Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Girne Belediye Meclisi‘nin Hirondelle olarak bilinen bölgenin ismini “Rauf Raif Denktaş Meydanı” olarak değiştirme kararını eleştirerek, bölge ismi yerine verilen yeni meydan adının birçok tartışma başlığını tetiklediğini belirtti.
Rahvancıoğlu, resmi bir adı olmayan ancak halk tarafından tarihsel süreç içerisinde isimlendirilmiş yerlere farklı isimler vermenin, isim değiştirmek olup olmadığını sorguladı.
Yer adlarının değiştirilmesinin tarihsizleşme, hafızasızlaşma ve asimilasyon süreçlerini nasıl etkileyeceğinin tartışma konusu olduğunu ifade eden Rahvancıoğlu, Rauf Raif Denktaş’ın Kıbrıslıtürk toplumundaki tarihsel konumu ve halen devam eden travmatik etkileri ile yüzleşme, hesaplaşma ihtiyacını inkar etmenin mümkün olmadığını belirtti.
“Orası gerçekten bir meydan mı?”
Trafik düzenlemesi açısından ise çemberlerin mi, kavşakların mı daha etkin araçlar olduğunu sorgulayan Rahvancıoğlu, bu başlıkların ne kadar sağlıklı tartışıldığını ve bu konularda Belediye Meclisi kararına itiraz edenlere demagojik çerçevenin dışında yanıtlar üretilip üretilmediğini merak ettiğini söyledi.
Rahvancıoğlu, “Üstelik ‘ben herkesin başkanıyım’ iddiası ile hareket eden bir kişinin, böylesi önemli konuları karar alındıktan sonra bir tür ‘oldu-bitti’ şeklinde sunmasının da katılımcılık açısından ne anlama geldiği rahatlıkla sorgulanabilir. Ancak gördüğüm kadarıyla gündeme getirilmeyen bir nokta daha var: Orası gerçekten bir meydan mı?” ifadelerini kullandı.
“Baktığım zaman, orada bir meydan değil ‘kavşak’ görüyorum”
Belediye Meclisi tarafından “Rauf Raif Denktaş Meydanı” olarak isimlendirilen yere baktığı zaman, orada bir meydan değil ‘kavşak’ gördüğünü belirten Rahvancıoğlu, yaptığı ufak bir araştırma ile ilgili alanın, kamusal bir alana meydan denilebilmesi için gerekli hiçbir kriteri barındırmadığının altını çizdi.
Rahvancıoğlu, meydan dendiği zaman, akla insanların yürüdüğü, oturduğu, müzik, resim, sokak performansı yaptığı, konserlerin, siyasi eylem ve etkinliklerin gerçekleştirildiği alanların geldiğini söyledi.
Ülkemizde Sarayönü Meydanı ve İnönü Meydanı’nın bu tür yerlere örnek olduğunu ifade eden Rahvancıoğlu, dünyada ise Taksim Meydanı veya Kızıl Meydan gibi örneklerin ilk akla gelenler olduğuna dikkat çekti.
“Yetkisi var mı? Var! Keşke demokratik hassasiyeti, tarihsel duyarlılığı ve teknik bilgisi de olsaymış!”
Rahvancıoğlu, “Peki bizim ‘meydan’da bu alanlara benzeyen ne vardır? Hiçbir şey! Belli ki Girne Belediye Meclisi düpedüz kavşak olan bir mekana, ‘meydan’ demiştir! Üstelik dünyada kent meydanlarının kavşaklar tarafından yozlaştırılmasını ve kamusal yaşamda kent sakinlerine nefes aldıracak meydanların aşındırılmasını tartışan akademik makaleler dahi vardır! Ne mutlu ki biz, hiç yozlaştırma işine girmeden doğrudan kavşak olan bir yere ‘meydan’ diyerek bu konuda dünyayı bir adım geçmiş bulunuyoruz!” dedi.
Konu ile özel olarak ilgilenenlere Ç.Ü. Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi’nin Yıl:2011 Cilt: 26-3 sayısında yayınlanmış “Kent Meydanları” isimli makaleyi okumayı tavsiye eden Rahvancıoğlu, Girne Belediyesi’nin
oturduğu yerden bir kavşağa ‘meydan’ demeye karar verdiğini söyledi.
Rahvancıoğlu, “Hem de bunu oy birliği ile yapmış. Yetkisi var mı? Var! Keşke demokratik hassasiyeti, tarihsel duyarlılığı ve teknik bilgisi de olsaymış!” ifadelerini kullandı.