“Biz toplum tarafından kabul görmeyen, sürekli gözardı edilen, kendilerine sanatlarını icra edecek alan bulamayan insanlara ulaşmaya çalışıyoruz, para üzerinden dönmeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz”
“Etkinliğimizi iki toplumlu değil çok toplumlu yapmaya çalışıyoruz. Bu ülkede yaşayan her topluluğu katmak için.”
“Başka festivallerde para üzerinden bir sömürü dönerken burada biz özgür ve para üzerinden dönmeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Başından beri insanlar buraya bu özelliğinden dolayı geldi.”
“Medya Festival adına direk fişleme ve çamur atma moduna girdiler. Kimse bize festivalin ne olduğunu, neden böyle bir şey yaptığımızı sormadılar bile. Alana gelen gazeteciler festival ile ilgili çok güzel haberler yaptılar. Ama festivale gelmeyenler çok kötü haber yaptılar. “
“Festivalde yakalanan insanların tavırlarını medyanın bizim üzerimize yıkmasını kabul etmiyoruz. Öte yandan yakalanan maddenin de iyi yada kötü olduğunun tartışılması lazım. Bu konuları toplum olarak tartışmaktan çekiniyoruz.”
Hasan Yıkıcı
Kıbrıs’ın alternatif ve yerli/mahalli üreticiye verdiği önemle ön plana çıkan festivali Maki Fest’in organizatörleri gazeddakıbrıs’a konuştu.
Festivalin hikayesini ve yaşadıkları sıkıntıları paylaşan Mağusalı gençler, ayrıca ilk kez bu yıl bazı medya odakları tarafından hedef gösterildiklerini de anlattılar.
Amaçlarını “Biz toplum tarafından kabul görmeyen, sürekli gözardı edilen, kendilerine sanatlarını icra edecek alan bulamayan insanlara ulaşmaya çalışıyoruz” şeklinde anlatan gençler, geçtiğimiz ayki festivalde bunu bir nebze de olsa başardıklarını vurguluyor.
Festivalin özgür ve alternatif bir festival olduğunu vurgulayan organizatörler, “Başka festivallerde para üzerinden bir sömürü dönerken burada biz özgür ve para üzerinden dönmeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Başından beri insanlar buraya bu özelliğinden dolayı geldi” dedi.
Özellikle bazı medya odaklarının bir uyuşturucu olayından dolayı kendilerini hedef gösterdiğini ve festivale karşı karalama kampanyası başlattığını kaydeden gençler, şöyle konuştu: “Festival adına da direk fişleme ve çamur atma moduna girdiler. Kimse bize festivalin ne olduğunu, neden böyle bir şey yaptığımızı sormadılar bile. Alana gelen gazeteciler festival ile ilgili çok güzel haberler yaptılar. Ama festivale gelmeyenler çok kötü haber yaptılar“
Hera Çeliker, Mehmet Kızar, Ardıç Taşçıoğlu ve Sadık Örken, Maki’nin hikayesini, önemini ve festival deneyimlerini anlattı.
“Hem yerli hem mahalli ve özgür”
Hera Çelikler
“İlk olarak toplandığımızda yerli müzisyen ve yerli üreticiye odaklanmak istedik. Sahne şansı olmayan insanlara sahne şansı vermek istedik. Ücretsiz bir giriş tanıdık herkese. Maki’nin temeli ücretsiz giriş, yerli üretim ve yerli müzisyenler.
Hayalini kurduğumuz bir festival oluşturmak istedik. 10-15 kişi olarak yola çıktık. İçimizde müzisyenler üreticiler, öğrenciler var…
Festival’de stant açacak olanlara dikkat ediyoruz. Yerli olması anlamında. Garga suyu, Koop, Bubble up ile çalışıyoruz. Festivalde kesinlikle kola satılmaz festivalde.”
Ardıç Taşçıoğlu:
“Büyük markaların reklam yapmasını her zaman önledik. Turkcell ve Coca cola’dan, Kanerler’den teklifleri oldu. Biz bunları felsefemize uymaz diye kabul etmedik…
“Festival müzikten ibaret değil”
Mehmet Kızar:
“Festival sadece müzikten ibaret değil, yogasından, sanatsal görsel işitsel olarak bir sürü atölye çalışmalarının ve aktivitelerin olduğu bir festivaldir.”
Ardıç Taşçıoğlu:
“Bu sene daha organize şekilde bir ortam yarattık. Kuir’den, Grön Vegan’dan arkadaşlar geldi söyleşiler yaptı. Hem bilgilendirmek, hem eğitsel hem de insanlar için güzel bir ortam yaratmış olduk. İnsanlar birbirlerini tanıdı. Voice’den ve Mülteci Hakları derneğinden de geldiler.
Güneyden bir arkadaş geldi, Kıbrıs ile ilgili etkinlikler yaptı.”
Mehmet Kızar
“Güneyden bir ressam arkadaş geldi ve orada atölye çalışması yaptı.
Biz toplum tarafından kabul görmeyen, sürekli gözardı edilen, kendilerine sanatlarını icra edecek alan bulamayan insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.”
Hera Çeliker
“Etkinliğimiz iki toplumlu değil çok toplumlu yapmaya çalışıyoruz. Bu ülkede yaşayan her topluluğu katmak için.”
Mehmet Kızar
“Yerliden çok mahalli kavramını kullanmaya çalışıyoruz. Burada yaşayan, bu ülkenin sıkıntılarını paylaşan insanların atölye çalışması yapmasını sağladık. İranlı bir arkadaş da vardı. Etkinliği, etnik olarak değil mahalli olarak, lokal olarak burada yaşayan, insanlarla yapmaya çalışıyoruz.”
“Para üzerinden dönmeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz”
Ardıç:
“Başka festivallerde para üzerinden bir sömürü dönerken burada biz özgür ve para üzerinden dönmeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Başından beri insanlar buraya bu özelliğinden dolayı geldi. Kimseye ‘burada alışveriş yapmalısınız’ diye baskı yapmadık. İsteyen dışardan yiyecek ve içeceğini getirir.”
Hare:
Alanda da bir saygı ve dayanışma var. Anlayış var. Bu da organik olarak gelişti. Kendiliğinden. Çöp toplayacağız diye çağrı yaptığımızda herkes gelip katıldı.
Ardıç:
İnsanlarda bir farkındalık yartmaya çalışıyoruz. Özellikle çevre ile doğa ile ilgili…
Mehmet:
Gönülleri ile yurtdışından bilet kesip buraya gelen arkadaşlarımız oldu. Mağusa’dan mezun olup da hala festivale gelen 4 arkadaşımız var. Bu da bize ayrı bir mutluluk sağlıyor. Bu insanlar neyin eksik olduğunu görmüş ve bunun da güzel bir şey olduğunu anlamış. Yeri geldi bizimle çöp toplayıp aynı çileyi çektiler.
Bu yıl ilk defa aramıza katılan gönüllü arkadaşlarımız vardı. Sanki yılardır bizimle birlikteymiş gibi çalıştık.
Hera:
“Gönüllülük paraya dayalı bir şey değil ve kimse kimseye bir şey yaptırmak için kimseyi zorlayamaz. Gönüllüler bizimle birlikte çok çalıştı. Bir sürü işin sonlandırılması için uğraştılar. Festivalde dayanışma duygusu vardı. “
“Carettalar çıktı müziği kestik“
Mehmet:
“Spot’tan, kaplumbağaları koruma derneğinden arkadaşlar vardı. Müzik çalarken yumurtadan carettalar çıktı oraya. Müziği kestik direk. Daha önce böyle bir olayın yaşanabileceğini ön görerek tüm tedbirler aldıydık. Arkadaşlar sayesinde organize olup, carettaları uygun bir şekilde denize bıraktık.
Plajlarda düzenlenen tüm etkinliklerde ve festivallerde bu yönde tedbirler almamaları lazım. Deniz kenarında bir etkinlik düzenlendiğine mutlaka bu yönde önlemler alınması lazım. İyiki bu yönde bir tedbir almışız.”
“Medya bizi hedef gösterdi, ne yaptığımızı anlamadılar bile”
Ardıç:
“Festivalin ardından bizimle ilgili olarak bazı medya odakları yanlış ve kasıtlı algı yaratmaya çalıştılar. Bizim yaptığımızı anlamayıp, çarpıtıp bizi hedef gösterdiler.”
Hera:
“Bir şeyin özünü görmeden direk eleştiri mantığı ile yaklaşıyorlar. Bu festivalde açık açık hedef gösterildiğimizi düşünüyoruz. Karşıt düşüncede olan ve yaptığımızı anlamayan insanlar çamur atmaya çalışıyor. Bir yandan yerel üretici ve sanatçıları destekeleye çalışırken diğer yandan da bu insanlarla uğraşıyoruz.”
Mehmet:
“Bazı gazetelerde çıkan haberlerle festival hedef gösterildi. Biz de katılımcılar da. Devletin yardımıyla yapılması gereken bu festivalin, devletin bize ambulans sağlık ekibi ve güvenlik sağlaması gerekirken, medyanın ne yaptığımızı doğru bir şekilde anlatması gerekirken direk karşımızda olması bize üzdü.
Polisi eleştirmiyoruz ama alanda bizim güvenliğimiz için bir ekibin olmasını isterdik. Karşımızda değil ama. Devlet hastanesinden hemşirelerin olmasını isterdik. Bu gönüllü bir festivaldir. 5 kuruş para almıyoruz kimseden. Herkes bunu gönüllü bir şekilde yapıyor. Hesaplarımız şeffaftır, kendi cebimizden ödediğimiz bile oluyor.
Alanda polis ile istişare ettik. Biz hatta sıkıntı yaratanları söyledik. Uyuşturucu olayı bizden bağımsız gelişti. Bizden bağımsız olarak içeriye hem uyuşturucu hem polis hem de narkotik girdi.”
“Gazetelerin fişleme olayı çok kötü”
Ardıç:
Biz polisi bize bir şey söylemesi için beklerken, bize hiçbir şey söylemeden suçlu aramaya başladı. Ve sanki biz bu ortamı sağlıyormuşuz gibi bir algı yaratıldı.
Hera:
Gazetelerin bu fişleme olayı genel olarak can sıkıyor. Açık isim ve fotoğraf göstermeleri çok kötü. Uyuşturucu kelimesi zaten negatif bir düşünce oluşturuyor ve o insanın sonsuza kadar hayatını etkiliyor. Hem uyuşturucu hem açık foto ve isim… Bizim festivalde bu haberlerin bu şekilde yer alması çok kötü. Bir insanın tek gecelik bir keyfi yüzünden hayatını kaydırıyorlar.
Ardıç
Festival adına da direk fişleme ve çamur atma moduna girdiler. Kimse bize festivalin ne olduğunu, neden böyle bir şey yaptığımızı sormadılar bile.
Alana gelenlen gazeteciler festival ile ilgili çok güzel haberler yaptılar. Ama festivale gelmeyenler çok kötü haber yaptılar.
Hera:
Bu haberlerle hem toplum içinde hem de festivale gelenler ve aileleri üzerinde endişe yaratıyor.
Dünya’da otun ne tür faydaları olabileceği tartışılır ve tıbbi olarak kullanılmaya başlanırken, bu ülkede insaların hayatlarını kaydırıyorlar.
Mehmet:
Medyanın anlattığı gibi biz bunu teşvik etmedik veya satmadık. Böyle insanlar da değiliz. Böyle bir oram yaratmaya da çalılmadık.
Sadık Örken
Festivalde yakalanan insanların tavırlarını medyanın bizim üzerimize yıkmasını kabul etmiyoruz. Öte yandan yakalanan maddenin de iyi yada kötü olduğunun tartışılması lazım. Bu konuları toplum olarak tartışmaktan çekiniyoruz.
Devamı yarın