerleyeceğinin sorusunun yanıtını sahada göreceğiz.
‘Putin, Kiev yönetimini düşürmek istiyor’
Şu an, Donetsk-Lugansk çevresini aşan bir genişleme olacağı anlaşılıyor. Odessa ve Kiev’e ilerleyecekler mi soruları da gündemde. Putin’in açıklamalarına göre hedefinin, Kiev’e girmek yerine Kiev’de yönetimi düşürecek bir zemin oluşturmaya çalışmak olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, savaş bir kez başladığında tek belirleyici aktör Putin değil. Ukrayna yönetiminin ne reaksiyon vereceğini ve kapasitesinin ne olduğunu da göreceğiz. Britanya, ABD, Polonya ise yalnızca sert yaptırımlarla mı karşılık verecek, şimdilik bu soruların yanıtı yok. Düne kadar birçok tahminler yürütüldü ancak şimdi savaş başladı. Bu, şu an Ukrayna-Rusya düzeyinde bir savaş.
‘Moldova ve Gürcistan’da da savaş çıkabilir’
Rusya’nın ülkenin en batısındaki hava üslerini bombardıman ettiği, Harkov’a paraşüt birliklerini indirdiği, Donetsk’e kara birliklerini soktuğu ve ateşkes hattının ötesine geçtiği kesin. Kapsamlı bir barış masasına dönülmesi dışında bir seçenek yok. Yalnızca, Ukrayna’da değil Rusya’nın Moldova ve Gürcistan’da da Batı-NATO ile gerilimi var. Şu an ateşkes sağlansa bile bölge bir askeri rekabet alanı olmaktan çıkarılmazsa, örneğin altı ay sonra Moldova’da bir yıl sonra Gürcistan’da savaş çıkmayacağının garantisi yok.