“Sa, Sa, Salamis” diye bağırır taraftarlar, her gol atıldığında.
Mağusa’nın solcu, barışçı takımıydılar.
1974’te göçmen düştüler.
1948 yılında kırmızı-beyaz renklerle kurulan Nea Salamina’da, iz bırakan futbolcularımızdan, uzun yıllar MTG’de oynamış rahmetli Terzi Nihat (Akterzi) ve Nejat Onat da forma giymişti. Ali İmam ve Coşkun da 2003’te geçiş noktaları açıldıktan sonra top oynadılar Nea Salamina’da. Şimdilerde ise Deniz Lokmanoğlu U-14’lerin golcüsü ve en gözde futbolcularıdır.
Maçlarını 1974 yılına kadar Maraş’ın girişindeki şimdiki Dr. Küçük Fazıl Stadında oynuyorlardı.
Taraftarlar, futbolcular ve kulüp yöneticileri, 1952 yılında Kıbrıs’ın ilk kapalı tribünü de olan stadlarını tırnaklarıyla kazıyarak yapmışlar. Her yıl kuruluş yıl dönümünde gelip stadlarını ziyaret ederler. Bu yıl 70. yıllarında büyük bir ekiple geldiler. Çimlerinde yürüdüler, anılarını tazelediler. Şimdi maçlarını oynadıkları Larnaka/Tuzla bölgesindeki stadyumlarının dinlenme odasında Mağusa’daki stadlarının ve Maraş’ın büyük duvar resimleri vardır.
***
Kıbrıs Rum futbolunda sol ve sağ ideolojiler…
Evet, Mağusa’nın solcu, barışçı takımıydı diyorum. Çünkü Kıbrıslı Rumların futbolunda futbol takımları, tarihsel olarak solcular/sağcılar diye taraftarlarıyla beraber ikiye bölünmüşlerdir. Her kentin en az iki takımı vardır. Mağusa’nın sağcı-fanatik takımı da Anorthosis’dir. Bu neredeyse bir asra yakındır böyle. Ayrıca solcuların ve sağcıların federasyonları da 1953 yılına kadar ayrıydı ve iki ayrı futbol federasyonları vardı. 1953 yılında nihayet tüm takımlar KOP çatısı altında buluşup oynamaya başlasalar da hiç bir takım siyasi duruşundan günümüze kadar taviz vermedi.
Nea Salamina kulübü bu yıl Mağusa Türk Gücü ile iki toplumlu bir proje yaptı. Bu proje ödüllendirildi ve Mart ayı içinde iki takım Pile’de büyük bir etkinlikte bir araya gelecekler. Bu projeye, merkezi Monaco’da olan Peace and Sport (Barış ve Spor) organizasyonu da destek veriyor. Bizleri iki ay önce Rodos’taki etkinliklerine davet ettiler.
Nea Salamina kulüp başkan yardımcısı Yiannos ile beraber bu etkinliğe gittik. Davet bir kişilikti. Yiannos “bu proje iki kulübün projesidir, sen davetli git, ben kendi paramı ödeyeceğim” dedi! Öyle de oldu. Uçakta beraber gidiyoruz. Sohbet bir ara derinleşti. “Sizin takımda ya da taraftarlarınız arasında barış karşıtı, çözüm istemeyen ya da Türklere düşman taraftar veya futbolcu var mı?” diye sordum. “Doktor” dedi, “barış karşıtı ve Kıbrıslı Türklere düşman ya da ırkçı tek bir futbolcu, yönetici ve taraftarımız yoktur” dedi. Nasıl kontrol edebilirlerdi ki taraftarlarını? Mümkünü var mıydı tek bir kişi dahi olmasındı?
“Biz 50 yıldır birbirimizi biliriz dedi. Herkesi teker teker tanırız. Tek bir firemiz dahi yoktur” dedi Yiannos!
***
Maçlarını göçmen düştükleri Larnaka’da oynuyorlar…
Rodos dönüşü ilk işimiz Larnaka’da oynadıkları maçlarına gitmek oldu. Bu söylenenleri gözlerimizle görmemiz gerekirdi.
Tüm taraftarlarını ve yöneticilerini görmek istiyordum.
Yanıma arkadaşlarımı alıp gittim.
Sonuçta Mağusa’dan gelmiştik. Onlar da Mağusalıydılar.
Stada vardığımızda, ya ayni mahallede, Ay. Luka’da birbirimizi tanımadan beraber büyüdüğümüz insanlar bize sarılıyordu, ya da Maraşlılar ceplerindeki fotoğrafı çıkarıp bize evlerini gösteriyorlardı. Mağusa’dan gelen Kıbrıslı Türkler olduğumuzu öğrenen herkes sıraya girmişti. Önce kulüp Başkanı Thoukis bizleri kucakladı. Bizlere birşeyler ısmaralamaya çalışanlardan, sarılanlardan başımız dönmüştü. Tribünlerde yüksek sesle Türkçe konuştuğumuzu duyan gelip ya kendini tanıştırıyor ya bir Mağusalı arkadaşına selam gönderiyordu.
O maçtan sonra Larnaka’da oynadıkları her maça gittik. Atılan gollere onlarla beraber sevindik, kaybedilen maçlara beraber üzüldük.
Stad dışında mangallar her maç yanar. Nea Salamina galip geldiğinde oturup yer içeriz, mağlubiyette el sıkışır “haftaya inşallah” deyip staddan ayrılırız.
Yılbaşı döneminde maçları yoktu. Tüm yönetim, çocukları ve KOP Yönetim Kurulu üyesi arkadaşları ile beraber Mağusa Türk Gücü – Küçük Kaymaklı maçına geldiler. Kulübün önündeki barakada beraber kebabımızı yedik. Masamıza gelen MTG yönetim kurulundan bir arkadaşımız, arabasının arkasındaki yılbaşılık rakıları çıkarıp gelenlere hediye etti.
Oradan maça yürüdük. Yiannos, sarı – yeşilli atkıyı alıp boynuna geçirdi.
Maç başladı. Onlar da bizimle sevindiler attığımız gollere…
Sonuçta ayrımız gayrımız yoktu.
Mağusa’da doğup, büyüyen, ayni toprakların insanlarıydık.
Futbolu seven Kıbrıslılardık hepimiz.