Ankara Barosu’nun Diyanet İsleri Başkanı’nın LGBTI+ lar basta olmak üzere birçok grubu hedef alan cinsiyetçi söylemleri karşısında yapmış olduğu açıklama ve Savcılığa yapmış olduğu başvuruya gelen saldırılar demokrasi, özgürlükler ve insan hakları açısından derinden üzücü ve endişe vericidir.
Bu nedenle 17 Mayıs IDAHOBIT sayısının giriş yazısını DAYANIŞMA adına Ankara Barosu ve Türkiye’deki LGBTI+ destekçileri, örgütleri ve LGBTI+ haklarını savunmaya gönül koyan herkesle ayırmak istedik. Mati’ciğim bütün LGBTI’ler için yazdı
KUİR AKTİVİST, CORRİDOR PART GENEL SANAT YÖNETMENİ MATİ SOLAK YAZDI
Bir şekilde evdeyiz.
COVID-19 pandemisi tüm insanlığı etkisi altına alırken, dezavantajlı gruplar bu durumdan iki kat etkilendi. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, mülteciler ve LGBTİ+ bireyler salgının en temel sorunlarıyla başa çıkmaya çalışıyorlar. Yaşadığımız süreçte yüzlerce insanın işsiz kalması en temel ihtiyaçlarını karşılayamaması, erişimi zaten oldukça zor olan haklarımızın “zorunlu” olması gerekçe gösterilerek hak gaspının meşrulaştırılması, bizleri süreç içerisinde mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Ben Mati Solak. Türkiye’de yaşayan LGBTİ+ birey ve insan hakları mücadelesi veren bir aktivistim. Nefes aldığımız toprakların insan hakkı ihlalleri devam ederken, COVID-19 pandemisiyle tanışan toplumumuz pandemiye/pandemilere yabancı olması sebebiyle oldukça hazırlıksızdı. Uyarılarla evde kalmaya çalıştığımız süreçte pek çoğumuz işsiz kalarak en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz duruma geldik. Pandemi öncesinde LGBTİ+ istihdamı zaten sorun iken bu durum pandemi sonrasında kendini iyice açığa çıkardı. İnsanlardan zorunlu ücretsiz izne çıkarılarak tüm haklarından feragat etmeleri istendi. Evden çalışma uygulaması ile insanlar işyerlerinde mesai ücretlerinin ödenmemesi gibi hak gaspı ve mobingler perçinlenerek saatler süren çalışmalarının karşılığını alamıyor, üstelik pandemi bahanesiyle meşru zemin gibi gösteriliyor. Eğlence ve hizmet sektörü dışında seks işçiliği yapan mülteci ve Türkiyeli LGBTİ+ lar hayatlarını idame ettirmekte daha da zorlanıyor. Öğrenci ve bu süreçte işsiz kalan pek çok arkadaşımız aile evlerine dönmek zorunda kaldı. Ev içi şiddetin artması gibi muhtemelen durumlarla baş başalar. Sağlık hakkına erişimin kolay olmaması en önemlisi cinsiyet uyum sürecinde olan arkadaşlarımızın hormona erişimi ekonomik olarak oldukça zorlayıcı bir hal aldı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi devletin tüm imkanları ayrımcılığı ve nefreti körüklemeye devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş cuma hutbesinde HIV ile yaşayan insanları ve LGBTİ+ ları pandeminin sebebi olduğunu söyleyerek sonuçları facia olan talihsiz söylemlerde bulundu. Devlet yetkilileri, inanç sistemlerinin emrettiği(!) kuralların arkasına sığınarak bulundukları statülerden orta çağ zihniyetleriyle nefret kusuyor. Onlara emredilen hoşgörüyü ve tüm canlılara saygıyı yok sayarak tezatlıklarıyla, ifşa olan pandemi sürecinin iyi yönetilemeyişini gizlemek için gündem yaratmaktan öteye gidemiyorlar.
Tüm bu nefret söylemleri orta çağdaki kadınların kilise tarafından cadı ilan edilmesiyle aynı. Bulunduğumuz her yerden tüm faşist otoritelere şunu söylemek gerekiyor.
Belki bin belki binlerce yıldır buradayız. Ne sizlerin istediği normlara sığacağız nede toplumun sözde ahlakını bozuyoruz. Söz ettiği ahlakı korumak isteyenler önce insan olmanın gerektirdiği saygıyı öğrenmek zorunda. Ahlak bekçiliğine soyunan iktidar önce çocuk istismarına karşı politika üretmeli. Bugün 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Bifobi ve Transfobi karşıtlığı günü. Kutlu olsun. Süreç dolayısıyla bu yıl sokaklarda / caddelerde olamasakta konumlandığımız güvenli alanlarımızdan umuda bir ışık yakalım. Nefretin ve fobinin karşısında bir arada ve örgütlü mücadeleyle durmaya devam edelim. Sesimizi duyan bu kelimeleri hissedebilen tüm arkadaşlarıma aracı olarak sesleniyorum. Yalnız değilsiniz, yalnız değiliz. Bir telefon kadar uzağız. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta her nerde olursanız olun, derneklerin danışma hatlarından bazen bir merhaba için bazen de maruz bırakıldığınız hak gaspı için ulaşın. Dayanışmayı hep birlikte büyütelim.
Mati SOLAK