Mülteci Hakları Derneği, mülteciler ve yürüttükleri çalışmalarlar ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada hükümeti mültecilerle ve iç hukukta yapılması gerken düzenlemelerle ilgili sorumluluk almaya davet ederek, hazırladıkları yasa tasarısına dair bilgilendirmede bulunuldu.
İşte açıklama:
İnsan hakları ve mültecilere dair iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerimizi yerine getirmek ve kıyılarımızda ölen, giriş limanlarımız, polis karakollarımız ve havaalanlarımızda hapsedilen, savaşa ve zulme geri yollanan mültecileri artık görmezden gelmemek için bir atmanın zamanı çoktan gelmiştir. Mevcut küresel, mültecilerin başka bir seçeneği yoktur, bizim ise vardır. İnsanlığımızı krizden çıkarmanın, sorumluluk almanın zamanı çoktan gelmiştir.
Bu doğrultuda, Mülteci Hakları Derneği, Kıbrıs’ın kuzeyinde, uluslararası insan hakları ve mülteci haklarına ilişkin sorumlulukların sistematik bir şekilde Kıbrıslı Türk yerel kurumlarınca ihlal edilmesine bir son vermek amacıyla Uluslararası Korumaya dair bir taslak yasa hazırladı.
Taslak yasa ilk olarak 14 Aralık 2018 tarihinde, Mülteci Hakları Derneği tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ‘İnsan Hakları Herkes İçin!’ Projesi’nin kapanış etkinliğinde kamuoyu ile paylaşıldı.
2015 yılında, MHD tarafından hazırlanan ve Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası’nda mülteci haklarının yasal olarak korunmasının ilk adımı niteliğinde olan değişikliklerden farklı olarak, geçtiğimiz Cuma günü 14 Aralık 2018 tarihinde, Mülteci Hakları Derneği tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ‘İnsan Hakları Herkes İçin!’ projesi kapanış etkinliğinde tanıtılan yeni taslak yasa, daha kapsamlı düzenlemelere yer vermektedir. Düzenlemeler aşağıdaki gibidir.
Taslak yasa, öncelikle, başvuru sahiplerinin mülteci statüsü ya da ikincil koruma statüsü alabilmeleri için gereken kriterler belirlenmektedir. Mülteci status kriterleri 31 Ocak 1967 tarihli New York Protokolü ile değişikliğe uğramış şekliyle 28 Temmuz 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 1. Maddesi uyarınca belirlenmiştir. İkincil Koruma statüsünün tanımına ve içeriğine yönelik standartlar, başta İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme, ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi altında yer alanlar olmak üzere, uluslararası insan hakları yükümlülüklerine saygı gösterilmesi bakış açısıyla hazırlanmıştır. Bunların yanı sıra, bu bağlanma, yasa kapsamında zarar ve zulümün failleri, zulmün nedenleri, koruma sağlayabilenleri de açıkça tanımlanmaktadır. Taslak yasada, yukarıda belirtilen statülere sahip kişilerin haklarını tanımlamakta ve içerdiği hükümler arasında geri gönderilme ilkesi; ikamet izinleri; seyahat belgeleri; çocuklara dair hükümler; ve özel ihtiyaç sahiplerine yönelik hükümler de yer almaktadır.
Uluslararası koruma başvurularının, olgular temelinde değerlendirilmesi ve, bu kararların ilk derece işlemlerinde, yerel kurumların bünyelerinde, uluslararası koruma alanında gerekli bilgiye sahip ya da gerekli eğitimi almış olan personeller tarafından verilmesi önemlidir. Bu doğrultuda, taslak yasa uluslararası koruma başvurularına ilişkin kararların etkin ve adil bir şekilde alınmasını mümkün kılacak bir kurumun kurulmasını ve başvuruların yapılmasına dair açık kurallar getirerek, uluslararası koruma talebinde bulunan herkesin bunu hızlıca ve etkili bir şekilde yapabilmesini sağlayarak, başvuruların incelenmesi için bir zaman sınırı koyarak, hukuki desteğe erişimi garanti altına alarak, karar vericilerin eğitilmesini sağlayarak ve mahkemeler nezdinde istinaf başvurularının yapılmasına ilişkin açık kurallar getirerek uyumlu bir sistemin oluşturulmasını sağlamaktadır.
Ayrıca, yerel merciler uluslararası korumaya dair yasa kapsamına giren kişilere yönelik muamelelerde, iç hukuklarının parçası olan uluslararası sözleşmelerde yer alan yükümlülüklere bağlı olması gerekmektedir. Başvuru sahiplerinin karşılama standartları insanlık onuruna saygı içinde bir yaşam sürmelerine yetecek düzeyde olmalıdır. Bu doğrultuda, Kıbrıs’ın kuzey kesimindeki uluslararası koruma ihtiyacı duyan başvuru sahiplerinin doğrultusunda sağlık, eğitim, istihdama erişimleri taslak yasa kapsamında garanti altına alınmaktadır.
Başvuru sahiplerinin alıkonması, kimsenin sadece uluslararası koruma başvuru sahibi olması gerekçesi ile alıkonamayacağı ilkesine uygun bir şekilde ve özellikle, iç hukukun parçası olan uluslararası sözleşmelerde yer alan yükümlülüklere ve Cenevre Sözleşmesinin 31. Maddesine uygun bir şekilde düzenlenmiştir. Yasal yollardan giriş ve/veya kalış kural ve koşullarını ihlal ederek giriş yapan ya da ikamet eden başvuru sahiplerinin, gecikmeden yetkili makamlara başvurarak yasadışı girişlerinin veya bulunuşlarının geçerli nedenlerini göstermeleri koşuluyla, yasadışı yollardan girişleri veya bulunuşlarından dolayı cezalandırılmayacakları açıkça belirtilmektedir.
Menşe ülkesine dönemeyen yerinden edilmiş kişilerin kitlesel sığınması, son yıllarda, dünya genelinde önem kazanmıştır. Böyle durumlarda, bu kişilere acil geçici koruma imkanı sunacak istisnai düzenlemelerin oluşturulması gereklidir. Taslak Yasa, kitlesel sığınma durumlarında geçici korumanın başlatılması, uzatılması ya da sonlandırılması için gerekecek karar-verme usulünü de tanımlamaktadır.
Bu yıl CTP, HP, TDP ve DP’den oluşan dörtlü koalisyonun hükümeti, mültecilerle ilgili “gerekli yasal düzenleme”yi yapma ile ilgili siyasi irade koymuştu. Bu doğrultuda, taslak yasa çalışması ile ilgili hükümeti oluşturan partilerin kendi oluşturdukları program doğrultusunda, MHD tarafından detaylı bir şekilde hazırlanan çerçevede adım atıp atmayacakları ileriki günlerde görülecektir.
Taslak yasanın tam metnine Mülteci Hakları Derneği’nin web sayfasından erişilebilir: www.mhdkibris.com.