ABD ve Türkiye tarafından desteklenen muhalif güçler, İslamcı grup Heyet Tahrir el-Şam’ın rejimi devirmesinin ardından bölgeyi ele geçirmeye çalışıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise bölgede Türkiye destekli isyancı gruplar tarafından hukuksuz gözaltılar, cinsel şiddet ve işkence, arazi hırsızlığı ve gasp dahil olmak üzere yaygın kötü muamele uyarısında bulundu.
Eski devlet başkanı Beşar Esad’a bağlı güçlerin çöküşünün ardından artan mezhep çatışmaları ve misilleme saldırıları korkusuyla 100.000’den fazla kişinin Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin yönetimindeki bölgelere kaçtığı tahmin ediliyor.
The Guardian’ın haberine göre gerginliklerin özellikle Halep’in kuzeydoğusundaki Menbiç kasabası ile Suriye’nin doğusundaki Arap ve Kürtlerin karışık yaşadığı Deyrizor kasabasında yoğunlaştığı görülüyor.
Esad güçlerinin geçen hafta çökmesinin ardından, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altında savaşan Kürt ve Arap birlikler, Suriye’nin kuzey ve doğusundaki toprak parçalarını güvence altına almak için bazı yerlerde Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu’na bağlı isyancı gruplarla çatışarak ilerledi.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt destekli yönetimler bir birlik jesti olarak, “Suriye’nin birliğini ve ulusal kimliğini teyit etmek” amacıyla ülke genelinde muhalif güçler tarafından uzun süredir kullanılan bağımsızlık bayrağını dalgalandıracaklarını ilan ettiler.
SDG komutanı General Mazlum Abdi, ABD’nin arabuluculuğunun Menbiç’te bir ateşkes anlaşması sağlanmasına yardımcı olduğunu, ancak Türkiye destekli isyancı grupların kentin kontrolünü ele geçirmeye çalışması nedeniyle güçlerinin “Fırat’ın batısından artan saldırılara direnmeye ve durdurmaya devam ettiğini” söyledi. Ateşkese rağmen Menbiç’in merkezinde çatışmaların devam ettiği bildirildi.
Abdi, “Amacımız Suriye genelinde ateşin kesilmesi ve ülkenin geleceği için siyasi bir sürece girilmesidir” dedi.
Suriye’nin büyük bölümünü kontrol eden İslamcı grup Heyet Tahrir el-Şam, Kürt liderliğindeki güçlerle çatışmaya girmedi. Ancak Suriye’nin doğusundaki isyancı güçler, kentin kimin kontrolünde olduğuna dair kafa karışıklığı ve bölgede İslam Devleti (İD) savaşçılarının varlığına dair artan endişeler nedeniyle Kürt savaşçıları Deyrezzor’dan çıkardı.
SDG’yi ve ona bağlı Kürt savaşçıları terörist gruplar olarak gören Türkiye de Kürt birliklerine saldırılar düzenledi. Ankara destekli güçler, Suriye hükümetinin cephaneliklerinden yağmalanan ağır silahları taşıdığını söylediği bir Kürt konvoyunu vurdu.
SDG, güçlerinin Menbiç yakınlarındaki Tişreen barajında Türkiye’ye bağlı güçler tarafından düzenlenen bir saldırıyı “püskürttüğünü” söyledi. Türk savaş uçakları ve tanklarının bombardımanını suçlayan SDG, “Baraj için endişelenirken şiddetli çatışmalar devam ediyor” dedi.
İŞİD’in yeniden dirilmesini önlemek için mücadele eden Kürt güçleri ve diğer isyancı grupları desteklemek üzere Suriye’nin doğusunda tahmini 900 ABD askeri bulunuyor.
Sky News’e konuşan Abdi, Türk güçlerinin artan saldırıları nedeniyle güçlerinin Suriye’nin doğusunda İŞİD ile mücadeleye ara vermek zorunda kaldığını ve bunun da ülkenin doğusundaki kamplarda tutulan cihatçı militanların kaçması ya da hapishaneden kaçması korkusuna yol açtığını söyledi.
Abdi, İŞİD “Suriye çöllerinde artık daha güçlü. Daha önce uzak bölgelerde saklanıyorlardı ama şimdi diğer gruplarla sorun yaşamadıkları ve çatışmaya girmedikleri için daha fazla hareket özgürlüğüne sahipler” dedi.
Güçlerinin SDG’nin kontrolü altındaki bölgelerde İŞİD faaliyetlerinin arttığına tanık olduğunu ve Haseke yakınlarında birkaç SDG üyesinin öldürüldüğünü de sözlerine ekledi.
Hak örgütleri ise kaos ve çatışmaların ortasında en çok sivillerin zarar gördüğü uyarısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, “Bu durum, aşırı kalabalık kamplar, ciddi hasar görmüş altyapı ve su, elektrik, sağlık hizmetleri, gıda ve hava koşullarına uygun barınak eksikliği ile akut ve uzun süredir devam eden bir krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.
Kâr amacı gütmeyen kuruluş ayrıca bölgede Türkiye destekli isyancı gruplar tarafından hukuksuz gözaltılar, cinsel şiddet ve işkence, arazi hırsızlığı ve gasp dahil olmak üzere yaygın kötü muamele uyarısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu direktör yardımcısı Adam Coogle konuyla ilgili olarak şunları söyledi “Suriye’de yaşanan olağanüstü olayların ortasında, yoğun çatışmalar ve silahlı grupların misilleme ve şiddet korkusu, binlerce sivili böyle bir akına hazırlıklı olmayan bölgelere göç ettiriyor.”